bu durum zaman zaman üstesinden gelinememiş bazı komplekslerin varlığının dışa vurumu sayılabilir.türkçe kelimelerle başlayan bir cümlede gereksiz yere yabancı kelimeleri sırf popüler oldukları için kullanmak bir takım ezilmişliklerinden kurtulmak ya da kendinden daha az bilen bir adamın gözünü boyayarak saygı görebilmeyi isteyenlerin seçtiği bir yöntemdir.
şimdi beni tanımayan ve bu entryi okuyanlar beni yüzeysel milliyetçilikle suçlayacaktır.demek istediğim şey şu kesinlikle değil.

güzel türkçemiz'in tam olarak karşılığını veremediği ya da cümlenin anlamını geliştirip durulaştıracak bir takım yabancı kelimeler elbette ki vardır.internet yerine başka bir kelime bulalım demiyorum örneğin. bu tarz girişimlerin dilimizi ne denli komik hallere düşürdüğünü daha önce deneyimledik. farkettiyseniz experience ettik demedim, deneyimledik dedim. mesela experince point kazanma durumu var kullanılan. oyunlarda kullanmaktan bahsetmiyorum burda. çeşitli yerlerde prim yapmak manasında kullanılabiliyor. ama aslında experience point kelimesiyle prim yapılmaya çalışılıyor . ya da çok konuşan sevgilisini görmezden gelen insan ignore etmek ten bahsedebiliyor. halbuki henüz dahi anlamındaki de bağlacını ayrı yazmak konusunda sorunlar yaşıyor bu insanlar.

sonuç olarak yüzeysel milliyetçilikle de suçlanacaksam sorun değil. eğer bu düzen değişecekse sorun değil.
(bkz: okey)
ingilizce bilince götün göğe ermesi inancından kaynaklanan durumdur. ingilizcenin dünya dili olduğu rüyasından uyanamamış kimsenin rüyasını yaşantısına yansıtmasıdır, bu sayede yüksek mertebeden biri olduğunu düşünür.
bir dilden başka bir dile aktarılan kelimeler hep olmuştur ve olacaktır ancak bu kelimenin aynen alınması demek değildir.
dilinin özelliklerinin farkında olmayan, dilini kullanmasını bir türlü öğrenmemiş yani dilini bilmeyen yeteneksiz insanların yaptığı eylem.
bazı ''kompleks''lerin varlığının dışa vurumudur.
-hacı relax ol biraz ya. amma da gerdin kendini.
+nasıl relax olayım abi!?
-derin derin nefes al ver, beatiful life hajı... beatiful life...
mühendislerin, özellikle proje yöneticilerinin sık sık yapmak zorunda kaldığı hadisedir.
(bkz: irrite etmek)
(bkz: irrite olmak)

irriteler götürsün sizi.
(bkz: fucktır git)
-o elindeki ne abii ya?
+ döner bıcagı olm
- jungle a mı giriyon abii?

tanık olunmustur.
"What dedin gülüm?" veya "What dedin my rose?" şeklinde de halkımız maço erkekleri arasında kendini mesken edinmiş cümle yapıları dizisi.
(bkz: bu entryi okuyanlar)
aslında türkçe değil, anglomanca olarak tabir edebileceğimiz cümledir.

(bkz: türk görünümlü anglosakson gençlik)

(bkz: doğan görünümlü şahin)
(bkz: hey dostum senin derdin ne)
tipik marketing tavrı.
(bkz: entryi link manyağı yapmak) gb.
bir de bunun kelimeyi türkçe söledikten sonra ingilizcesiyle birlikte söleme versiyonu vardır ki o daha acıdır.
-sonra görüşürüüzz see you lateer!
+ haa ben de sonra görüşürüz ne demek diye soracaktım tam, iyki ingilizcesini söyledin kanka.*
-çok irrite oldum.
-bu şarkının cover'ı mükemmel olmuş yaaaa!
-yarın bankadan expert gelecek.

gibi devam eder...
o kelimenin ingilizcesini bildiğini göstermektir. öyle bir durumda türkçenin haline üzülüyorum...
(bkz: enough gari).
o cümleyi kuran kişiyi acayip itici gösteren durumdur. aynı zamanda genelikle amerikada yaşamış türklerin kurduğu cümledir.
Çoğu kişinin nefret ettiği bir tarzdır..
kendisini zeki zannetmeye çalışan Pelin Batu hastalığı.
dinsizlikle bağdaştıramadığım topluluk ama yinede kınanabilinecek topluluk çeşidi.
equally disgusting as aralara turkish words serpiştirmek while talking.