bugün

burjuvazi devrimidir.
1919 yılından başlamak kaydıyla,Atatürk liderliğinde Türk milleti tarafından gerçekleştirilmiş devrimdir.Türk devrimi,Sovyet devrimiyle birlikte dünyanın gidişatını değiştirmiştir.Sovyet devrimi,dünyaya yeni bir ideoloji sunarken,Türk devrimi sömürülen ve ezilen milletlere,emperyalistlerle savaşılabileceğini göstermiş ve mazlum doğu milletlerine bir ışık gibi doğmuştur.
atatürk'ün yaptığı devrimi ve inkılapları ayırmak gerekirse, şu noktadaki fark açık olacaktır :

- istanbul hükümeti'ni kongreler ve kurtuluş savaşı ile tarihin karanlık sayfalarına göndermek, devrimdir. çünkü istanbul hükümeti devrilmiş, ankara'da yeni bir devlet kurulmuştur.

- sosyal, ekonomik, kültürel alanlarda yapılan şapka, takvim, ölçü..vs. yapılan yenilikler ve değişiklikler inkılaptır.
türk devrimi ülkeyi gericilikten kurtarmak için yapılmıştır.
tek kutuplu dünya isteyenlerin sıklıkla karıştırdığı kavram. bu karışıklık, ideolojik jargondan kaynaklanmaktadır.

(bkz: inkılâp)

bir başkası için,
(bkz: atatürk milliyetçiliği)
diğer anlamı "imkansızı başarmak" devrimidir...
kemalist devrim.ibrahim kaypakkaya sert şekilde eleştirmiştir.
''kemalist devrim üst tabakanın,milli ticaret burjuvazisinin bir devrimidir.yabancı emperyalistlere karşı mücadelenin içinden yükselen ama daha sonra özünde köylülere ve işçilere,bir toprak devrimi imkanına karşı gelişen bir devrimdir.''
''kemalistler, emperyalistlerle barış imzaladıktan sonra bu işbirliği daha da koyulaşarak devam etmiştir.''
''sosyal alanda, eski milli azınlıklara mensup komprador büyük burjuvazinin ve eski bürokrasinin, ulemanın hakim mevkiini, milli karakterdeki orta burjuvazi içinden palazlanan ve emperyalizmle işbirliğine girişen yeni türk burjuvazisi, eski türk komprador büyük burjuvazisinin bir kesimi ve yeni bürokrasi almıştır. eski toprak ağalarının, büyük toprak sahiplerinin, tefecilerin, vurguncu tüccarların bir kısmının hakimiyeti devam etmiş, bir kısmının yerini yenileri almıştır. kemalistler, bir bütün olarak, milli karakterdeki orta sınıfın çıkarlarını temsil etmemekte, yukardaki sınıf ve zümrelerin menfaatlerini temsil etmektedir.''
'' politik alanda, hanedanlık çıkarları ile birleştirilmiş olan meşrutiyet idaresinin yerini, yeni hakim sınıfların çıkarlarına en iyi cevap veren idare, burjuva cumhuriyeti almıştır. bu idare, sözde bağımsız, gerçekte siyasi bakımdan emperyalizme yarı-bağımlı bir idaredir.''
''kemalist diktatörlük, sözde demokratik, gerçekte askeri faşist bir diktatörlüktür.''
''kemalist türkiye bile, gittikçe daha çok bir yarı-sömürge ve gerici emperyalist dünyanın bir parçası haline gelerek nihayet kendini ingiliz-fransız emperyalizminin kucağına atmak zorunda kalmıştır.''
'' kurtuluş savaşı'nı takip eden yıllarda, devrimin baş düşmanı kemalist iktidardır. o dönemde komünist hareketin görevi, hakim mevkiini kaybeden eski komprador burjuvaziye ve toprak ağaları kliğine karşı, kemalistlerle ittifak değil (böyle bir ittifak zaten hiç bir zaman gerçekleşmemiştir), komprador burjuvazinin ve toprak ağalarının bir başka kliğini temsil eden kemalist iktidarı devirmek, yerine işçi sınıfı önderliğinde ve işçi-köylü temel ittifakına dayanan demokratik halk diktatörlüğünü kurmaktır."
adamın tekinin oturduğu yerden yazdığı hikaye kitabına göre kesin kez çağına göre ilerici bir devrimdir (manası Atatürk e pislik atamıyorum götüm yemiyor)ancak şuan için geçmişte kalması gereken bir adım olarak kalmış ve enternasyonalizme bir adım değildir.(bilimsel gibi görünelim)

