türkiye nin artık bölünmesi gerekliliği

türkiye'nin dünyanın en müreffeh ülkelerinden biri olması için ve iç huzurun tesis edilebilmesi için artık vakti zamanı geldiği gün gibi aşikar olan siyasi tercihtir.
hoş biz bölünmemek için çırpındıkça bazı dış mihraklar çoktan planlarını yapmışlar ve uygulamaya koymuşlar bile.
(bkz: akp nin gerçek hedefi bop ve 2015)
bizler ne yazık ki tüm bunları senelerdir cahil halkımıza bir türlü anlatamadık.
artık anlatmaktan ziyade eyleme girişme vakti geldi.
bir musibet bin nasihatten evladır.
tıpkı belçika'daki gibi bu kez biz ayrılalım.
bakalım tepkileri ne olacak?
(bkz: referandum sonrası türkiye belçika benzerliği/#9395399)
soruyorum size!
kimlere bakmakla yükümlüsünüz?

eşiniz?
çocuklarınız?
anneniz?
babanız?
dedeniz?
nineniz?

sayı arttıkça...
misal,
amca, dayı, hala, yeğen...eklense?
bakabilir misiniz?

sayı daha da artsa...
komşu, komşunun çocuğu, sokaktaki insan, kentte yaşayan insanlar...

sayı daha daha da artarsa...
alt kimlik isteyen ve çalışıp üretmeyen unsurlar gibi...

yeter be...yeter ama dersiniz değil mi?
peki neden demiyorsunuz?
mal mısınız?
sağmal inek misiniz arkadaşım?

ya da şöyle bakalım...
sizden birşey isteyeceğim. sadece bu sene vergi ödemeyin. hiç...ne kdv, ne stopaj, ne gelir vergisi. hiç birini.
ssk primi ve bağkur primi de yatırmayın.
ama bunu herkes yapsın...

hadi bunları geçtim.
2 ay var mısınız herkes elektrik faturası ödemesin...

ne olur biliyor musunuz?
neler olur...neler...

ama tüm bunları yapmanın aslında bize neler getireceğinin henüz farkına varabilmiş değiliz.
bakın rakamları konuşturalım biraz.

diyarbakır, van, hakkari, muş, bitlis, bingöl, şırnak, mardin, siirt, batman, ağrı...

türkiye ekonomisine ne katıyor bu iller ve türk ekonomisinden yani bizim cebimizden neler götürüyor?

bu yukarıda saydığım 11 il'in ödediği toplam vergi ne kadar biliyor musunuz?
1.300.000.000 tl(bir milyar üç yüz milyon türk lirası)
peki bu 11 ilin toplam nüfusu kaç?
6.400.000(altı milyon dörtyüz bin)

bu manzarayı şu karşılaştırma ile örnekleyelim.
yukarıda 11 il için taahhuk eden vergiyi yazdık. bir milyar üçyüz milyon lira...
bu vergi sadece balıkesir ilinde taahhuk eden vergi miktarına eşit...
balıkesir ilinin nüfusu ise sadece 1.150.000(bir milyon yüzelli bin)

yani basit bir matematik ile 1 balıkesirli 4 güneydoğulu kadar vergi veriyor.
hak mı?
adalet mi?

geçelim...

ama yine aynı balıkesirli'ye türkiye cumhuriyeti bütçesinden ayrılan pay bu 11 ildeki vatandaşlara ayrılan payın 3 te biri...

peki bu hak mı?
adalet mi?

1 balıkesirli 4 kişilik vergi verecek ama 3 balıkesirli'ye 1 güneydoğulu kadar yatırım ayrılacak...

yok ya...

biz çıkıp bu doğruları yazınca faşist olacağız.
siz alt kimliğinizi ortalığa kustukça, boykot yaptıkça, apo posteri açıp, özerklik isteyince demokrat olacaksınız...

yok ya...

adama öbür dünyada sormazlar mı "kul hakkı yemeye utanmadın mı" diye?

öteki dünyayı boşver.
hiç aklına gelmez mi "bu dünyada bu salaklar da bir gün uyanır bana bunun hesabını sorarlar" diye?

haklısın.
neden böyle düşünesin ki...
seni oy deposu olarak gören bu siyasiler başımızda durup "vatan-millet-sakarya" edebiyatı yapıp, "bu ülkeyi böldürmeyiz" dedikçe sen daha çok nemalanırsın bizim sırtımızdan.

ama farkındaysan işin rengi değişiyor artık.
bana bugün sorsalar derhal ayırırım sizi türkiye'den.
ne özerkliği...bağımsız cumhuriyet kurdururum o topraklarda sizlere. hem de devletin tüm imkanlarını ceketi alıp çıkmacasına orada bırakarak...

