bugün

harptir efenim. şarabınız, şuracıkta cam bir şişenin içinde; "gel beni iç" diye şımarırken, siz kös kös, "1 dk canım", "hemen geliyorum canım", "az daha sabret" gibi cümlelerle bir taraftan onu oyalamak, bir taraftan da, bildiğiniz ve o an geliştirdiğiniz tüm tirbuşonsuz şarap açma yöntemlerini tek tek dener, düşünürsünüz.

tornavida, sadece vida, bıçak, pense, hatta evet makas onu bile denersiniz. o mantar dibe dibe indikçe gözleriniz yaşarır. ama hep yavaş yavaş, tabii güç ve taktik diye bir şey var, becerebilene. ama işte benim gibi beceriksizseniz, gıdım gıdım mantar mücadelesine girersiniz. ve evet; "cluck!" bu ses demektir ki, mantarı yakalayıp öyle ritüele ugun dışarı çıkartamadınız, mantar şişenin içine girdi, bunu yaparken illaki üstünüz başınız, çevreniz kırmızıdan nasibini alacaktır. almıştır da; ama işte önemsemezsiniz. o an şaraba ulaşmış olmanın mutluluğuyla sakince etraftaki kırmızıya bakıp, bulduğunuz son aparatla çevreyi şöyle bir sildikten sonra; eşlikçiniz alice cooper'a göz kırpıp, köşegen hayatınıza, ani bir sevimlilikle gülümseyebilirsiniz.