bugün

futbolun bir keyif oyunu olduğunu unutan ve duygularına yenik düşen taraftarlardır.
en hafif tabiriyle ''burnu'' kalkmış taraftar kitlesidir. neymiş efendim ''roberto carlos yaşlıymış, guiza çok pahalıymış, kewell 2 sezondur pek forma şansı bulamıyormuş, baptista eski baptista değilmiş'' vs vs. affedersiniz ama bi çizdirip gidin lan.

oğlum çok değil, daha 10 sene önce mahalle maçı yaparken formalarınızın arkasında nartallo, iorfa, atkinson yazıyordu, hatırla, ispanya'nın gol kralı o yıllarda türkiye'ye tatile gelince manşetlere çıkardı, kewell yeteneğinde bir adam bize karşı oynasında dünya gözüyle görelim diye kura çekimlerinde dua ederdik, ne bu tripler?

ispanya'nın gol kralı, kral olduğu sene türkiye'ye geliyor, dünyanın en yetenekli futbolcularından biri, sağ ayağı kopsa yine süper ligde oynayabilecek kapasitede kewell galatasaray'ı roma'ya, marsilya'ya tercih ediyor ama bizim götündeki boku kurumamış futbolseverlerimizde bir nazlar bir kaprisler, çıtır gelin havaları.

kendinize gelin daha çok sövdürtmeden.
(bkz: çarşı)
sesi kısık olan,su şişesi,bozuk parası. tercihen cep telefonu olan taraftardır..
(bkz: teksas)
gerektiğinde sahaya nokia 3310 atabilen taraftardır.
bir sporu aktif olarak yapmadan, sadece izleyerek, bu derece kavgaya, sapkınlığa çevirebilecek potansiyele sahip güruh.
tuttuğu takımın taraftarlığını yücelten insanlar. sürekli "beşiktaşlılık duruştur, fenerbahçelilik acayiptir, galatasaraylılık çok başkadır, şereftir" gibi tanımlamalar yaparlar. üstelik senin o şerefe erişmen ben galatasaraylıyım demen yeterli. nedir yani ?bu zihniyetin asıl kötü tarafı düşman olarak gördüğü kulüp
taraftarlarının tamamını kapsayacak şekilde küfretmek. böylelikle annene, babana olmadı yakın arkadaşına küfretmiş oluyosun çoğu zaman
oynanan oyunun bir spor müsabakası olduğunu bilip, centilmence davrananlar haricindekiler şöyledir.

- takımı iyi oynayınca "en büyük sensin" diye bağırır, 5 dakika sonra bir pozisyonda hata olunca aynı oyuncunun anasına küfreder.
- tek başlarına genellikle korkak olurlar. topluluk haline gelmeden de cesaretleri geri gelmez. sonrasında da taşkınlık yaparlar.
- köprüde metrobüsün içerisine sis bombası atarlar.
- kendi aralarında bile kavga edip, bazen karşılarındakini bıçaklayabilirler.
- taraftar oldukları için futbolcunun ve kulübün sahibi zannederler kendilerini.
- futbol dışında hayatları yoktur, adeta asalak gibi yaşarlar.
- hepiniz orospu çocuğusunuz diye bağırdıkları rakip taraftarların arasında kendi aile fertlerinin olduğunu bile düşünemezler.
futbol teröristlerine açık mektup...

