Oturup sadece eleştiri yapanlara söylenebilecek sözdür.

Edit: konuyu neden metropoller üzerinden tartıştınız anlamadım.
(bkz: tarım hayvancılık ve türkiye gerçeği)

http://finans.mynet.com/h...rkiyede-tarim-gercegi/836

http://www.haberturk.com/...ayvancilik-bitti-siradaki

http://www.ajansses.com/2...nasil-bitirildi_h709.html
konuşması kolay. millet durup dururken tarımı bırakmıyor çünkü kimse zararına çalışmaz. giderler getirilerden fazla...

edit: var demekle olmuyor. mesela hayvancılığa teşvik vardı göya ama çok ciddi zarara uğradılar. kendim bizzat biliyorum. bu arada mazot, gübre fiyatları yüksek işin en kötü tarafı ürünün yıllardır nerdeyse aynı fiyata satılıyor olması!
Allah Aşkına tarıma verilen devlet teşviklerinin nasıl kullanıldığını hepimiz biliyoruz . Devletin burda büyük teşviği var.
Her şeyi yapacaksak ülkeyi de yönetelim o zaman bu mantığa göre o da olur. Devletin verdiklerinin bir işe yaraması için ekonominin de biraz iyi olması gerek. Bunu yapan kazanamıyor ki bu işi yapsın.
Devlet dekar başı destekleme, mazot desteklemesi vermektedir, ziraat ıslah edilmiş iyi tohum teminini sağlamaktadır, bir araba pancarı bile kendi üzerine yazdırdıysan bağkurlu saymaktadır, daha ne lazım, bir hafta çalış beş ay yat, arada git bak başaklara, biçerdöver biçecek iki gün de hallolacak, sonra yine yat,

Olur yani, lakin tarım bitmedi, çiftçi ne olsa memnun değil olay sadece bu,. Efendilik de kolay değil.
Kendi evinin bahçesine ektiği iki tutam maydanoz bir adet sırık fasulyeyle tarımın kurtulacağına inanan saf birey tavsiyesi.
devletin koydugu kotalari neremize sokacagimizla ters orantili olan önerme.
Eski düzen tarım yaptığmızdan çoğu yerlerde ürünlerin yarısı çöp oluyor haliyle fiyat yükseliyor satılmıyor.
Mazot gübre pahalı yerli uzun ömürlü tohumda şart.
Bireysel tarım yapmalıyız bence evde birşeyin içinde yada bahçede küçük biyerde üretmek iyidir az yada çok önemli değil.
tohum bulabilen üreticiye çağrı.

ulan yerli tohum kullanmanın suç olduğu tarım ülkesidir türkiye. yerli domates yokolmakla yüzyüze kaldı son 10 yılda. neyin masalını anlatıyorsunuz millete. israil'in gdo'lu tohumlarını kakaladınız millete, çiftçi mağdur halk zehirleniyor.

aman israil'in çıkarına ters iş yaparsınız.
Sacma sapan beyanattir. Sanki herkes ciftcilik yapmayi biliyor ya da tarimdan anliyor. Tek cözüm bilenleri iyi degerlendirip, yeni nesilleri bilincli yetistirmek ve en önemlisi birlik olabilmektir.
bak güzel kardeşim, ben kendi köyüme gittiğimde manzara şu oluyor genelde.
bi kaç sene önce,
- ahmet abi: bu senede zarardayız, bizden 30 kuruşa alıp 70 kuruşa satıyo pezev..ler. satcak başka biride yok. mazot desen, sudan daha fazla gidiyo. ekmicem diğer sene. kendimize yetcek kadar anca.
- ben: abi şehirde 1,5 satıyolar sen bilmiyo musun? getirip satsana kendin.
- ahmet abi: kendim getirip satmaya kalksam, mazot mu yeter be oğlum.
- ben:...
sonraki sene ahmet abi şöyle dedi bana. "bu sene ekmedim kârdayım."
şimdi sevgili yazar, konuşmak yerine gidip mazot, su, tohum (yabancı tohum yani, yerlisi yok bunun piyasada çünkü devlet ithal ettiriyo hepsini bi haltmış gibi.) fiyatlarını öğrenip, ardından bir muhasebeci tutup. gelir-gider hesaplaması yaparsan, neden ekilmiyor topraklar anlarsın.
hibe tarım arazisi verin ekip biçelim. ya da dekar/kg da belirli miktar ürün karşılığında ürüne el koysun gerisini bize bıraksın.

dönemsel olarak arpa buğday ve mısır ithal ediyoruz. ayıp. soyada %95 dışarı bağımlıyız. insan gıdasını bırak hayvan yemi yapamıyoruz. hammadde sıkıntısı var ülkede. yem çuvalı 60 lira aq.