işte o zaman belçika'da valonların flamanlara yalvardığı gibi siz de bize yalvarırsınız ama iş işten çoktan geçmiş olur.

uyan türkiye...
soyuluyorsun.
uyan ve silkin...

sırtındaki yük çok ağır. senin koşman lazım. uyan ve silkin...

ne diyim;

(bkz: at yalanı sikeyim inananı)

yazıyı okudum doğrudur veya yanlıştır demeyeceğim, ama ayar verecek olanlarda bir zahmet önceden okusunlar

türkiye halkı hatta daha önemlisi etnik kimliği türk olan kişiler için inanın daha iyi olacaktır. zira türkiyeyi zehirleyen iltihap bu bölünme ile arındırılabilir. ama bunu yapamayız. atalarımızın anısı var oralarda mecbur onların yükünü kaldıracağız ya da farklı çözümler üreteceğiz., kökten çözümler üreteceğiz.

bu ağız bölücü ağzıdır, bu ağız doğan medyası ağzıdır, bu ağız israil ağzıdır, bu ağız bop ağzıdır, bu ağız ikinci cumhuriyetçi ağzıdır, bu ağız ab ağzıdır...

bölücülük propagandası.

bir grup kendini ülkenin sahibi kabul etmiş ve diğerlerinin ayrılması gerektiğini söylüyor. bölücülük azınlıklardan değil kendini çoğunluk kabul edenlerden gelirse tehlikelidir.

bu tür bölücülük propagandası yapanlara sözümüz şu; biz birlikte yaşamak istiyoruz. türklere ve kürtlere ayrılmayı tavsiye edenler lütfen kendileri ayrılsınlar. gerekiyorsa ege bölgesinde izmir'i size bırakalım. devlet olarak 100 yıldır izmir'e yapılan haddi hesabı olmayan yatırımları, malları da ceketimizi alıp çıkacak şekilde bırakırız. devletin vatandaşların malı olduğunu unutup insanların ayrılmasını isteyebilen bir anlayış yüzünden bu hale geldik. bu vatan bu topraklarda yaşayan herkesin malı. belirli bir zümrenin değil. o zümre ki vatandaşlarını dindar diye, kürt diye, ermeni diye bölüp parçalıyor devamlı. karşı koyanı göndermeye kalkıyor. sen kimsin de kimin toprağını kime bağışlıyorsun. ayrılması gereken bu şekilde halkı kategorize edenler. bu arada çok yanıldığınız bir nokta var. daha birkaç gün önce ülkenin çoğunluğunun ve gücünün ne karar verdiğini gördünüz. evet verenlere "vatan haini" dediniz ama yine de evet verdi ve sizlerden kalabalık.

(bkz: yezidiyi dövdürmeyecektik)

ermenileri öldürdünüz gönderdiniz, sıra kürtlere geldi. sonra da sıra bize mi gelecek?

birileri memleketi kendi bağı görmüş. meram'dan bağ bağışlar gibi insanlara "al sana şunu vereyim bunu alayım da sus" der bir tarzda herşeyin sahibi kendi görüyor. kimin bağından kimi kovuyorsun? çoğunluk biziz oğlum, neyine güveniyorsun?

(bkz: meram dan bağ bağışlamak)

(bkz: #735847/düz mantık)

ülkenin ebob unu ekok unu almamış yazar serzenişi.
bi hesapla bak göreceksin devlet bahçeli nin 40. yıl hesabından bile daha kolay hesaplanıyor.

türkiyenin neleri atlattığını ve hala atlatabilecek güçde olduğunu farkedemeyen bir avuç embesilin düşüncesi.

öyle bir gereklililk ülkeye kendi kafasına göre düzen vermeye çalışanların küçük mantığındadır. türkiye bütünleşecektir, ortadoğu'da ve balkanlar'da yarım bıraktığı hesaplar vardır; bunlarla yüzleşmeye başlamıştır ve mecburen "bütünleşecektir".

ha: bu bir akp propagandası değildir. akp geçicidir; ama tarih zorunlu aşamalar meydana getiren bir olgudur...

ham hayaldir. dahası ortadoğu ve kuzeydoğu afrika da gevşek bir konfederasyona doğru gidilmektedir.

daha her taşın arkasında yahudi avlamadan ne bölünmesi bu.

