bugün

uludağ sözlük yazarları tarafından yazılması muhtemel fantastik romandır.

öyle fantastik değil olm. elini cebine götürme hemen.
böyle yüzüklerin efendisi ne bileyim mitoloji tarzı, fantastik işte la.
hazırsak başlayak hadiyin.
the lord of the words gibi bir isme sahip olması muhtemel romandır.
kısmen hbbia 'nın maceralarını da içerirse best seller olabilir. *
hiçbir romana bağlı kalmadan, bizim hayal ürünümüz olmasını umduğum roman.
amerikan hollywoodvari bir roman olmazsa desteklenmesi gereken projedir. mümkünse bu roman;
- insanlığı kasıp kavuran küresel bir salgın
- insan yiyen tuhaf yaratıklar
- uzayda kaynak bitmiş de dünyada gani gani kaynak varmış gibi dünyayı istila eden uzaylılar
- zihin okuma, düşünce gücüyle eşyaları hareket ettirme gibi üstün yetenekleri olan insanlar
- başka işi gücü yokmuş gibi dünyayı ele geçirmeye çalışan kötü adamlar ve onlara karşı koymaya çalışan micahidler
konulu olmasın.
seri eksileyen ibnenin de kötü adam olarak rol alması gereken romandır. roman seri eksi oylayan ibnenin ruh haletini iç dünyasını anlatırsa oldukça fantastik olacaktır.
~ iron thompson 28 yaşında, cambridge'de öğretim görevlisidir. abd'li eski bir diplomat olan annesi heaven işi gereği gittiği rusya'da meslektaşı borya thompson ile tanışmış ve evlenmiştir. heaven'ın işleri gereği abd'ye yerleşen çift artık yaşamını burada sürdürmeye ve tek çocukları olan iron'a kaliteli bir yaşam sunmaya karar vermişlerdir.
daha çok babasına benzeyen iron mavi gözlü, sarışın, orta boylu, kilosu normalden biraz fazla, saçları henüz dökülmeye başlamış, neşe dolu, meraklı, araştırmayı ve öğrenmeyi seven, sürekli bulmacalar çözen bir insandır.
ancak onun asıl merakı bir öğrencisinden aldığı kitapla başlar.
kitap geçmişi ile günümüz arasında bir geçidin olduğunu, onu açacak anahtarın ancak cesaret ve zeka olduğunu yazıyordu.
başta pek önemsemese bile kitap önemsenmeyecek türden değildi, yaklaşık 450-500 yıl öncesine ait el yazması bir kitaptı.
hatta konular o kadar ilgisini çekiyordu ki okudukça daha da sürükleniyor, adeta bilmeceleri tamamlayabilmek için okur hale geliyordu. ~
the lord of the woods gibi bir isme sahip olması muhtemel romandır.
~ yine birgün yalnız yaşadığı evinde, şöminenin karşısında oturmuş kitabı okurken, şu satırlar gözüne çarptı;
- asla sesli okuma, asla kimseye bahsetme. eğer zekana güvenmiyorsan bırak. sakın devam etme, çünkü senden sonrakilere haksızlık etmeye hakkın yok. ''ready now'' bunu hissedebiliyor musun? gerçekten hazır mısın?

bir an durdu, okumayı bıraktı. irkildi ve yerinden kalkarak dışarıya baktı.
yerler bembeyaz kardı, hava çok fazla soğuk değildi, insanlar telaşlı telaşlı yürüyorlardı.
kendi kendine sorular sormaya başladı. ''ben de herkes gibi miyim? onlardan hiçbir farkım yok mu?
ne kadar da basit şeyler peşinde koşuyor insanlar. oysa benim dünyaya bakışım onlarınkinden o kadar farklı ki.
acaba gerçekten bu dünyaya mı aitim? öyleyse neden kimse gibi değilim?''

sonra oturdu ve kitaba kaldığı yerden devam etti.
- eğer hala ilgini çekiyorsa, hala bıkmadıysan zekana güvenmelisin. sen diğerlerinden çok daha zekisin.
cesaret mi? yalnızca korkaklar telaş içinde yaşar. cesaretini öğreneceğim yer burası değil.
şimdi gözlerini kapat ve yalnızca olmak istediğin yerde olmayı dile. eğer gerçekten cesaretinin gücünü merak ediyorsan
beni dinle!

bu cümleler ona öylesine güven ve cesaret vermişti ki bir an bile tereddüt etmeden kitapta yazılanları uygulamaya başladı.
sonra çığlıklar içinde koltuğa düştü. inanılmaz acı çekiyordu.
göz bebekleri küçülüyor, yüzü terliyor, elleri titriyordu. başını iki elinin arasına alarak birşeyler söylemeye çalışıyordu.
ama vücudu tüm bu olanlara dayanamadı ve sessizce yere yığıldı. gözleri kapanmış öylece yerde yatıyordu.
yalnızca göğüs kafesi şişip, iniyordu.. ~