bugün

son örneklerini geçen akşam ki ispanya ile oynanan dünya kupası grup eleme maçlarında gördük. arkadaş ne merağız geriye dönüp pas atmaya. kaleci volkan uyumasın o da iş yapsın biraz diye hep ona pas attık atağa çıkacağımıza.

bu olayı türk futboluna kim belletmiş bilmiyorum ama bunu son yıllarda en çok uygulayan takım olarak taraftarı olduğum galatasarayı söyleyebilirim. yani atağa çıkayım ne bileyim oyun kurayım pozisyon bulayım düşüncesi yok rakip takımdan biri hafif bir baskı yaptı tak hemen top kaleciye kadar geliyor geri pasla. ömer üründül ün dediği gibi popescu tarzı savunma oyuncusu yok ki anasını satayım ileriye oynasın ya da uzun paslar atsın.

spikerlerden duymaya alıştığımız cümleler;

- hakan kalecisine kadar dönüyor.
- ayhan pas atacak arkadaşını bulamadı kalecisine pas veriyor.

spikerler bile artık bu cümleleri söylemekten usandı. bırakın ulan şu kaleciye dönmeyi. oyun kurun hiç olmadı bam güm vurun ilerisi gitsin. yeter ki geriye dönemyin lan. millet nefret eder hale geldi bu tabloyu görmekten.
yeniçeriden kalma bir alışkanlıktır. cenk ederken kullanılan mehter makamının futbol uzantısıdır.

hem ne demiş hoca nasrettin

amansız olmayı beğenürsün de geri pası niye beğenmezsün bre gafil.
zamanında maldonado 'nun ülkemize yaymış olduğu akımdır.
babamın insanüstü dikkati sayesinde 6 yaşımdan beri üzerinde durup araştırma yaptığım hastalıktır. en önemli sebebi, türk takımlarının topu koşturmak yerine adamı koşturmak gibi bir yol izlemesi, fizik gücüne dayalı futbol oynamayı deneyip becerememesidir. kalaslarla teknik oynamayı da deneyince ortaya ilginç bir şeyler çıkıyor. söylediğim gibi, en önemli sebebi pas yapamamaktır. kaleciye verilen topun bir ihtimal ilerde birilerinin önüne düşmesi, karambolde gol atmak gibi şeyler üzerine oynanır türkiye'de futbol. kocaman sahada minicik adamlar, topu birbirlerine atmak yerine birbirlerine götürürler.

türk futboluna çok şey kaybettirmiştir. oyunu açma, rakibin üzerine gitme, hareketlendirme, tempo düşürüp-yükseltme, yok olum bizde böyle şeyler.
(bkz: hamit altintop)'un mukemmel ornek olusturdugu hastalik.
Muslera topu oyuna bu kadar iyi sokuyorsa, hamit'in katkisini goz ardi edemez. Bu yil oynanan konfederasyon kupasi maclarinda uruguay'in turnuva boyunca attigi geri pas sayisi = muslera'ya galatasarayda bir mac icinde atilan geri pas sayisi.*
kaleciye kadar yolu olan hastalıktır.
hastalık deyip küçümsenmemelidir.selçuk şahin 10 senedir fenerde sadece bu işi yapar ve hala sözleşme yenilenir.pas başarı oranı yüzde 40 olmasına rağmen.
40 metre pas atacak ya da o pas için boşa kaçacak oyuncu olmadığındandır. başka türlü oyunu yayamıyoruz. dar alana sıkışan toplar da savunmaların en sevdiği şeydir. ne de olsa 50 metrelik bir alanla 10 metrelik bir alanda savunma yapmak arasında dağlar kadar fark var.
herhangi bir taktikle oynanmadığına işarettir. Sahaya 4-5-1 yerleşin. ileriye koyduğumuz 1 zaten kendi halinde defansın arasına gömülecek, orta sahamız 3 defansif orta sahadan oluşuyor kendi yarı sahamızda paslaşalım, boş bulursak çıkarız düşüncesinin kaynağıdır.
önüm kalabalık arkam sakin top benden çıksın da kime gidersen gitsin mantığı hakimdir belkide.
https://www.youtube.com/watch?v=23YI7umRdHE
sabri sarıoğlu bir derbi maçında 42 metreden frikik kullanacakken, içeride millet birbirini itiyor elmander falan yer kapmak için nasıl uğraşlar veriyor adam kaleye döndü topu.

gülerek öldüm o gün. zombi olarak devam ediyorum hayatıma.