bugün

gerçi tarafsız bir gözlem yaptığımda haklılık paylarının da olduğunu gördüğüm gerçektir.

misal rönesans, avrupa'nın zenginleşmesi ile başladı.
bilim hareketleri, dünyanın sorunlarını çözmeye başladığı, savaşın bir çözüm olmadığını görüp eldeki kaynakların daha doğru ve etkin kullanılmasıyla hız kazandı.
bir de ülkemize bakalım; bu başlığı açma nedenim kesinlikle bir yergi değil, aksine bir anlama çabasıdır.
Ortalama 7 yaşında okula başlayan bir çocuk eğer yüksek lisans yapmayacaksa 23 yaşında öğrenim hayatını sonlandırıyor. öğrenim hayatı bittikten sonra sudan dönmüş balığa dönüyor. eğer erkek ise onu bekleyen bir askerlik süreci var. daha sonra iş bul, çalış vs vs. hayatın en verimli yılları bu şekilde başka bir soruna kayıyor. eğitimdeki sıkıntılar, öğrencinin henüz okurken bilim ile tanışmasını zorlaştırıyor. "formül ezberle sınıfı geç" mantığı da cabası.

bilim için elzem olan yabancı dil eğitimi konusuna hiç girmeyeceğim.

öte yandan, her şeye rağmen meraklı olan, bir şeyler için çabalayan, bilimsel makaleleri, kaynakları takip eden insanlar da bir süre sonra başa kürek çektiğini düşünmeye başlayıp kendisini salıyor. Çünkü ona göre, dünyada daha büyük sorunlar var. yenilenen istanbul seçimleri, seçimlerin gölgesinde kalan bir doğu akdeniz sorunu, genç işsizlik, tek tip askerlik yasası vs vs bunlardan sadece birkaçı.

yine de pes etmeyip bilim için çabalayan insanlar görüyoruz. eldeki kıt kaynaklarla birkaç proje üretip protatip hazırlıyor, ülkenin önde gelen bilim kurumlarının kapısını çalıyor. bir karış suratı olan memurlar tarafından tekmelenip en başa geri döndürülüyor.

soğan 10 lira, patates 9 liraysa, gelecekte yapılacak olan insanlı mars görevleri, ay'da koloni kurma çalışmaları kimsenin ilgisini çekmiyor haliyle.
Çok yanlış bir değerlendirme.
Her ne kadar bilimin öğrenme, anlama ve üretme kısmıyla ilgilenmesekte, tüketme kısmına çok meraklıyız.
insanların kişilik testini ayyyfon sahibi olup olmadığıyla yapacak kadar, TV seyrediminde dünyada bir numara olacak kadar ilgiliyiz ilimle ve bilimle.
yanlış önerme. türk insanı hâyâle ve yanlış bilgiye meraksız.
risale vua imdi bua...
türk insanı çok yorgun, türk insanı çok yıprandı. türk insanının ortalama profili, linkedin'de denk geldiğiniz executive producer tiplemeleri gibi değil. tabii ki bu hep ulu önderimiz sonrası ülkeyi yönetenlerin kademe kademe ülkeyi mahvetmesinden kaynaklı.

öncelikli ihtiyaçlar ay sonunu getirebilmek, karın doyurmak, barınmak, evlatları her şeyden kısa kısa yetiştirmek. lüks hakkı yok türk insanının. değil bilime sanata, hayatını kolaylaştırmayan hiçbir şeye meraklı olmaz değil olamaz. sırası değil çünkü. o lüks, uzun yıllar önce elimizden kayıp gitti.
0:00 1:40
allahın ilmi bilimden önce gelir.
sıkıştılar mı ne bilim derler.