bugün

"bayram namazı kılarken güneş gözlüğü takıyorum yandakinin namaz hareketlerine baktığım belli olmasın diye"

AYNEN BÖYLEDiR.


--spoiler--
metafizik dersinde kopya çektim. yanımdakinin beynini okudum.

--spoiler--

(bkz: without feathers)
--spoiler--
Aklıma eski bir fıkrayı getirdi. hani adamın bir psikiyatriste gider ve der ki: doktor kardeşim kafayı yedi. kendisini tavuk zannediyor."
doktor da "o zaman neden akıl hastanesine kapattırmıyorsun?" diye sorar.
adam cevap verir "kapattırırdım ama yumurtalara ihtiyacım var."
sanırım ben de ilişkiler hakkında böyle hissediyorum. tamamiyle çılgın, tutarsız ve gülünçler. ama gene de sürdürüyoruz çünkü yumurtalara ihtiyacımız var.
--spoiler--

Annie Hall final sahnesi.

(orijinali
--spoiler--
It reminds me of that old joke- you know, a guy walks into a psychiatrist's office and says, hey doc, my brother's crazy! He thinks he's a chicken. Then the doc says, why don't you turn him in? Then the guy says, I would but I need the eggs. I guess that's how I feel about relationships. They're totally crazy, irrational, and absurd, but we keep going through it because we need the eggs.
--spoiler--)
amerikalı bir eleştirmen woody allen için şöyle demiş; "---onun esprilerini ancak new yorklular anlayabilir."
new yorklu bir elşetirmen de woody allen için şöyle demiş; "---onun esprilerini ancak bronxlular anlayabilir."

bilmeyenler için not: bronx, new York'un bir bölgesidir.
bence filmleri belki arada minik bir gülümse yaratsa bile genel olarak sıkıcıdır.