Türkiye bölünsün. Enine boyuna, eyaletine iline, kuzeyinden güneyine, Avrupa yakasından Anadolu yakasına, Fenerbahçe'sinden Galatasaray'ına, Beşiktaş'ından Bursaspor'una... Türkiye bölünsün arkadaşlar. Zaten bölünmüşüz. Siz, bırakın bölücü kürtlerin memleketi bölme sevdalarını, siz bırakın Amerikalıların yayınladıkları bölünmüş Türkiye haritalarını. Biz bölünmüşüz zaten. Hiç boşuna milliyetçilik nidaları atmayın. Bölücülerin, Amerikalıların yapamadığını kendimiz yapıyoruz. içimizdeki irlandalılar yapıyor. Bir spor, bir futbol maçı bizi bölüyor. Türkün türkten başka dostu değil düşmanı yoktur. Evet, türkün türkten başka düşmanı yoktur. Bu yüzden diyorum ki Türkiye bölünsün. Doğu ve güneydoğuyu kürtler, bursayı Bursasporlular, istanbul Anadolu yakasını fenerliler, Avrupa yakasını Galatasaraylılar ve Beşiktaşlılar... veya başka isteyen varsa tuttuğu takıma ya da ideolojisine göre bölsün. Kursunlar devletlerini, mahalle maçı yapsınlar, topu olan forvet oynasın. Sağduyulu taraftarlarda kriket, buz hokeyi, plaj voleybolu filan izleyip stres atarlar. Böylece memlekette hem bu takımlardan hemde terörist taraftarlardan kurtulmuş olur. Memleket 50-60'a yakın ülke ile vizeleri kaldırmışken biz beşiktaş'ta, kadıköy'de, bursa'da diyarbakır'da vs. vatan illerinde şampiyonluk kutlamalarına katılamıyoruz. Neden mi? Beşiktaş'ta beşiktaş'tan başka, kadıköy'de fenerbahçe'den başka, bursa'da bursapor'dan başka, diyarbakır'da diyarbakırspor'dan başka taraftarlar kutlama yapamazmış. Oldu olacak azınlık hakları verelim, vize uygulayalım, vizesiz giriş-çıkış yapmayalım.

Hafta sonu olanları izlediğimde teröristlerin saldırdığını düşündüm. 1 Mayıs'ta terör yandaşlarının yaptığı eylemlerden hiçbir farkı yoktu yapılanların. Yakıp yıktılar. Bunlara taraftar demeyelim arkadaşlar. Bunlara Fenerbahçeli ya da Galatasaraylı demeyelim. bu teröristlerin yaptıklarını yüzyıllık kulüplere mal etmeyelim. Bunlar terörist. Hiç kimse kalkıpta olan biteni taraftarlıkla, mağduriyetle açıklamasın. Geçen yıl Fenerbahçe şampiyon oldu, bu yıl Galatasaray, gelecek yıl bir başka takım. Bu devran hep böyle dönecek. Neden hoşgörü göstermiyoruz? Onca gürültüye patırtıya ne gerek var. Devletin malına, vatandaşın malına ve canına kast etmeye kimin hakkı var. Mal ikame edilir ama cana zarar verdiğinizde ne yapacaksınız? Canı ikame edebilecek misiniz? Bir fenerliyi, bir Galatasaraylıyı, bir Beşiktaşlıyı dövsen, öldürsen eline ne geçecek? Dünyadan bir taraftar eksilse ne olacak? Onu mezara göndereceksin, kendinde 15-20 yıl bir hücrede annenin damını göreceksin. Be hey dürzüler, be hey lümpen tayfası beyinsizler insan gibi gidip izleyin maçınızı.

Söyleyecek çok söz var lakin... Özetle dostlar; türk olmayan yabancı takımları yenmek amacıyla kurulan kulüplerimizin taraftarlarının haline bakın. Devir değişti. Fenerbahçeli olmayanın Fenerbahçeliden, Galatasaraylı olmayanın Galatasaraylıdan başka dostu yoktur devrinde yaşıyoruz. Hal böyle iken memleketi bölebildiğimiz kadar bölelim. kutuplara ayıralım. herkes kendi telinden çalsın, kendi meydanında oynasın. Başka türlü birbirimize saygı göstermeyecek, tahammül edemeyeceğiz. Ne sporun anlamını biliyoruz, ne de taraftar olmayı. Birde göğsümüzü gere gere avazımız çıkana kadar spor dostluktur, kardeşliktir nidaları atıyoruz. Yalanınızı da alıp siktirin gidin.

Not: Galatasaray taraftarıyım. Bu entry takım gözetmeksizin bütün futbol teröristleri için yazılmıştır.