adı üzerinde türk devrimidir, Kabaca tanımı herşey Türk tarafından Türk'e göredir,Geç osmanlı Genç Cumhuriyet yıllarında yapılmış sonrasında ise ismet efendi ve peşine gelen ikinci cumhuriyetçilerle yok edilmeye çalışılmaktadır.
butun diger devrimlerle benzerlik gosterir.fransiz devrimi, rus devrimi,amerikan devrimi hep ayni yolu izlemislerdir.
halk icin, monarşi'ye karşı halkla birlikte bir devrim yapilir. fakat sonrasinda yeni kurulan duzen monarşi'den yesermis devrimin icinde yeni bir burjuva rejimi dogurur. bir devrim de bu burjuva rejimine karsi yapilir.
diger devrimleri incelerseniz;
1.asama;halkin monarşi'ye karsi yaptigi devrim,
2.asama;halkin icinden cikarak olusan yeni burjuvalarin kurdugu bir rejim.
3.asama;halkin zaman icinde demokrasinin ne oldugunu algilamasi ve burjuva rejiminden daha ilerisini istemesi.
deniz gezmiş ve arkadaşlarının uğrunda can verdikleri devrimdir.,

(bkz: kemalist devrim)
devrimin ne olduğunu ve nasıl olduğunu bilmeyenler tarafından anti-demokratik ve faşist olarak değerlendirilir. fakat tarihi bir olayı incelerken zamanın şartlarını ve gereklerini göz önünde bulundurma gerekliliğini düşünmeden yapılan yersiz eleştirilerdir bunlar. rush adlı arkadaşın (#5201517) nolu entrysinde söylediği gibi her devrim çok benzer yollarla ilerler. her devrimde, devrimin gerek teorik gerek finansal gerekse siyasal açıdan lomotifi vardır. ve bu lokomotif görevini günün aydınları üstlenirler. aydınlar halkı arkalarına alarak devrimi gerçekleştirirler. devrim gerçekleşirken bu ilerlemede halihazırda aktif olarak yer alan halk devrimin sonuçlarını görmekten uzaktır. zaten devrimin ilerlediği yolu görüp, bu yola yön verebilen bireyler halk statüsünden çıkıp bizzat lokomotif görevi gören aydın kısıma geçerler.

fransız devriminde sınıf bilincine ulaşamayan fransız halkı burjuvaların kalkanı haline gelmişken, gerek türk devriminde gerekse bolşevik devriminde devrimi yapanlar halkı bu uğurda sırtında taşımışlardır. her devrim halk isteği ile başlarmış gibi görünürken tamamı ile devrime ön ayak olan aydın sınıfın isteklerine gre şekillennir ve gelişir. tabi ki burada bahsi geçen aydın sınıfın amacı halkın ve ülkenin refah seviyesini yükseltmek, sürüklenmiş olduğu çukurdan çıkarmaktır; zira bir devrimin gerçekleşmesi için önce o toplumun dibe vurması gerekmektedir. konuyu dağıtmadan bir noktaya daha değinmek istiyorum. devrimi halkın adına aydınların yaptığını iddia ettiğim yukarıda ki yazıda, bunu kesinlikle halkın cehaletine dayandırmıyorum. bugün bile temsili demokrasi ile ynetiliyoruz. yani birileri bizim adımıza bizi ynetiyor. devrimde de bu işler aynı şekilde yürür. birileri bizim yerimize birşeyler yapar ve bize düşen onları desteklemek ya da eski düzenin kalıntılarını savunmaktır.

