bugün

türkiye'de sürekli bir ekonomik kriz beklentisi içinde olan ve bundan bir şekilde rant elde etmek isteyenlerin görmek istemedikleri verilerdir.

- döviz kurları

dolar ve euro mayıs ayında 1,350 ytl ve 2,100 ytl civarında idi. şimdi ise dolar 1,60 ytl , euro ise 2,050 ytl civarındadır.

yani çok ciddi anlamda bir yükseliş olamamıştır. dolar'da biraz yükseliş vardır.

- faizler

faizler haziran - temmuz aylarında yüzde 23 civarında iken şimdi ise yüzde 22 civarındadır.

yani artmasının aksine gerileme bile olmuştur.

- büyüme rakamları

türkiye ekonomisi birinci çeyrekte 6,5 ikinci çeyrekte ise yüzde 1,9 büyüyerek yılın ilk yarında yüzde 4,2 büyümüştür.

üçüncü çeyreğe yönelik büyüme rakamları henüz açıklanmamıştır ancak ağustos ve eylül sanayi üretim rakamlarına bakılarak ( sadece sanayi üretimine bakmamak gerekmektedir , tarımsal üretime ve ticaret'e de bakmak gerekmektedir. bunlar da ekonomik büyüme için önemli verilerdir. ) yavaşladığı görülmektedir.

- işsizlik rakamları

işsizlik rakamı temmuz-ağustos aylarında yüzde 9 civarında iken şimdi ise yüzde 9-10 civarındadır.

küresel ekonomik kriz öncesinde de yüzde 10 civarında bulunmaktayadı.
bulmakta zorluk çekilen emarelerdir. lakin var olduğunu göstermek için de bulmakta zorluk çekilir.
amerika ile aramızda epey uzak bir mesafe vardır. ulaşması biraz zaman alabilir. aYrıca herşeyi en az 1 sene öncesinden alıp satan imkb nin durumu da bir işaret olabilir.
şu soru sorulmalıdır. işlerin %40 düşmesi kriz midir değil midir?.
işlerin dönemsel olarak düşüp artmasını kriz olarak değerlendirmemek gerekmektedir.

ayrıca sektörden sektöre değişebilen durumdur. bazı sektörlerde işler yüzde 40 düşebilir bazı sektörlerde yüzde 50 artabilir.

bütün olarak bakmak gereklidir.
fabrikalar kapanıyormus, işçiler çıkartılıyormus amannn kim ne, ekonomik kriz yok, yok..

yok böyle birşey..

yok böyle birşey...

yok böyle birşey ( bu da siyasilerin dile getirdiği bir emare ya da emare diye yutturmaya çalıştıkları bir söylem)...

(kime benzedim ben yav)
medyanın spekülasyon amaçlı kriz çıkarmaya yönelik haberlerine inanılmaması gerektiğini gösteren verilerdir.
ekonomik kriz yok diyorsunuz,philips bile kepenk indiriyor daha ne olsun.işçileri çıkmış aç kalacağız diyorlar HAMDOLSUN!
ilk on ayda açılan işyeri sayısı 83 ,946 iken kapanan işyeri sayısı 41, 095'tir.

kriz ortamında 83,946 şirket nasıl kuruluyor.insanlar neye istinaden şirket kuruyorlar.
takasbank diye bir oluşum vardı,Show TV ana haber bülteninde görmüştüm.belkide artık parayı kullanmamalı,lidya öncesine gitmeliyiz.

"insanın kazandığı paradan değil paranın kazandığı insandan korkulur."
galiba artık para bizi kazanıyor!?
aslında yaklaşan dalgayı gösteren veriler. kriz çıkmasından ne tür rant elde edilir bilmiyorum, ancak ve belki iktidar sahiplerine bok atmak için sırada bekleyenlere iş çıkarır o kadar. gerçi şu performans ve kriz yönetimiyle iktidara bok atarsanız gül suyu fışkırtmış gibi olursunuz.

kısaca ve herkesin anlayacağı şekilde; eğer 3 çeyrek yüzde 2nin altında büyürseniz küçülüyorsunuz demektir. ikinci olarak yıllık bazda büyüme nüfus artışınızın altındaysa çocuk yapmayın, ya da verileri doğru okuyup ona göre zamanında önlem alın. yine küçülmektesiniz demektir. 3. çeyrek için %1 in altında büyüme kesin gibi, son çeyrekte ise ekonomik daralma banko. ya da başka bir dille eksi büyüme olasılığı 1. bu oranla bu maçı kaçırmayın derim.