Edit: Futbol teröristleri eksi oy vermeye başlamışlar. Devam edin.
-Kendi takımına eleştiriyi kabul etmez, kendi takımı çok cici, çok temizdir. diğer takımlar ise pis, kakadır. Her türlü pisliği yer.

-Kendi takımı tektir. Bütün Türkiye bir olmuştur kendi takımına karşı.

-Futbolcular kendi takımın tabulu malıdır. Yurt dışında bir takıma gitse dahi yine Türkiye'de oynadığı takımın malıdır. Başka bir branştaki rakip takımın Avrupa kupasındaki maçı için girdiği kampı ziyaret etme hakkına sahip değildir. Misal Arda Turan, Fenerbahçe TV'ye çıkamaz.

-Rakip takımın avrupa kupasında oynadığı maçta bile spikeri rakibini tuttuğu için yerin dibine sokar. Misal Murat Kosova Beşiktaşlı olduğu için Fenerbahçe Avrupa Kupası(hangi spor olduğu önemli değil) maçını anlatırken sevinmesi doğru değildir. Ercan Taner, Galatasaraylı değildir. Diğer takımları daha çok seviyordur.

-Hakemin takım aleyhinde bir karar verdiğinde hakem, hatalıdır. Asla objektif olamaz ve hakemin insan olduğunu olduğunu kafası basmaz.

-Hakem takım aleyhinde bir karar verdiğinde, hakem diğer takımlıdır. Oysa kendi takım lehine karar verdiğinde gayet doğru, gayet objektiftir.

-Diğer maçlarda kendi takımın aleyhine bitmesi doğal değildir. Kesin şike vardır.

-Özellikle derbi maçlarından sonra rakip taraflar ile sidik yarışına girer. "Koyduk mu?" "Kobrayı salmak" ve benzerleri replikler havada uçar.

Meclis Araştırması Komisyonu Raporuna göre Takımınıza bu taraftarlar bir şeyler söylerse ne yaparsınız sorusuna verilen cevapların oranı “Dayanamam.” % 92,5; “Sessiz kalırım.” % 7,5 olarak belirlenmiştir. Bir kişinin tuttuğu takımını aşık olmasını az çok anlarım. Maddi imkanlar içinde her hafta maça gitmesi, formasını alması gayet normaldir ama karşı tarafa nefret olması epey anormal bir durumdur. Sempati duyulan takım amatör kümeye düşse yine de kalkıp stadyuma gitmeyi de anlarım. Futbol kişinin hobisinden öte bir hayatta tutunmasını da anlarım fakat rakip takım taraftarına her şeyi zindan etmesini anlayamam. Umarım bir gün ülkemizde futbol sadece futbol olarak kalır.
büyük bir kısmı holigan olma sürecinde beynin fonksiyonlarını kapatıp gerizekalı olmuştur.
ne istediğini bilmeyen taraftar profili.

avrupa'da ezeli rakibi destekleriz, "bizim onların desteğine ihtiyacımız yok, onların desteğiyle gelecek başarı olmaz olsun" derler.
desteklemeyiz o zaman da "bunlar zaten rum/fransız tohumu, türkleri desteklemezler" derler.

ne emmeye gelirler ne gömmeye. madem ihtiyacınız yok o zaman neden benfica'yı/real madrid'i tutanlara laf atıyosunuz. hayır size giren çıkan ne?

bu her takım taraftarı için geçerli.
renkli renkli bir çok malları içinde barındıran taraftardır. tuttuğu takım sütten çıkmış ak kaşıktır, diğer bütün takımlar çirkef, şikeci, fransız, alman dır.
tuttuğu takım üzerine türlü komplolar vardır, rakip takımdayken edilmedik küfür, yapılmadık iftira bırakmadıkları bir futbolcuyu kendi takımlarına geldiğinde bağırlarına basarlar, edilen küfürler, iftiralar yerini övgülere bırakır.
klup başkanları tarafından satın alınan satışlar da vardır aralarında...
öldürülen taraftar üzerinden bile holiganlığa devam edebilecek kadar insanlıktan çıkmışları bile vardır. (bkz: burak yıldırım)
bu medya varken, bu yöneticiler varken özellikle bu taraftar varken bu ülkedeki futbolun gelişmemesi gayet normal.
olay çıkarmaya meyillidir.
"nasıl siktik, nasıl geçirdik"ten ibaret taraftardır. bir çoğu futbolun f'sinden anlamamasına rağmen, kazandıklarında rakip takımın taraftarına cümle başındaki lafları söylemekten çekinmez.
genelleme yaparsak holigandır türk futbol taraftarı.