afedersiniz ama destekler bile zamanında yatmıyor.
köylerde tarım mı var amk? Adamın kendi ineği var. Süt sağmaya üşeniyor. Hazır süt içiyor.
motorin olmuş kaç para (petrol fiyatları dibe indiği halde), kırsal motorin desen kaldırılmış, adam hala teşvikten bahsediyor. hangi teşvik arkadaşım? otur da bi hesap yap bakalım millete ahkam kesmeden evvel çiftçinin gözünden, gelen gideni karşılayacak mı? adamlar yerli tohum bile kullandırmıyor, kota koyuyor. neyi ekip biçiyorsun? israilin köpeği oğlum bu adamlar, uyanın artık lan.

http://www.dogateknik.com...ail-tohumlari-uzerine.htm

hem hükümetin yediği her yediği boku biz mi temizlicez lan? oh ne ala memleket. sen sıç sıva biz temizleyelim, oldu başka? siz ne işe yararsınız? adamlar hem tarımı bitirecek, tarım arazilerini usulsüz imara açıp yandaşlarına termik santral kursun diye hibe edecek, 6000 ağacı katledecek, ondan sonra da gelip buraya utanmadan türkiyede tarım "bittiyse" diye kabullenip daha iyisini başkalarının yapmasını teklif edeceksiniz he.

ne güzel de konuşuyorlar valla, bi hafta çalış beş ay yatmış. yok ya?
http://m.bloomberght.com/...-destek-serbest-birakildi
Memleketin anası sikilmiş sen neyin derdindesin piç ile devamı gelecek şiirsel bir mısradır. *
tartışmaları ticari kaygılar üzerinde dönen önermedir.

genel betonlaşma üzerine haklı bir kaygıdır da..

ama napıcan kardeşim sen devlet desteğini, bilmem neyi? 1 dönüm arazi, ver artezyeni, ek çeşitli tohumu, koy bir kaç çeşit hayvanı, dik iklimine uygun binanı; doğa her şeyini verir sana..

ama yok, satıcan, kazanıcan, daha çok satıcan, daha çok kazanıcan, bemeweye binicen, sonra taşak yapıcan, avradın kıyağını alıcan, lafı emir olan adam olucan, egona ego katıcan...

ek biç diyen doğru demiş, ama sen dünyada, doğada değilsin ki; ticarethanedesin, senin için yapacak bir şey yok...
böylesine ciddi bir konuyu, arkasındaki küresel güçleri ve yerli hizmetkarlarını gözardı ederek sulandırmak ve determinist bir çaba ile çözüleceğinden söz edip bir de eleştirenlere bir tür görev yüklemeye çalışmsk tam akp tarzı bir sıyrılma, suçu başkalarına yükleme kurnazlığıdır.

dış merkezli emperyal ekonomik politikaları yürüten, her alanda halkı fakirleştiren, tarımsal desteklerle üreticiyi üretimden koparan, rant uğruna tarım alanlarını imara açarak tarımsal alanları azaltan, yerli tohumculuğu yok ederek tohumda düşmanca davrandığı israil'e bağımlılık sağlayan , tarımsal ürünler ithal ederek, gübre ve mazotu sübvanse etmeyerek üretimi baltalayan sadece halk düşmanı iktidardır.

sonra sen ek biç demek halkla alay etmektir.
1 yıl uğraşıp elde ettiği hasat ile 3 ayı zor geçiren çiftcinin mecburen toprağını bırakıp büyük şehirlere göçmesini anlamak bu kadar mı zor dedirten önermedir.

Tohum kalitesini ve bir çok tohumu yurt dışından getirterek kendi tohumlarımızı yok edenleri, üreticiden malını alırken uyguladığı taban fiyat ile satışı arasındaki uçuruma neden olan ara basamaklarda hiçbirşey yapmayarak zenginliklerine zenginlik katan adamlara çekilen peşkeşleri, tarım ofislerini kapatanları çok iyi tanıyorsunuz ancak lafa gelince tarım bittiyse hedede hödödö diye konuşmalar yapacak kadar pişkin o kadar çok militan var ki insan gerçekten hayretler içerisine düşüyor.
sürekli bahane üretmemeli gerek.
tarımı destekleyen hükümet olsa ekip biçeceğiz ama imkanımız yok.
Bize kalsa çay tarımıyla uğraşacağımız yok çünkü para bırakmıyor ama mesela bizim çay bahçemizi dedem dikmiş ve çay fidesinin ömrü 100 sene ve sökmesi çok zor, yani mecburiyetten giriyoruz çay bahçesine hal böyle olmasa yurdum insanı ithal çay içip ağzını muşmulaya çevirir.

Not. Doğu Karadeniz bölgesinde üretilen yaş çayın maddi değeri 800 milyon dolar civarıdır.
çiftçilikle gram alakası olmayanların internetten ve kitaplardan bakarak beceremeyeceği emir cümlesi.
(bkz: damn you biç) şeklinde okunduğunda gülünç olan ifade.

bazı moderatörlere 'mala anlatır gibi anlatmak' gerekiyor.