Bugün türkiye'de aydın kelimesi, geçmişi ve ülkesiyle göbek bağını koparan, mukaddesatı kaybolmuş, topluma yol göstereceğine kendisi yoldan çıkmış, batı uşağı bir kaç satılık piyona verilmiş ünvan(!)' dır. Hangi türk aydını? bu adamlar ne türk...ne aydın...

"Avrupa tanzimattan beri hep aynı emelin kovalayıcısıdır. Türk aydınında mukaddesi öldürmek. Mukaddesi yani islamiyeti. Böyle özetliyor üstad cemil meriç bizim aydınların alın yazısını.

Bizdeki aydın(!) bizi yani Türkleri ve yaşadığı devleti her fırsatta batı'ya şikayet edip, iç işlerimize karıştırmak için çalışan kimliksiz bir sürüden ibarettir. Sırça köşklerinden ahkam keserler bu zavallı sürü. Bizdeki bir başka batı uşağı kurum olan medya da, bunları önümüze koyup aydın, fikir adamı ve entelektüel diye sergilemektedir. peki millet neden inanıyor bu zavallıların hezeyanlarına? Çünkü okumuyorlar, okumuyoruz. Milletçe düştüğümüz her zilletin arkasında cehaletimiz gizli.

Peki bu aydın sanılan zavallılar değil miydi, daha dün batıyla süregelen uyuşma reformlarnı kullanarak, edebi eser zannettikleri müsvettelerinin içine bize, özümüze, vatanımıza hakaret içeren bir iki epizot sıkıştırarark ödül alan. Bu güruh değilmidir ki, ülkenin bütünlüğüne kasteden alçaklarla bir olup "hepimiz ermeniyiz" diye bağıran. Evet siz ermenisiniz. sizi yetiştiren vatanın kalbinde ben ermeniyim diye bağırıyorsanız sizin damarlarınızda zaten türklüğün asil kanı dolaşmıyordur.Ben türküm diye bağıramayan insandan ne beklenir ki zaten.

Bir ülke düşünün ki okumuyor, düşünmüyor, televizyon karşısında laçkalaşıyor, kendisini sürü zanneden dış mihraklara isyan edemiyorsa, yani yaşadığı vatana sahip çıkamıyorsa o millete, o vatana ancak acınır. Bu halkın önüne zaten kimi koyarsan aydın zannedip sahiplenir.

Bu aydın ve entelektüel(!) tayfada ne ahlak var ne milli manevi kaygı.Kendilerini devlete ve millete muhalefete adamışlar sanki. açık açık "ben piyonum" diye bağırıyorlar. Orada vurada propoganda yapıyorlar ve devlet nedense batıya hoş gözükmek içinmidir nedir, en ufak tedbir almıyor aksine ceza yasasını değştiriyor. devlet onları sansürleyeceğine 30-35 milyonun geçekleri görmesini sağlayan bir diziyi, "kurtlar vadisi" ni sansürlüyor. heyhat! tanzimat yıllarının gafletine mi dönüyoruz?

Bizim entelektüel kendisi gibi düşünmeyene söz hakkı tanımaz. sosyal meseleler onları pek ilgilendirmez. halka "burun deliklerinden bakar". dünyanın acıları ise, onlara hiçbir insani görevini hatırlatmaz. "ırak'ta bugün şu kadar insan katledildi", "afrika'da şu kadar çocuk su bulamıyor" bizim aydının görevi bunlara çareler bulmak değildir. Bunların meselesi "küresel oyunların nasıl biraz daha parçası, piyonu oluruz da cebimizi doldururuz?" meselesidir. yıllarca moskof uşaklığı yapanlar, bugün vahşi ve arsı kapitalizmin kültür istilasının ileri karakolları görevini üstleniyorlar. döneklik ve ihanet bir arada...

80'den sonra kendi özüne dönen türk insanı, bu dönüşü kendi yazınını okuyarak ve kendi medeniyetinin büyüklüğünü anlayarak gerçekleştirecekti. ancak siyasi buhranlar, ekonomik krizler ve sağanak halinde üzerimize yağan "kültürsüzlük" toplumun başını döndürmüş, yıllarca büyük hayallerle ve fikirlerle yaşamış, insanlığa medeniyet öğreten milletimizin "günü birlik" yaşamasına neden olmuştur. bu zamanda aydının görevi toplumu uyanık tutmak, kendini halka siper etmekti.tıpkı muhammed ikbal gibi mehmet akif gibi. ancak aydınlar evangelist oyunların oyuncağı oldu. marjinalleşmeyi meziyet saydı ve kimliksizleşti. vicdanlarını satılığa çıkardılar, en çok parayı basanın yalanlarını sahiplenip bünyelerine işlediler.

Milli devletlerin küreselleşme adı altında hafızalarını kaybetmiş birer "mankurt" yapılmaya çalışıldığı bir dönemdeyiz. bu dönemde hakiki aydının görevi nerden gelip nereye gittiğini sorgulamaktır. zulüm insanları denemek amacıyla gönderilmiş bir imtihandır. zulme karşı doğruları ve hakkı savunmak her namuslu aydının borcudur.

fikirleri hayat görüşü ve inançları ne olursa olsun eğer insan olduğunu unutmayan vatanseverler isyanlarını ve doğruları dile getirirse bu karanlık elbet aydınlığa çıkacaktır.
dünyanın en zor işi.
aydınım entelektüelim ayağı yapıp pkk şakşakçılığına soyunmak
(bkz: türkiye de aydın kimdir sorunsalı)*
dunyanin en tehlikeli islerinden biri. bundan daha tehlikelisi sanirim komanda olmak felandir.
bugünlerde bu aydın(!) tayfasının Asıl rahatsızlığı statükonun bozulması. Asıl rahatsızlık, AB üyelik süreci devam ederse, Türkiye'de taşların yerine oturarak hukukun üstünlüğü ve özgürlüklerin genişlemesi ile gerçekleşecek demokratikleşmenin, bir daha anti demokratik güçlere imkân tanımayacak olması. yani birileri toplum mühendisliğine soyunup biz sizin yernize düşünürüz diyemeyecek olması.