bugün

acı gerçek.
yüzde otuz kitap okuma oranı olarak gayet iyi oran kendimizi geliştirmişiz durumudur.
Yüzde yetmiş kitap okumuyor. Yani yüzde yetmiş düşünmüyor. geriye kalan yüzde otuzluk kısım da muhtemelen bizim sözlük yazarlarımızdır. (biraz uçtum farkındayım, farkındayım)
kitap okumak, sinemaya, tiyatroya, baleye, operaya bilumum etkinliklere ortak olmak için kusura bakmayın ama biraz tuzu kuru olmak lazım gelir bu ülkede. büyük bir çoğunluğu sabah 8 den akşam 8'e kadar 12 saat çalıştırılan (cumartesi dahil) ve karşılığında avcuna ay sonunu bile çıkaramayacak komik ücretler sıkıştırılan çilekeş bir milletten söz ediyoruz. avrupalılarla aramızdaki refah ve sosyo-ekonomik düzeyimiz birbiriyle karşılaştırılamayacak kadar aciz durumdadır. tv lerde ve paparazzilerde görmeye alıştığınız şımarık sonradan görme sanatçı bozmalarının toz pembe dünyası değil bu ülkenin gerçekleri. bu ülkenin kaymağını %20 lik o aç gözlü yamyamlar sömürmeye devam ettiği sürece de bir arpa boyu yol katedilemeyecektir doğru. okuma oranıda onu gösteriyor zaten.
öncelikle büyük bir kısmının okuma yazma dahi bilmediğinide ekleyerek hesaplanması gereken yüzdesel orandır.
öğretmeni, askeri, doktoru, avukatı doğu bölgelerimizden kaçmaya devam ederse, dogu illerimizi sürgün olarak görmeye devam ederse, siyasetcilerin sadece oy zamanı dogu illerinin kapısını calarsa bu yuzde daha çok artar tabi ki. ayrıca dogu illerimizde tabi ki kutuphanelerımız cok tabıkı okuyan insan gene okur ama ordaki insanlarımız ilk once kendi fiziki ihtiyaclarını karsılamak zorundadır ve kitap yerine kandırılacak okadar çok vardır ki ordaki gençlerimizi. şahsım olarak kitap okumanında gelir duzeyıyle alakalı olduguna inanıyorum. ve gene tabi ki aksi bırsuru ornek vardır gelir duzeyı ıyı olmayıp catır catır kitap okuyan kendini geliştiren ama bahsettiğim kesim daha yuksek orandadır.

(bkz: urfa da kitap vardı da biz mi okumadık)
(bkz: ibrahim tatlıses)
milletimiz * okuyamamış * ki kitabı nereden bulsun denilesi bir durumdur. insanlarımız geçim derdi yüzünden eline kitap almaya vakti kalmıyor. *
şu lanet olası paranın yüzünden çok şey kaybediyoruz. çünkü çalışmalıyız ki yaşayalım yapacak bir şey yok. milletimizi bu hale düşürenler utansın. suç bizde değil bizi eğitenlerde. *
temeli uzun yıllar öncesine dayanan eylemdir. * * * lakin şu günlerde ilkokullarda okumaya verilen önem bi hayli arttiğida sugötürmez gerçektir.
(bkz: Oku rabbinin adiyla oku)
Dünyanın her yerinde çalışma şartları benzerdir. Evet Türkiye'de biraz daha ağır olabilir fakat bunun bir insanın kendini geliştirmek istemesine engel olarak görmüyorum. Eğer bir insan televizyon başında günde 5 saatini harcayıp yılda sadece 6 saat kitap okuyorsa kusura bakmayın bunun hiçbir mantıklı açıklaması olamaz. Dünyada en çok tv izlenen ülke Amerika. Fakat toplumun %12 si düzenli kitap okumaya vakit ayırabilmekte. Türklerde bu oran malesef %0,01. Bütün başımıza gelen felaketlerin asıl sebebinde eğitimsizlik ve cahillik yatıtor. Hala farklı yerlerde çözümler arıyoruz malesef. Problemin çözümü ise yeni nesilleri yetiştirirken ebeveynlerin çocuklarının eline araba,tabanca vb. nesneler yerine kitap vermesinden geçer.
hararetle savunulan ve sanki olması gereken buymuş gibi lanse edilen durum. 70% kitap okumama oranı nedir? para yok millet kitap alamıyor diyorlar. insanlar tüm gün çalışıyor kitap okuyamıyor diyorlar. bi de bunu sözlükte yapıyorlar, yani kitap okusa suç işliyormuş havasına bile girebilir bi insan bunları görünce.

