ukkaşe bin mihsan el-esedi hazretleri,

Mekke'de iman edip, islâmiyet'i kabul edenlerin ilklerinden olmuştur. Ömrü boyunca Peygamber Efendimizin (asm) yanında bulunmaya azamî gayret göstermiş ve bu yüzden Suffe ehlinden sayılmıştır. Bedir Savaşı'nda, Peygamber Efendimiz tarafından, kılıcının kırılması üzerine, kendisine verilen değneğin kılıca dönüşmesiyle tanınıp şöhret olmuştur.

hz. Ukkaşe, Müslümanlarla Mekke müşrikleri arasında bir ilk olan Bedir Savaşı'na katıldı. Bu savaşta büyük bir cesaret ve kahramanlık örneği gösterdi. Çarpışma sırasında kılıcı kırıldı. Bazı kaynaklarda elinde birkaç kılıcın kırıldığı da nakledilmektedir. Peygamber Efendimiz eline bir değnek vererek onunla savaşmaya devam etmesini buyurdu. O da aynısını yaptı ve değnekle savaşmaya devam etti. Cenâb-ı Hakkın inayetiyle, elinde uzun beyaz bir kılıca dönüşen ve Peygamber Efendimizin bir mucizesine vesile olan, olay ve kılıç tarih kayıtlarına geçti. Kılıç da yardımcı anlamına gelen "el-avn" unvanıyla meşhur oldu. hz. Ukkaşe, Peygamber Efendimiz ile birlikte katıldığı tüm savaşlarda bu kılıcı kullandı.

uhud savaşında sağ cenah komutanı idi.

Ukkaşe bin Mihsan Hendek Savaşı'nda da bulundu. Ayrıca, muhtelif zamanlarda bazı sefer ve savaşlar için hazırlanıp yola koyulan ordularda katıldı. Bir ara, kendi kabilesi olan Esedoğulları üzerine gönderildi.

* veda haccı olayı *

Kur'ân-ı Kerim'in nüzulünün tamamlanması ve Peygamber Efendimizin (asm) vefatının yakınlaştığını hissetmesinden sonra, Bilâl-i Habeş (ra) aracılığıyla Müslümanları toplayarak tebliğde bulundu. Konuşmasını tamamladıktan sonra ashabına dönerek, "Sizden kime bir haksızlık yapmış isem, şimdi benden hakkını alsın, ahrete bırakmasın" dedi. Bunun üzerine Ukkaşe, bir savaş sırasında, Peygamber Efendimizin değneğinin sırtına değdiği söyledi. Habibullah da, bir değnek getirmelerini ve Ukkaşe'den de gelip değnekle hakkını almasını söyledi. Bu durum karşısında hayrette kalan sahabe donup kaldı. Hazreti Ebu Bekir, Ömer, Ali başta olmak üzere, öne çıkıp, değnekle Ukkaşe'nin kendi sırtlarına vurmasını söylediler. Daha sonra bunlara, Peygamber Efendimizin torunları Hazreti Hasan ve Hüseyin de benzer teklifte bulunarak katıldılar. Çünkü, hiçbirinin Peygamber Efendimizin sırtına değnekle vurulmasına tahammülleri yoktu. Ancak, Peygamber Efendimiz bunların hiçbirine izin vermedi. Sırtını açarak (Ukkaşe, kendisine değnek değdiği zaman sırtının açık olduğunu söylediği için) Ukkaşe'ye, "hakkını al" diyerek vurmasını istedi. Ukkaşe, Peygamber Efendimizin açık sırtını öperek, "anam babam sana feda olsun Ya Resulallah! Senden hak iddia etmek benim ne haddime!" diyerek karşılık verdi. Peygamber Efendimiz hakkını helâl etmesini ısrarla istedi. Ukkaşe, kendisine şefaatçi olmasını isteyerek hakkını helâl ettiğini söyledi. Bu talepten sonra Peygamber Efendimiz, "Kim cennetteki arkadaşımı görmek isterse bu yaşlı adama baksın" diyerek iltifatta bulundu.

Ukkaşe bin Mihsan'ın, mezarı Nurdağı ilçesi'nde bulunmaktadır. Türbesi halen önemli ziyaretgâhlardan bir tanesidir. Yöredeki insanlar, bu büyük sahabeye hürmet ve atfen ismini kendi çocuklarına verdiklerinden, bölgede Ökkeş ismine sıkça rastlanılmaktadır.

http://www.youtube.com/watch?v=xdVq91i8sac >>
hatta bir rivayette kendisinin türk olduğunu da söylenir. ismine bakılacak olursa ukkaş ismi, ökkeş-ök kökünden türemiştir. ök tanrı demektir. ökkeş ise, eski türklerde tanrıya bağlı anlamında kullanılan bir unvandı. bu teze nereden ulaşılıyor denir ise, tüm sahabeler hakkında detaylı antolojik bilgi olmasına rağmen, ukkaşe hakkında müslüman olmadan önceki hayatı konusunda herhangi bir bilgiyi siyer tarihi yazmamıştır.