bu albümde gene hoglan ın resmen şovu vardır. çift ride olayında dinleyeni deli eder. zaten crosslara, geçişlere diyecek laf bulamıyorum ama death davulcularının hepsinin aklında biraz zoru olduğunu düşünüyorum. zira normal bir davulcu asla böyle çalamaz.

geçen yurtta inşaat mühendisliğinde okuyan ve malzeme dersiyle başı dertte olan arkadaşla aramızda geçen diyalog;

arkadaş: hacı gene kalacam büyük bir ihtimal bu malzemeden.
ben: ahaha hayırdır hacı neden?
arkadaş: amına koyayım her sene kalınır mı yaz okulunda bile veremiyorum dersi.
arkadaş: bıktım anasını sikeyim böyle malzemenin.
arkadaş: hayır anlamıyorum ulan bende kaldı ders veremedim gitti. şimdi emanete hıyanet olmaz ama bana hıyanet ettirecekler. alın malzemenizi ulan. niye bende yıllardır duruyor anlamıyorum.

son örneklerini geçen akşam ki ispanya ile oynanan dünya kupası grup eleme maçlarında gördük. arkadaş ne merağız geriye dönüp pas atmaya. kaleci volkan uyumasın o da iş yapsın biraz diye hep ona pas attık atağa çıkacağımıza.

bu olayı türk futboluna kim belletmiş bilmiyorum ama bunu son yıllarda en çok uygulayan takım olarak taraftarı olduğum galatasarayı söyleyebilirim. yani atağa çıkayım ne bileyim oyun kurayım pozisyon bulayım düşüncesi yok rakip takımdan biri hafif bir baskı yaptı tak hemen top kaleciye kadar geliyor geri pasla. ömer üründül ün dediği gibi popescu tarzı savunma oyuncusu yok ki anasını satayım ileriye oynasın ya da uzun paslar atsın.

spikerlerden duymaya alıştığımız cümleler;

- hakan kalecisine kadar dönüyor.
- ayhan pas atacak arkadaşını bulamadı kalecisine pas veriyor.

spikerler bile artık bu cümleleri söylemekten usandı. bırakın ulan şu kaleciye dönmeyi. oyun kurun hiç olmadı bam güm vurun ilerisi gitsin. yeter ki geriye dönemyin lan. millet nefret eder hale geldi bu tabloyu görmekten.

dünyanın en sağlam davulcularındandır. zilleri çok kullanabilmekte ve crosslara hakimdir. lakin şu konuda bir açıklık getirmek gerek. diğer death davulcularıyla karşılaştırmak veya aynı kefeye koymak yanlıştır.

en başta şunu söylemek gerek gene hoglan ile richard christy nin teknikleri farklıdır. gene hoglan rahat adamdır. deli dolu çalar ve ayrıca symbolic albümünde yapmış olduğu çift ride ritimleri akıllara zarardır. christy den çok farklıdır.

gelelim sean reinert'e. bu adamı kimse pek sallamaz çünkü death'in human albümünde 21 yaşındayken çalmış azman bir davulcudur. death'in human albümünde çok sağlam bir performans göstermiştir. davulun anasını ağlatmıştır ama yine de richard christy veya gene hoglan ile aynı kefeye koymak karşılaştırmak yanlışın alasıdır.

kısacası death'te çalmış davulcuların hepsi kaliteli, sağlam ve aynı kefeye konmayacak kadar farklı tekniklere sahip davulculardır.

süper bir soloyu barındırı bu şarkı. jerry cantrell resmen gitarı öttürür. sözleride süperdir. resmen alice in chains olum boru mu geyiklerini döndürmesine sebep olur.

şarkının iki kısmı vardır. birincisi 3.50 ye kadar olan anathema depresifliğini yansıtan karanlık kısım. ikincisi ise 3.50 den sonraki soloyla beraber ivmesini yükselten insanı depresif moddan uyandıran kısım. ayrı etten bu şarkının solosu mükemmeldir. tekrar tekrar dinlettirir kendisi sıkmaz.

kampüsü inşaat mühendisliği öğrencileri için staj alanıdır. hala bitmeyen fakülte binaları mevcuttur. ayrıca sözel ya da eşit ağırlık alanında bir bölümdeyseniz iyi bir eğitim alamayacağınızı her daim garanti edilir. ikinci öğretim iseniz eğlence hayatına hoşgeldiniz diyebilirim.

kızı, tozu ve horozu meşhur geyiği her daim dönmektedir nerede yaşıyorsun ya da nerede okuyorsun diye sorulunca. gelin görün ki hayal kırıklıkları yaratan ve açıkça hiçbirşey bulamayacağınız şehirimsi kırsal kesim alanı.

atatrük dopru söylemiş denizli için burası köy diye. evet hakikaten köydür. ilçelerinin hiçbiri gelişmemiştir. merkez desen çınar ve çamlık hariç ilçelere ayak uydurmaktadır. gece 9 dan snra hayat durur. gece 11 gibi internet cafeler kapanır. 12 ye kadar ne tekel bayi ne de kahveler açık kalır. gece saat 10dan sonra sokakta gezerseniz ıssız ve kimsesiz bir şehir karşınızda bulursunuz. ha bide tinerci ya da hırsız imajı çizersiniz.