günde 5-6 saat televizyon izlemeye, günün yarısını kahvede okey oynarayak geçirmeye vakti ve parası olan bir insan, nasıl olur da günde 1-2 saat kitap okuyacak vakit bulamaz? bu savunulacak şey midir? şöyle bir örnek vereyim, kiev'e gittim zamanında, ve ordaki insanların ortalama gelirleri bizimkinden düşük, ortalama çalışma saatleri bizden fazla olmasına rağmen bizden çok daha fazla kitap okuyan kişi gördüm. kaldı ki buna da gerek yok, dediğim gibi 5 saat televizyon izlemeye vakti olan, bir kütüphaneye üye olup ordan kitap ödünç alacak kadar vakit bulabilir. kimse kimseyi aptal yerine koymasın, mesele para, zaman meselesi değil, türkiye insanı kitap okumayı sevmiyor, hatta bunu kötü bir şey olarak görenlerin de epey fazla olduğunu düşünmekteyim. yahu libya'dan tanzanya'dan daha az okuyan milletiz hala ne sorun para falan diyorsunuz?

kaldı ki, okumak için yüksek refah seviyesine ulaşmış bir zengin olmak gerektiğini zannetmek embesilliktir. ne zamandan beri kitap okumak lüks işi oldu. bedava kitap vermeye kalksam bir kişi de dönüp bakmaz. at yarışı oynar parayla ama bedava kitabı okumaz. kitap, bizde zararlıdır, anarşikliktir, kitap okuyan öğrenciye bunlarla uğraşacağına dersine çalış denir. kitap okuyan bir kişiye "entel dantel top" denilir. olmadı aşağılanır "işte bunlar böyle okur anca, hayatın gerçeklerini bilmez" diye. allah aşkına bir ukrayna'ya, rusya'ya gidin de, ne kadar kısıtlı imkanlarla insanların ne kadar okuduklarını bi gözlemleyin. sonra gelin, "para yok insanlarda, eşşek gibi çalışıyorlar o yüzden okumuyorlar, ama 5 saat televizyon izlerler günde, tüm günü kahvede geçirirler" diye okumamayı meşrulaştırın.
% 47 nin % 70 olmamasına şaşma sebebi.
(bkz: turk halkinin yuzde 60 i aptaldir)
türkiye ile ilgili bir değişiklik: zamanla %10 luk bir artış olmuş.
kitap okuma alışkanlığının yerleşmemesi ve kitap okumaya önem verilmeyişinden kaynaklanan durumdur. bunun kitap parası, imkanla falan alakası yoktur çoğu zaman...
okumak isteyen kitap bulur. doğusuyla batısıyla her yer, okullar ve kütüphaneler kitap bağışı akımına uğramaktadır. valilikler, kaymakamlıklar, aracı bağış kurumları; hepsi yaklaşık üç yıldır bu konuya ağırlık vermişlerdir.
internetin her daim ulaşılabilirliği, yaygınlığı da göz önüne alınırsa; en azından internetten faydalanabilen insan kitaptan da neden faydalanamasındır. ama çoğu zaman kitap yerine internet tercih edilir olmuştur. imkansızlıkları yüzünden kitap okuyamayan azınlığa ulaşabilmek ve onları tesbit edebilmek önemlidir.
lakin aile içinde kitap okumak yasaklanmışsa, ki var böyle aileler, diyecek laf yoktur!
neticede okumak isteyen bir yolunu bulur. yerim dar yenim dar bahaneleri ile kitap okumaktan kurtulunmaya çalışılan ülkemizde, kitap okumak bir ihtiyaç olarak görülmemektedir.
şaşırılmaması gereken durumdur,daha fazla olabilirdi.