bazı noktaları da aydınlatalım; kurların artması evet ihracatçının gelirini arttırabilir; o ihracatçı ki satışlarını aynı seviyede korumuş olsun. avrupa bölgesi bu hafta itibarıyla resesyona girdiğini ilan etmişse ve sizin asıl ihracat bölgeniz de buraya denk düşmekteyse satışlar düşecek demektir ki iptal edilen siparişler, iş yavaşlatma ve hatta işçi çıkarmalarla bu etkileri görüyoruz. ikincisi bu ihracatçı dostlarımızın çoğunun ihraç malları ithal ara mallar kullanılarak üretilir, bu durumda kurlar artmışsa zaten satışı düşen ihracatçı karını arttırmaz ama düşürür. dahası bu arkadaşların yüklü döviz borcu bulunmakta, 2009 için en az 150 milyar dolar dış kaynağa ihtiyaç olduğu söyleniyor. kurlar artarsa etkisini siz hesap edersiniz artık.

okuyanlar için faydalı olabilir:

http://www.radikal.com.tr...;Date=14.11.2008&PAGE=

aslında yazacak çok şey var, resesyon (durgunluk) bağıra bağıra ne bağırması anıra anıra geliyor. kimsenin bundan rant elde edeceğini sanmıyorum, iyi niyetli olduktan sonra. ne de olsa aynı gemideyiz değil mi?

şimdi hatırladım evet, başka bir grup daha var son zamanlarda sesini yükselten; kısaca imf lobisi diyeyim. krizden rant elde etmeye çalışan, anlaşılmıştır sanıyorum. bu bataklığa düştük bir kere, borç sarmalı sarmaşık gibi dolana dolana bedenimizi sardı ve artık boğazımı sıkıyor. işte krizler böyle yaratılır, düzenler böyle kurulur. kaostan düzene *. eğer sahipler temeldeki taşları söküp yerine yenilerini koyacaksa ya da sağ cebindeki parayı alıp sol cebine atacaksa ya da senaryoda değişikliğe gidecekse size uymaktan başka çıkar yol yoktur.
sabancı holdingin 1 yıl içinde %20 kar etmesi.

Kriz kimin için sorusu ile elde edilecek görüş.
en son dünyadaki ekonomik krize paralel olarak philips şirketi türkiye'deki fabrikasını kapatma kararı almasıyla işşizler ordusuna 150 kişi daha katılmış ve krizin başladığından itibaren türkiye'de yıl sonuna kadar 10bin civarında işçinin daha işsiz kalması beklenmektedir. öte yandan türkiye'nin en büyük ihracaat pazarı olan almanya'da resesyona girilmesi ile iç talebe yönelik pazar genişleyecek ve sonuçta türkiye'nin en büyük ihracaat alanı küçülecektir. diğer pek çok ülke için daha resesyon dönemleri açıldığından ihracaat oranlarında büyük bir gerileme beklenmektedir.

ana sanayi üretim merkezlerinde yaşanan durgunluğun yanına bankalarda da krizin etkilerinin görülmeye başlaması türkiye'nin durgun dönemine yeni adım attığını göstermektedir. türkiye'nin önde gelen bankalarından olan akbank'ın binden fazla çalışanını çıkartması olayın ciddiyeti göstermektedir. mevsimlik işçilerden kazanılan rant sayesinde yükselen tarım üretimine karşın, bu sürecin geçici olacağını da ekonomiyi az çok bilen herkes için doğruluğu tartışılmayacak emarelerdir.

sonuç olarak türkiye'de krizin uğramadığını iddia etmek hem reel üretim açısından, hem de mali piyasalar açaısından çok uzak gözükmektedir. patronlar için henüz geri dönülmez noktaya varılmamış olmasının tek sebebi 2001 krizi sırasında sosyal yıkım politikalarının yüksek bir şekilde uygulanmış olmasıdır. şimdi bir başkası daha ülkemizin kapısındadır. henüz yeni başlamasına karşın tüsiad'ın ilk günden beri dillendirdiği, mess'in metal iş kolunda yürütülen 2008-2010 toplu iş görüşmeleri sırasında uygulamaya koymaya çalıştığı yeni yıkım politikaları krizin faturasının emekçilere çıkartılacak olacağını göstermektedir. bu krizi çıkaranların korkunç itiraflarda bulundukları ve bu "sistem çürümüştür." açıklamalarının ardı ardına geldiği bu ortamda krizin aslında ne kadar canlı olduğunu göstermektedir yoksa bu sosyal yıkım politikaları bu kadar çok dile getirilir miydi acaba bir krizin eşiğinden geçmiş olmasa türkiye.
belki ateş düştüğü yeri yakar, bilemeyiz kriz kime var kime yok. ancak ve ancak sonradan görmeliğin adeta bir simgesi olan bir şehirde ki onlarca alışveriş merkezlerinin ağzına kadar dolu olması, sadece zenginlerin değil, birçok kesimden, değişik gelir seviyesine sahip olan insanların buralardan alışveriş yapmaları, kriz olmadığı yönünde yorumlanabilir.
bugün itibariyle akbank ın 1500 kişiyi işten çıkarması..1 ay sonra bir 1500 kişiyi daha çıkaracak olması..
Ekranlarda dizi oyuncularinin bölüm basina 75 bin tl almasi...
krizin olup olmaması için ekonomik değil psikolojik veri çok önemlidir. herifler satın almıyor yahu!
Genel Müdürlüğünün giriş kapısında yazan yazıya bakaraktan kriz olamdığını anlayabilriz.