türk devrimin öncesinde ülkedeki durumu tekrar gözden geçirelim. ülke imparatorluk düzeninde feodal yapıda... dünya da ilk büyük çaplı savaş yaşanmış ve osmanlı kaybetmiş, kaybetmekle kalmamış dört bir yandan işgal edilmeye başlamış. sanayi devriminin gerisinde kalan osmanlı iyiden iyiye fakirleşmiş ve dışarıya bağımlı hale gelmiş. bilim, sanat ve teknolojide batının çok gerisinde kalınmış. merkezi yönetim iyiden iyiye zayıflamış, valiler saraydan bağımsız hareket etmeye başlamış. istanbul yüzyıllarca halkını sadece canına ve malına ihtiyacı olduğunda hatırlamış. halk kısmen kasten kısmen yönetim becerisizliğinden dolayı fakirleşmiş, ezilmiş ve cahil kalmış. kısacası anadolu insanı dibe vurmuş. * * *
tüm bunların ışığı altında bir avuç vatanperver bütün bir ulusu bir araya getirip bağımsızlık mücadelesi vermiştir. bu kararın icrası için halkın rızası değil ne gerekiyorsa onun yerine getirilmesi her zaman en doğrusudur. zira artık mesele, bir millet için varolma meselesidir. dış düşmanları yenen vatanseverler daha sonra silahlarını yüzyıllardır kendisini sömürmeye başka bir halta yaramayan ve kurtuluş mücadelesi boyunca kendi çıkarlarını korumak adına işgalcilerle sürekli işbirliği içinde bulunan saltanata ve hilafete doğrultmuşlardır. ve işte bu noktadan sonra asıl devrim ve cumhuriyet resmen başlamıştır. ki aslında bağımsızlık savaşında fiilen gerek yasama gerek yürütme gerekse icra yetkisine hakim olan meclis fiilen cumhuriyeti kurmuştur. 29 ekimde sadece adı konulmuştur.

türk bağımsızlık savaşı ve türk devrimi belirli bir sınıfın çıkarları adına yapılan bir devrim değil, türk milletinin tarih sahnesinden silinmemek adına gerçekleştirdiği spontane bir varolma refleksidir. bu sebepten dolayı türk devrimin kesin bir başlangıç tarihi koymak yanlış olur. fakat devrimin illa ki bir başlangıcı olucaksa eğer bu tarihi 4 eylül 1919 olarak belirlemek en doğrusu olacaktır. zira gerek kurtuluş savaşına başlamanın gerekliliği gerekse ulusun dört bir yanından gelen seçilmiş delegeler tarafından ülkeyi yönetecek olan meclisin temelleri atılmıştır.

türk devrimi salt yönetim biçiminin ve yöneten sınıfın değişmesinden ibaret bir devrim değildir. türk devrimi yönetimin yanı sıra ekonomi, hukuk, sağlık, temel hak ve özgürlükler, eğitim, bilim, kültür ve sanat alanlarında da devrim gerçekleştirmiştir. devrim sonrasında tekke ve zaviyelerden kurtulunmuş, medeni eğitime gidilmiştir. devrim öncesi ülke çapında erkeklerde yüzde dört olan okur-yazarlık oranı altı yıl içerisinde yüzde altmışalra çıkarılmıştır. ülke ümmet kavramından ziyade ulus kavramı üzerine kurularak milli benliğin korunması sağlanmıştır. feodal toplumdan sıyrılıp kapital topluma dönüş başlatılmıştır.fabrikalar kurulmuş, ülke çapında üretime başlanılmıştır. toprak ağalarından topraklar alınıp, gerçek sahiplerine halka geri verilmiştir. medeni hukuka geçilerek her vatandaşa adil yargılanma hakkı ve temel hak ve özgürlükler verilmiştir. ülkenin dört bir yanına okullar, halkevleri ve köy enstitüleri açılmış, halk eğitilmiş, çeşitli zanaatler ğretilmiş, sanat ve bilim özendirilmiştir. bugün benim yirmi lira vererek aldığım dostoyevski, kafka ya da başka herhangi bir yazarın eserini büyükbabam ilk defa halkevinde görmüş büyükbabam.

yukarıda da belirttiğim gibi türk devrimi sıradan bir yönetim değişikliği ya da varolan monarşiye, oligarşiye karşı ayaklanma değildir. türk devrimi, türk'ün zoraki kazandığı varolma savaşının devamı olarak, modern dünya'nın ayakları altında bir kez daha ezilmemek için cehalete ve gericiliğe karşı verdiği sınavdır. türk devrimini burjuva devrimi olarak adlandıran arkadaşların, bu büyük ve ender devrimin yapıldığı şartları göz önünde bulundurarak, devrimin bize neler kazandırdığını tekrar düşünmesini temenni ederim.
sıkı bir milliyetçi süreçle ikinci devresini devam ettirecek ebedi devrimdir. şu anda olgunlaşma pişme aşamasındadır .
son zamanlarda yaşanan olaylarla iyice tahrik edilen türklerin artık akp yi devirerek gerçekleştireceği devrimdir.
Adı Türk olan ama Türklerin 4000 yıllık tarihi ile alakası olmayan devrim.

