bugün

anlamını bulmak için yarım saat internette gezindiğim; gördüğüm kabusta, bir piçin tekrarlayarak söylediği saçma sapan sözcük.

01.11.2011, saat 03:30. 01.40 da uyumaya karar verdim. bazen uyumadan önce beynimde şok etkisi yaratan hafif bir elektriklenme hissederim. yine öyle bir gece. zorda olsa uyudum. uyumaz olaydım. kabuslara alışkınımdır. aile içi şiddetin bir çocuğun bilinç altında oluşturacağı tahribatları iyi bilirim. çokça kabus görmüşlüğüm vardır.

bizim yörenin köy evleri kerpiçten ve alçak pencerelidirler. siyah saçlı, yaşından büyük gösteren yüz çizgileriyle genç bir kız ve soluk yüzlü, bıyığı kırlaşmış orta yaşlı bir adam. hatırladığım kadarıyla yarım parmak, beyaz, demir bir borunun içini temizlemekte, bir süre temizleyip ayaklandı.

+ senin buradan kaçman lazım, biz dönene kadar uyu.

hızlı adımlarla diğer odaya geçiyorlar.

bende pencere kenarında uzanıyorum dışarıdan muhtemelen 9-10 yaşlarında bir erkek çocuğunun sesi

+yaboşcan yaboşcan, ya boş caaaan, yaboşcan yaboşcan ya boşş cann

çıldırmak üzereyim, köylülerin ayak sesi geliyor, tilililer, belliki bir kargaşa var dışarıda , beni dışarı çekmeye çalışıyorlar kötü birşey yaptığımı düşünüyorum. acaba diyorum onlardan birini mi öldürdüm. acaba diyorum birinin eşşeinimi ziktim? ne ettim? piçin sesi hala geliyor.

+yaboşcan yaboşcan, ya boş caaaannn.

susmuyor ve sürekli hale geliyor bu çocuğun sesi..

kafa yemek üzereyim, dışarı bakmak istiyorum lakin yüzlerine bakacak cesaret kalmamış, ödüm pamuk ipliğine bağlı. kafamı hafif kaldırmak istesem pencerenin önüne doluşan gölgeleri hissedebiliyorum. o kadar yaklaşıyorlar ki pencereye, karanlık odayı aydınlatan ay ışığını engelliyorlar. ulan diyorum kendi kendime ne bok yedin, senin burada ne işin war ? adam da gitti gelmedi. inanılmaz bir ruh hali, öyle bir korkuki, yüreğimin en derin bilinmezliklerinde hissedebiliyorum. sonra o büyüyüpte küçülen genç kız belirdi, penecereye yanaştı, belliki ondan da korku vardı. bana baktı hafiften dudaklarını büktü. uyandım.

yaboşcan nedir Allahınızı severseniz.

not: okurken pek ürkütücü olmuyormuş. inanın uykuda ağlamaklı olduğumu hissettim.