don var,
çakmak var,
elbise var,

Kriz yok

(bkz: t-box)
otomotiv sektöründe üretimin durması, işçilerin tatile çıkarılması, işçi ve mühendis alımlarının durdurulmuş olması zam manyağı olmamız, haziranda 1400 liraya aldığım bilgisayarın bugün 2000 lira olması vs vs...**
otomotiv sektöründe üretimin durdurulması ve işçilerin tatile çıkarılması zaman zaman uygulanan bir yöntemdir bu yurt dışında da yapılmaktadır ( örneğin italya ) bunun ekonomik kriz ile çok fazla alakası yoktur. sadece zamanlaması öyle denk gelmiş , medya da ekonomik kriz var şeklinde kullanmıştır.
hamdolsunculuğa giriş dersinden 100'le geçenlerin, düşünmezsen kriz yoktur şeklindeki rte ilkesinin de gazıyla sarfettikleri cümle.
krizler ortaya çıktıklarında aynı gün bütün dünyaya yayılmazlar, örneğin abd'deki kriz 3-6 ay arasındaki bir dönemde avrupa'ya ve rusya'ya sıçramıştır, önümüzdeki 3 ay içerisinde de türkiye'ye gelecektir.
bizde krizin henüz şiddetli hissedilmemiş olması, türkiye'de türev piyasaların gelişmemiş olması ile ilgilidir, sermaye piyasası henüz yeterince gelişmeyen bir ülkede kriz zaten kendisini reel sektörde gösterir.
döviz-faiz-borsa üçlüsüne bakarak ekonomik analiz yapmak, televole iktisatçılarına mahsustur. türkiye ekonomisi, resesyona girmiş durumdadır ve bu kesinlikle daha da derinleşecektir.
özel sektörünün dış borcu 300 milyar dolar olan, cari açığı yaklaşık 30 milyar dolar olan, önümüzdeki aylarda kredi bulamazsa, döviz kurları hızla fırlayacak olan bir ülke burası
krizin belirtilerini görmemek için kör olmak gerek, ya da rte ne eylerse güzel eyler şeklinde düşünenlerden olmak.
ekonomik büyüme için sadece sanayi üretimine bakmamak gereklidir. tarımsal üretim büyümesi ve hizmet sektörü vesaire rakamlarına da bakmak gereklidir.

doğrudur sanayi üretiminde son iki ayda gerileme olmuştur ancak bu ekonomik kriz olacağı anlamına gelmez.
kaynak için hamd ile bkz; http://www.akparti.org.tr

ve tanım: rte nin ulusa sesleniş iktisatçılığıyla bakıldığında milyonlarcası görülebilecek verilerdir.
iktisadi konuları siyasi olarak değerlendirenlerin anlamakta güçlük çekeceği verilerdir.

iktisadi olayların akpsi , chpsi , mhpsi yok 70 milyonun ortak iktisadi faaliyetlerinin sonucudur ekonomik veriler.
geçen yıla oranla dükkanların yüzde elli oranında daha fazla kapanması bunun en iyi verisidir. kriz mriz yok, icat çıkarmayın başbakanımızın başına!

(bkz: ironi ulan ironi)
nedense esnafın cebinin, kasasının, gözünün göremediği veriler. kan ağlıyor ulan esnaf, siftahsız dükkan kapatılıyor, hala kalkmış birileri şöyle iktisadi veri böyle iktisadi veri diyor. yemişim iktisatını, krizin olmadığını düşünmek yerine bu krizden nasıl çıkılır onu düşünün.
kapanan işyeri sayısı 41, 095'tir ancak açılan işyeri sayısı da 83 ,946'tir.

olumsuz tarafından bakmamak gerekir.