Laiklik -- Fransadan
Şakpa -- ingiltereden
Medeni Kanun -- isvicreden
Harf inkilabı - Latin Alfabesi (Yunanistandan)

bunun adı da Türk Devrimi *
kendine güvenmeyi öğrenmektir, ancak emperyalizm oyunları ile kendimizden şüphe eder hale sokulmak istenirken, geriye dönüşü olmayan bir biçimde kendimize olan güvenimiz artarak devam edecektir.

tek ayakbağımız, halen arap emperyalizmi olarak karşımıza çıkartılan kılıç artıkları olup malum devletlerin başını çektiği "modern düvel-i muazzamadır".
devlet kurulurken bir tercih yapıldı.

zamanında demokrasi ve cumhuriyet taraftarı olan batı bloğu daha güçlü olduğundan bizler demokrasiyi seçtik.

eğer sovyetler bize daha iyi bir gelecek vaadetseydi.
komünizmi seçecektik.
gözünüze sürülen boyalardan kurtulun.
uyuyorsunuz.
realist olun. çünkü beyin bedavadır.
Osmanlı'dan bir bok kalmadığı için mecburen batıdan alınmıştır bazı şeyler. Sonra bize uydurulmustur. Yerli otomuz da italya'dan geldi.
Hı ne dedin??
görsel

Böyle vatandaşa, böyle devrim işinize gelirse.
Son zamanlarda siyasetle ilgilenmiyorum. Yani bir avuç adamın biz çok süperiz heyyo bize katılın demesi bana garip geliyor. Eşekten beter ki bunun sebebini bilmiyorum halktan iyi şeyler beklemek çok komik valla. Devrimle falan uğraşmayın gidin kendinize ışıklı ayakkabı alın. ismini hatırlayamadıgim bir gayin Masturbation videosunu izleyin.

Alın gördünüz mü devrimi salaklar. Size onurlu yaşamak haram tamam mı? Kabul edeceksiniz Kemalizm ayakta kalsa bile ruhu ölmüştür. Şimdi burayı terk edin.
görsel

Atatürk:

“Okullarımızda ve bütün kültür kurumlarımızda ‘Milli Eğitim’ esas kabul edilmiştir. Tuttuğumuz yol budur; çocuk dini eğitimini ailesinde alacaktır. Bu arada ilahiyat Fakültesi gibi, dini eğitimi takviye edecek kurumlar da kurmak üzereyiz. Fakat bu zaman meselesidir.

Hâlbuki devrimimizin tam dönüm anında topraklarımıza göz dikerek saldırmak isteyen düşmanın, dini ele alarak birçok fitne ve fesatla halkı kandırmaya kalkıp türlü entrikalar çevirmekten çekinmeyeceği de muhakkaktır.

Biliyor musunuz ki, Mussolini, peşindekilerle buraya gelirse nasıl gelecektir? Önünde dervişler, hacılar, hocalarla gelecektir. Din adamlarını, elinde silah olarak kullanacaktır.”

Tam burada, üye arkadaşlardan biri, heyecanla atıldı:

“Paşam, rahat olun… Bu devrim yerleşmiştir. Millet bunu anlamıştır, benimsemiştir. Devrimlerimizin, halk tabakalarına kadar her tarafta kökleşmiş olduğu kesin. Bundan emin ol Paşam.”

Mustafa Kemal bir an durdu. Sonra, hepimize teker teker sordu:

“Arkadaşınızın bu fikrine ne dersiniz?”

Verilen cevaplar içinde, bu fikre tam olarak katılan yok gibiydi. Bunun üzerine Paşa:

“Arkadaşlar… Devrimlerimiz henüz, yenidir. Dedikleri gibi; kökleşip, benimsendiği hakkındaki kanaatimiz ancak ileride karşılaşacağımız olaylarla doğru çıkacak ve gerçekleşecektir.

Fakat şimdi buna emin olmalısınız ki, bugün başına şapka giyen sakalını bıyığını traş eden, smokin ve frakla cemiyet hayatında yer alanlarımızın çoğunun kafalarının içindeki zihniyet hala sarıklı ve sakallıdır…”

(Niyazi Ahmet Banoğlu, Nükteler Atatürk, istanbul 1978, s. 681–682.)

▪︎ Kaynak 》 Atatürk’ten Gençliğe Unutulmaz Anılar, Ahmet Gürel, Mayıs 2009

https://www.facebook.com/...6/posts/3683003015077487/
söylendiği üzere: "türk devrimi eşsizdir". yüce türk ulusunu ortaçağ karanlığından çıkaran 21. yüzyılın en önemli inkılabı.