bugün

filmin üzerinden yıllar geçmesine rağmen hâlâ dinlediğim albüm. müzik dinleyerek uyuyabilenlerdenim. uykuya geçmeden evvel muhakkak bu güzide albümden şarkılar dinlemek benim için olmazsa olmaz. gün içinde her ne yaşamış olursan olayım, başımı yastığa koyduğum anda, gözlerimi kapatırken, a promise kept dinlediğim tek şarkıdır. derinden gelen davul sesleri, vokalistin o büyülü sesi insanı tatlı bir ürpertinin kollarına bırakıyor. uyumak için gözlerimi açmamam yeterli. belki de yaşım itibariyle titanic filminin dünyayı kasıp kavurduğu o döneme denk gelmiş olmam ve sinemada izlediğim ilk film olması sebebiyle bu kadar etkileniyorumdur bu albümden. ama sebebi o kadar önemli değil, önemli olan benim bu albümü tanımış olmam ve gizlediklerimi bu albümle kendime anlatabiliyor olmam. sadece bunun hatırı için bile bu albümü ölene dek dinleyebilirim.
Neyle çalınan bu bile meşhur olmuştu hele Güvertenin önünde önlü arkalı durmaları falan. Bu kadar popi olduysa bişey kalitesidir efem.
Martı ve balina seslerine benzeyen bir müziktir.