şampiyon olur havaya ateş eder, kaybeder yine hayava ateş eder. ardımda ölen, yaralanan bıraktım mı diye düşünmez.

kuytu köşede, otobüs duraklarında birbirlerini kıstırıp, bıçaklar. bazen öfke patlamasından olur bu acayip davranış, bazende nasıl olsa kimse beni görmeyecekk millete saldırayım diye hesap yapıp gider.

illaki hakeme kusur bulunur, ana avrat bir güzel küfür edilir.

aşıır tepkiler verilir, tribünlerdeki tüm koltuklar demin desteklediği takımın oyuncularına fırlatılır.

sporun eğlenmek, güzel vakit geçirmek için olduğunu unutup, memleket meselesi haline getirir.
(bkz: yiğidogençlik)
taksim direnişinde yan yana, omuz omuza yer alıp direnmişlerdir.

yan yana savaşmışlardır! yan yana mücadele etmişlerdir!

birbirlerini korumuş, kollamışlardır!

teşekkürler ultraslan, gfb, çarşı, teksas ve ismini sayamadığım diğer taraftar grupları...

teşekkürler galatasaray taraftarı, fenerbahçe taraftarı, beşiktaş taraftarı, bursaspor taraftarı, trabzonspor taraftarı...

her biriniz adamsınız!
ne mal olduklarını almanya'da tekrar tüm dünyaya gösteriyorlar.
not: takım ayırt etmiyorum.
sevgililerine bile bu kadar sahiplendiklerini düşünmediğim taraftar grubudur.
kıro dur.
türkiye deki düzgün erkeklerin büyük kısmı zaten futbolu takip etmediği için, türk futbolu bu kıroların eline kalarak gelişmemek üzere bir çarkın içinde mahsur.

selçuk inan kötü oynuyormuş.
hlololololo defol !

prandelli bumuş
ahwjdshs gelme !

bilic in bir planı varmış.
ahahahaha artist !

veli çok koşuyormuş
oleoleole askeriyiz !

ve nciceleri.

5 maç sonra teknik direktör kalsın mı gitsin mi diye kafa yoran taraftardan ne bekleyebilirsin ki.
gizli gay olabilirler belki. çünkü artık antrenör ün karizmatik yüzü bir süre sonra sıradan gelecek ve yeni bir tane isteyeceklerdir, nitekim böyle oluyor.

büyük takımlarda yani barca- madrid-manu gibi, oyuncuya göre hoca ile anlaşılır be oyuncuuların oynatabileceği bir futbol istenir. gs , fb ,ve bjk gibi orta düzey takımlarda da önce kulübün vizyonuna göre bir hoca ile anlaşılır ardından onun isteklerine göre oyuncular transfer edilir ki. böyle orta düzeyden manu barca gibi ielri düzeye sıçramak mümkün. çünkü dünyada bu yapılıyor, dünya futbolu bunu öngörüyor ama bizim türkiye deki kroların istediği oluyor ne yazık ki.

porto, benfia, valencia, sevilla, napoli,dortmund, schalke gibi takımlar bunu yaptıkları için başarılılar. türkiye de ise türk futbol taraftarına göre lig şampiyonluğu bile sadece 7 gün boyunca başarı sayılıyor.

dortmund un mükemmel atmosfere sahip stadında, medeiyet ile tanışacağına meşale yakıp stada atıyorsun.

yada beşiktaş taraftarı ne yapıyor, sürekli küfür, sahaya atlama, pet şişe vs.