kısacası küçük şehire ayak uydurabileceklerin rahatça yaşaacağı ama büyük illerden gelenlerin hayal kırıklıklarına uğradığı yerdir denizli.

kim ne derse desin nick cave in loverman adlı şarkısı kadar etkileyici ve ayar verici şarkı çok azdır.

alive şarkıları en iyi yüz gitar sololarına sahip şarkıların bulunduğu albümde yer almaktadır.

farklılıkların grubu. her daim değişik albümler yaptılar. mike patton desen tam bir arıza vokal örneği gösterdi albümlerinde. tek sorunları gitarist konusunda istikrarı yakalayamadılar. hep gitarist değişikliğine gittiler ama asıl kadro hiç bozulmadı. vokal mike patton, bas gitarda billy gould, davul mike bordon, klavyede rondy buttom. belki de bu dört kafadar faith no more u zirveye çıkışındaki en önemli isimlerdi.

yeniden bir araya gelmişler. zaten en doğrusu buydu. ayrıldıktan sonra yaptıkları işler pek içlerine sinmedi en doğrusu yeniden bir araya gelmek dediler ve doğrusunu yapmışlar. umarım türkiyede de izleme şansımız olur.

yeniden bir araya gelmişler. zaten en doğrusu buydu. ayrıldıktan sonra yaptıkları işler pek içlerine sinmedi en doğrusu yeniden bir araya gelmek dediler ve doğrusunu yapmışlar. umarım türkiyede de izleme şansımız olur.

bu şarkının en sağlam coverı machine head tarafından yapılmıştır. rob flynn biraz vokalde zorlamaya başvursada iyi bir cover olmuştur ama şarkıyı sahibinden dinlemek bambaşkadır.

her üniversite öğrenci görülen kronik hastalık genellikle ay sonunda bu hastalık nükseder.

hadigari kebap salonu *
gayfe *

ertesi gün sabahın köründe vize notu yerine geçecek olan sunumuzun olması ve memlekete gidemeyeceğinizden. kolay değil valla bilmem kaç kilometre yol tepmek bir oy için.

9 inç yaklaşık 22.5 cm tekabül eder. bu rakamın çıkma olayıda hz. isa nın çarmıha gerildiğinde 9 inçlik çiviler çakıldığından bu olaya gönderme yapılarak grubun ismini nine inch nails vermiştir trent reznor.

aslında bu gruba bir nevi trent reznor un solo projesi diyebiliriz. çünkü her albümde mutlaka farklı bir kadro ile karşımıza çıkıyorlar. ayrıca trent reznor un takdir edilebilecek diğer güzel yanı ise her albümde farklı birşeyler üretme çabası ve hiç durdurak bilmemesidir.

şahsi kanaatim ise grubun diğer endüstriyel ve elektronik altyapılı rock gruplarına bin basacak kadar sağlam olması. en sağlam albümleri şunlardır;

(bkz: the downward spiral)
(bkz: broken)
(bkz: pretty hate machine)
(bkz: the fragile)
(bkz: year zero)
(bkz: ghosts)

iki ülkenin vatandaşları dışında başka bir ülkeden biri izleseydi yarısında uyuyup kalacağı maçtı. o derece sıkıcı bir maçtı.

ispanyada pek tat tuz yoktu. hepsi lig maçlarında ölmüş bitmiş. hele o kadar abarttığımız david villa tel tel döküldü maçta. son dakikalar biraz bastırdılar o kadar. torres, xavi ve ramos hariç çoğu kötüydü.

gelelim bize. biz ilk yarım saat iyi oynadık. fakat sonra iyice koptuk oyundan hele golü yedikten sonra adamların kalesine akın akın gitmemiz gerekirken orta sahada resmen al gülüm ver gülüm şeklinde bir oyun çıkardık. zaten bazı oyuncularımız kronik hastalığımızı bu maçtada gösterdi. volkan boş durmasın diye oyun kuracaklarına hep geriye dönüp volkana pas attılar.

evet yenildik ama hiçbir sikim olmadı bu maçta. biraz akıllı ve derli toplu oynasaydık kazanma şansımız bile vardı.

yedi düvel kan davalımın başına bile gelmesini istemediğim şerefsiz hastalık.

bir öksürük krizi tutar her an ciğerleri elinize alabilirim diye düşünürsünüz. doktora gidersiniz bir kova ilaç verir. zaten yarısı kullanana kadar ne mide kalır ne bağırsak ne de ağız tadı.

sigara içiyorsanız zaten içtiğiniz sigarayla yola devam etmek zorundasınız. sigara değiştirdiniz anda woink woink diye ciğerler alarm verir başlar yine öksürük krizi.

çok zordur çok. adamı yer bitirir.