bugün

türbelerin birer puthane olduğu gerçeği

zuhruf 45. Senden önce elçi (kitap[1*]) gönderdiğimiz toplumlara [2*] sor bakalım Rahman ile aralarına, kendilerine tapılan ilahlar[3*] konmuş mu?[4*].

[1*] Elçi olarak anlam verdiğimiz resul ( رسول ) kelimesi, hem iletilen bilgi hem de bilgiyi ileten elçi anlamındadır (Müfredat). Bilgi, elçiden önemli olduğu için Allah Teâlâ şöyle demiştir: “Muhammed sadece elçidir. Ondan önce de elçiler geldi. O ölse veya öldürülse, gerisin geri mi döneceksiniz?” (Al-i imran 3/144) Elçimiz aracılığı ile bize iletilen bilgiler Kur’an’da toplandığından artık bizim için Resul, Kur’an’dır. Bu yüzden resul, bir çok âyette Allah’ın Kitab’ı anlamındadır. Kendilerine kitap verilenlerden Hristiyanlara sorsan isa’nın, Meryem’in ve Kutsal Ruhun, Allah ile araya konacak birer ilah olduklarını söylerler. Ama bu iddialarını incil ile ispatlayamazlar. Bu sebeple onlar açısından da resul, Tevrat ve incil’dir.

[2*] Arap dili açısından âyet şu şekilde takdir edilmiştir: (وَاسْأَلْ( أمم )مَنْ أَرْسَلْنَا مِنْ قَبْلِكَ مِنْ رُسُلِنَا)

[3*]ilah, tapılan varlıktır. Din adamlarının bir çoğu, âyetlerde anlam kayması yaparak Allah’ın nebilerinin sözlerini, Allah’ın sözü gibi sayıp onları ilahlaştırmışlar, ibadet, kayıtsız şartsız boyun eğmektir. Bu ayete göre Allah, kendi dışında hiçbir şeye kayıtsız şartsız boyun eğilmesini kabul etmemiştir.

[ 4*]Arap edebiyatında iltifat sanatı vardır, anlatımı canlı tutmak ve konunun önemini vurgulamak için sözün akışı beklenmedik bir şekilde değiştirilerek, burada olduğu gibi üçüncü şahıstan birinci şahsa geçiş yapılabilir. Türkçe’de bu sanat olmadığından bu gibi ifadeler bir Türk’ü şaşırtır. Burada olduğu gibi birçok âyete, bu sanat yok sayılarak meâl verilmiştir.

86. Allah ile aralarına koyduklarını yardıma çağıranlar, şefaatten yararlanamazlar; oysa bilerek doğruya şahitlik edenler öyle değildir[*].

[*] Allah ile arasına aracı koyanlar müşriklerdir. Onlar şefaatten yararlanmayacaklar; yani cehennemden çıkarılıp cennette bulunan bir yakınlarının yanına yerleştirilmeyeceklerdir. Allah’ın Elçisinin şöyle dediği rivayet edilmiştir: “Şefaatim, ümmetimden büyük günah sahipleri içindir.” Hadisi rivâyet eden Câbir dedi ki: “Büyük günahı olmayanın şefaate ne ihtiyacı olur!” (Tirmizi, Sünen, Kıyâmet 12, (2436)

(Orada) Rahman’dan söz almış olanlar dışında kimse şefaat hakkına sahip olamayacaktır. (Meryem 19/87)

“Bilerek doğruya şahitlik edenler” Allah’tan başka ilah olmadığına şahitlik edenlerdir. Böyleleri müşrik olmadıkları için günahlarından dolayı cehenneme sokulsalar da oradan çıkarılıp cennetteki yakınlarının yanına yerleştirileceklerdir. Şefaat budur.

alıntıdır.