2004 yılında samsun faciasından sonra ligten kopan beşiktaş deplasman maçına gittiği sırada takım otobüsünden inen oyuncuların 2 metre yanında

bu sene şampiyon görelim sizi
futbolcu katili yapmayın bizi... diye tezahürat yapan gruptan ne beklersin ki ?

kaldı ki türk futbol taraftarı yakın geçmişte milli takımların ya da kulüp takımların aldığı ciddi derecede baaşrılı dereceleri bile hakkıyla kutlayaamıştı. silah atmalar, araba devirmeler, futbolcuyu garsalayarak zıplamalar. bunu gören oyuncu bunun için mi ya dedi zaten. bir daha milli takım be de gs yurt dışında derece getiremedi.
istanbul ve anadolu olarak 2 ana başlığa ayrılır.

istanbul takımı taraftarları ise 3'e ayrılır:

galatasaray taraftarı, birçoğu iyi gün taraftarıdır. mesela bunu bir maç içinde yaşanan dalgalanmalarda bile gözlemleyebilirsiniz. maç kendi takımının lehine olunca televizyonun sesini açar, futbolculara methiyeler düzer. ama maç içinde takım 2 gol yeyip mağlup duruma düşerse methiyelerin yerini küfürler alır, televizyonun sesi kısılabilir, maç dışı faaliyetlere meyilli hale gelebilir bu takım taraftarı. en büyük rakibini fenerbahçe olarak belirler. sezon içinde fenerbahçe'yi yenmek lig şampiyonu olmuş etkisi yaratır bu taraftar grubunun bir kısmında. kulüp başkanları bazında bazen sürtüşmeler olsa bile her daim fenerbahçe ve galatasaray birbirlerini koruyup kollamış, ''biri şampiyon olacaksa bu bizden biri olsun'' mesajlarını birbirlerine çekinmeden verebilmişlerdir. taraftarlar bazına indiğimizde ise bu hususları görmezden gelerek bir çekişmenin yaşandığı hatta bu çekişmelerde galatasaraylı taraftarların sadece başı sıkıştıklarında joker olarak kullandıkları ''şike'' teması çoğunlukla yer almaktadır. birçok galatasaraylı temiz futbol, dürüsütlük ve şeref kavramlarına hizmet etmeksizin sadece kişisel tatmin amaçlı olarak fenerbahçe kulübü'ne ''şikeci'' demekte böylece de kendi takımını yüceltmiş gibi sanmaktadır. bilmiyor ki, fenerbahçe'nin şike yaptığı sezon kendisinin ligi 8. bitirdiğini.

fenerbahçe taraftarı, galatasaray taraftarının aksine iyi günde de kötü günde de kulübünün tüm unsurlarıyla beraber yanında olduğunu defalarca göstermiştir. bir kısımını ayrı tutarsak, bu hususta istikrarlı davrandıkları aşikardır. aralarında futbolculara muz uzatan da vardır, şike sebebi ile fenerbahçelilik kavramını askıya aldım diyen de. zaten en olumsuz özellikleri de iyi ile kötüyü ayırt edememeleridir. birçoğu at gözlüğü takmış gibi bir hususta yanlışlık varsa bile bunu kendi takımının lehine yoracak şekilde bütün adaletsizliği, emek hırsızlığını savunur. zaten bu sebeptendir ki, emre, volkan, aziz gibi kişiler bu kulüpte rahatlıkla senelerdir atlarını koşturmaktadırlar. taraftar ise taraftarlığını yaparak kim gelmiş kim gitmiş umurunda olmaksızın takımını destekler. ahlak, dürüstlük kavramları işin içine şampiyonluk ve kupa gibi başarı ölçütleri girdiğinde yok olmaya mahkumdur bu taraftarların bir kısmına göre.