21. yüzyıl müslümanlar için altın çağ olacaktır. bop planındaki haritadaki parçalanma sadece türkiye değil yemen den pakistan a oradan afrika ya kadar geniş bir alanı kapsamaktadır. bu plandan sadece türkler değil bu coğrafyada ki herkes şikayetçi ve gerekli tedbirler yavaş yavaş alınıyor. mesela; vizelerin kaldırılması ve hakllar arası kaynaşmanın kolaylaştırılması. balkanlar da sırplarla boşnakların tekrar birlikteliği vb.

bölünmeyi ancak yahudiler ve maşaları ister. bütünleşmiş bir ortadoğu ancak yahudi için kabustur. iran - türkiye arasını bozmak için daily telegraph gibi gazetelerde şimdiden fitne tohumu ekilmeye balanmıştır.

son olarak; bölünmeye değil bütünleşmeye giden bir coğrafyadayız. bölücülere geçmiş olsun.

görsel

ancak ve ancak, türkiye halklarının birarada yaşamasına dair emek edenleri törörörö diye yaftalayan trolerce ortaya atılabilecek tartışma konusudur.

aslolan emek eksenli bir dönüşümdür, türkiyenin topraflarının bilmem kaç parçaya bölünmesi vs kimsenin istediği ve bu uurda çaba sarf ettiği bir konu değildir.

misal kürtler kürt illerinin türkiyeden ayrılmasını istemezler. özerklik talep ederler.

bir de bu bölünme meselesi gereklilik gibi kelimeler ile açıklanamaz.

ister itiraf edelim ister etmeyelim hepimizin bilinçaltına yavaş yavaş giren gerçek.devlet ordaki insanları maalesef tembelliğe alıştırdı.kendi hayatları için hiçbir şey yapmayıp,devamlı şikayet eden bir toplum meydana getirdi.tabi orda doğan biri için olay çok daha farklı görünüyor olabilir.empati yapmanın oldukça zor olduğu bir durum.insan kendine sormadan da edemiyor, gaziantep'te olabilen hemen yanıbaşındaki şehirlerde niye olamıyor diye.
belki de yıllardır bahsedilen komplo teorileri gerçeğin ta kendisiydi ve yavaş yavaş beynimizde yer etti.birey olarak bakıldığında herkes kendince haklı gibi dursa da toplum olarak bir çuval inciri berbat ettiğimiz de bir gerçek.

kürt hiç bu topraklardan ayrılır mı? kürt beleşi bulmuş kaçar mı? birlikte yaşamak istiyorlardır tabi. vermedikleri vergileri veren insanlar var. vatanım vatanım dediği topraklarda öldürülen askerlerde türk askerleri.

milletler ölmesini bildikleri nispette millettir. -ki kürt milleti diye bir millet de yoktur. kürtler sadece bir halktır. bu halk ki vatan uğruna savaşmamış bir halktır. tek bildikleri çanakkale savaşı muhabbetidir. çanakkale zamanında kürtlerin nüfusu da ortadadır, katılanların sayısı da ortadadır. ama kürde göre bu sayılar yanlış, bu tip muhabbetler de faşistliktir. dersim de seyit rıza nın türk askerine yaptığını bile normal karşılayıp, dersim katliam diye gezen yine kürttür. bu memlekette yapmış oldukları sürüsüyle kürt isyanından bahsetmeme hiç gerek yok. bu ülkede görünün tek faşistlik kürt faşistliğidir.

sen eğer öldürülen teröristin cenazesine 50bin kişi katılıyorsan gelip bana ne şereften bahset ne onurdan bahset. sen referandım sonucunu bdp il merkezine kürdistan bayrağı açıyorsan siktir ol git başka yerde et "biz masumuz" muhabbetini. bunu böyle dediğimizde "siz faşistsiniz, siz ırkçısınız". evet, sizin bu zekanıza göre bizler faşistiz. emin olun en uç derece faşistiz sizin zekanıza göre.

şırnak ili
nüfus: 430.000
şırnak ili özel idaresi 2010 bütçesi: 46 milyon tl...

osmaniye ili:
nüfus:480.000
osmaniye ili özel idaresi 2010 bütçesi: 28 miyon tl...

özel idare.
bildiğin özel idare işte. eğitim, güvenlik, sağlık vb bütçeler buna dahil değil. asfalt yapıyor, sulama kanalları yapıyor...
tarımın en önemli geçim kaynağı olan osmaniye iline ayrılan bütçe malesef dağlık şırnak'a ayrılan bütçenin yarısı.

fazla yoruma gerek yok.
bunlar herkesin internetten kolayca ulaşabileceği bilgiler.

peki madem türkiyenin bölünmesi gerekiyor, diğer milletler neden birleşmeye çalışıyor? yok sovyetlerdi yok avrupa birliğiydi... onlar bir şey bilyor ki kendileri birleşiyor bizi bölüyor.
olaya bir de şu açıdan bakalım. yüzyıllardır kardeş olduğumuz toplumları biz neden ülkemizden atalım?
peki neden onlara ülkemizin bir bölümünü vermeye gerek duyalım? gitek istiyen çıkar gider. ancak türkiyeyi alamaz. osmanlının yükselişinden beri beraber yaşayan devletler neden şimdi ayrılsın? bu soruları tek tek, hiç birini geçiştirmeden mantıklı olarak yanıtlayabilen var sa söylesin lütfen.
yahu kardeşim biz osmanlıda 600 sene beraber yaşadıysak neden şimdi yaşamayalım? paylaşıyoruz işte. derdiniz ne ki? gelin devletimizde yaşayın. eğer buraya uyum sağlayabiliyorsanız siz türksünüz. eğer uyum sağlayamamışsanız çıkın gidin kardeşim ya! madem yaşayamıyorsunuz bir arada, gidin devlatinizi başka yerde kurun adamı ruh hastası etmeyin.

Türkiye cumhuriyeti devleti bir bütündür bölünemez. işine gelmeyen gidebilir hiç üzülmeyiz.

bir türlü gelemeyen şeriat, hala çarşaf giymeyen kadınlarımız gibi, kemalistler tarafından olmalarıyla korkutulan saçmalıklardan biridir sadece. chp-mhp-pkk kol kola gidiyorsunuz yine. at gözlüklü bakış açılarınız dağları aşmış.

hem bütünleşmeyi hem de bölünmeyi savunan arkadaşların söylemlerinde haklılık payları var. ancak bütünleşmeyi savunan bir kişi olarak ben de bütünleşmenin gerçekleşmesinden önce bir ayrışmanın kaçınılmaz olduğunu düşünüyorum. bütünleşme öyle bir iki nesilde gerçekleştirilebilecek kadar kolay olmayacaktır. muhtemelen avrupa birliği veya amerika benzeri bir oluşum ya da bunların her ikisinden de farklı üçüncü bir yolla sonunda yeniden bielrşmek durumunda kalacağız. ne ayrışmak ne de birleşmek bizim için tarihin sonu anlamına gelecektir. halihazırda bulunduğumuz coğrafyadaki yapay oluşumların temizlenmesi ve tarihin doğal seyrine kavuşmasının görüldüğü bir tarih kesitine şahitlik etmekteyiz.

doğrudur kürtler bizim devletimize vergi vermiyorlar, devlet hizmetlerinin bedelini ödemekten kaçınıyorlar ancak bu bugüne kadar sadece bizim devletimiz idi yani türklerin devleti. kürtler kendilerine bahşettiğimiz hakları kullanan bir başka etnik grup veya kabile olarak kaldılar. eğer bu devleti benimsemek ve vatandaşlık görevlerini yapmak istiyorlarsa bunu en gür sesleri ile söylemek zorundalar. biz bir adım attık ve devletin sadece bize değil topraklarımız üzerinde yaşayan herkese ait olduğunu kabul etmeye başladık şimdi sıra onlarda. amerika gibi güçlü ve zengin olmak istiyorsak farklılıklarımızı olduğu gibi kabul edeceğimiz bir süreci yaşamak zorundayız. ancak kemalizm adı verilen zorbalık sona erinceye kadar bu süreç çok zorlu geçecektir.

(bkz: bağımsız izmir cumhuriyeti)

türkiye'nin iç huzura kavuşması için en mantıklı olan yoldur.
şöyle ki,
kastettiğim bölgelerde bir bağımsız kürdistan kurulur, lakin bölgedeki halk nasıl bir yanlış içinde olduklarını zamanla anlar ve türkiye ile entegre olma adına harekete geçerler.
hatta pkk bu kez ayrılmak için değil, birleşmek için terör eylemlerine başvurur.
bu durum da türkiye'nin bölgeye askeri müdahalede bulunmasını haklı kılar.
böylece de bazı yazar arkadaşların değindiği "türkiye'yi daha da büyütmek" fikri gerçekleşmiş olur.
türkiye haklı bir midahale ile musul ve kerkük'ü de türkiye cumhuriyeti topraklarına katar. dünyanın da bu müdahaleye sesi çıkmaz.
geriye ne ayrılıkçı kürt terörü, ne de kürt sorunu kalır.
sen türkiye'sin büyük düşün...

zamanında o anneler,babalar,amcalar,halalar,nineler,yengeler,dayılar bu ülkeye birlik olup baktılar. şimdi bizim de onlara bir bütün halinde bakmamız farzdır. atatürk türkiye'sinin gereğidir bu. bölmek yenilgiyi kabullenmektir. alternatif çözümlere gidilmelidir.

çok yerinde ve doğru tespitler olmakla beraber çözümün bölünme olmayacağını düşüyorum. devletin adam gibi devletlik yaparakta bu sorunu halledebileceği kanısındayım. batıda uyguladığı cezaları doğuyada uygularsa ve bunu uygularken gerekirse silah gücünüde kullanırsa da çözülebilir kannatindeyim.

(bkz: ne diyem mahmut mu diyem)