beşiktaş taraftarı, istanbul'un üvey evladı. şampiyonlukların istanbul takımları arasında pay edildiği yıllarda sus payı olarak 4-5 sene de bir kendisine de bir şampiyonluk verilir. birçoğu dürüstlükten yana taraf alır. ama abartma güçleri çok yüksektir bu taraftar grubunun. tribün marşları birçok taraftar grubunun sahip olamadığı ayırt edici bir özelliktir. galatasaray ile fenerbahçe arasında silik bir yere sahip olmuş, şeref-onur gibi kavramlara önem vermiş bir camiadır. 2010-11'de isimlerinin şike ile anılmasından sonra bu damgayı kendi üstlerine yapıştırmadan soyutlanmayı başarmışlardır. ve ayrıca türk futbolu'na yıldırım demirören gibi karakter sıkıntısı olan bir yöneticiyi sunmuşlardır.

anadolu'ya bakarsak şampiyon olabilmiş 2 anadolu takımı vardır:

trabzonspor taraftarı, futbolu henüz zenginlerin değil açların oynadığı yıllarda, bugün hala ezbere sayılan kadrolarıyla 6 kez şampiyon olmuşlardır. istanbul hegemonyasına karşı koymuş anadolu takımları için rol model oluşturmuştur. her sezon şampiyonluk parolasıyla yola çıkmış, kimi zaman ise kupasız şampiyonluklar yaşamıştır. bunlar resmiyette yer almasa da taraftarın vicdanında yatan gerçekler arasındadır. en yakın örneğini 2010-11 sezonunda yaşamış, kupasız şampiyonluklarına bir yenisini daha eklemiştir. şenol güneş gibi heykeli dikilecek bir adamı hem futbolculuk döneminde hem de teknik direktörlük döneminde tribünden izlemiştir bu takımın taraftarları. ama gel gelelim, hala kendi arasında çelişkiler yaşamaktadırlar. mesela son yıllarda futboldan o kadar uzaklaşmış olmalarına rağmen, ki uzaklaşmalarının sebebinde futboldaki usülsüzlükler ve siyasetin trabzon'u yok sayması yatarken bu duruma tepkisel yaklaşamamışlardır bir kısmı haricinde. bu kafa karışıklığını yaşayan taraftarlar dışında kalan kısım ise bu ülkede futbolun tiyatro, yöneticilerin ise tiyatro oyuncusu olduğundan emin bir şekilde piremiyer lig'i takip etmektedir zannımca.

bursaspor taraftarı tarihinde ilk defa 2009-10 sezonunun son maçında yine bir anadolu takımı trabzonspor'un fenerbahçe'ye kaybetmemesi, kendilerinin de beşiktaş'ı yenmesiyle şampiyonluk yaşamış, merhum başkan ibrahim yazıcı ile dürüstlüğü, ahlakı damarlarına kadar hissetmişlerdir. muhtemeldir ki o sezondan sonra futbola olan ilgi artmış günümüzde de şenol güneş ile birlikte yeni hayallere yolculuk içindedirler. ayrıca yine tahmin ediyorum ki, anadolu takımları arasında kendi şehrinin takımını destekleme oranında üst sıralarda yer alacak olmaları gelecek adına umut vericidir. taraftarlarının bir fenerbahçe maçında ''bursa kapalı cezaevi'ne hoşgeldiniz emek hırsızları'' yazılı pankart ile karşılamaları 2010-11 sezonuna bir selam çakma durumunu ortaya koyuyordu adeta. bu kirli futbol düzeninde aklı başında birkaç adam bulunacaksa bu taraftar grubu incelenebilir.

gönül isterdi ki, diğer anadolu takımlarını da incelemek.
onları da şöyle 2'ye ayırabiliriz.

istanbul takımlarıyla sevişenler, istanbul takımlarına kafa tutanlar.

özkan sümer ise şöyle diyordu:
büyük takımlarla sevişe sevişe değil, savaşa savaşa büyük olunur.
Fenerbahçe'nin böyle talihsizlikler yaşadığı bir günde halen daha rakip takıma bok atma peşindedir. Daha 5 gün oldu lan ankarada onlarca vatandaşımız öleli. hani birlik beraberlik? Teessüf ederim.
Çoğu fanatiktir.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar