bugün

6. nesil yazar. hoşgelmiş.
(bkz: tey tey)

halay çekme teknikleri ile ilgili çalışmaları olan yazar olabilir kendisi.
daha önce bir paylaşım sitesinde muhabbetimin olduğunundan kıllandığım, o zamanki avatarıyla bildiğin yurdum delikanlılarının içler acısı halini gösteren forumdaş olması lazım. ama emin de değilim... eğer oysan 3 kere kapıya vur, muhtemelen bunu duyamayacağım için de bir mesaj at.
hoşbulmuş yazar müsvettesidir. ilahiyat fak. mezunu değildir. teyology # teology
(#8509799) doğru söze ne denir.
bir entrysiyle ilgili sorduğum soruya hiç üşenmeden, bir sayfa-baştan savma olmayan- yanıt yazarak beni mutlu etmiş yazar kişidir.
üşenmediğim bi gün uzunca bi yanıt vericem kendisine. * *
nasıl fark etmemişim yazarı.
yakın takibe aldım kendisini.
bu sözlükte benim gibi güzel yazan yok diye üzülürdüm.
sonunda farkettim. benden de iyisi varmış. bu yazar takip edilir tuşunu arayayım şimdi.
adam gibi yazar, katıksız entelektüel.
(bkz: #9318300) yanlış yazılmış bir kelimeye son derece şefkatle yaklaşmış bir yazar.

sanırım en iyi savunma saldırı olmuyor bu durumda..

düdüt: imla

düdüt 2: imla diyip geçmek olmaz. şefkat keliimesini mal gibi şevkat şeklinde yazmıştım, onu düzelttim.

düdüt 3: yazımda zerre kadar ayar verme kaygısı yoktur. kim paranoyak yaptı len bu sözlüğü bu kadar..

dipdiri not: yazımda şefkat ile yaklaşımın ne kadar güzel göründüğünden, saldırıya yer olmadığından, hayatın bayram olduğundan (ki yarın hakkat bayram), dünya barışından , falandan feşandan bahsettim..
en iyi savunmanın şartlara göre değişiklik gösterdiğini düşünen yazardır. zaman zaman düşmanın beklemediği bir anda saldırmak, zaman zaman düşmanla cephede kora kor savaşmak, zaman zaman da ortalarda görünmeyerek düşmanın kazandığını zannetmesi üzerine gevşemesinden sonra yapılacak ani saldırı ile zaferin mümkün olabileceğini bilen, durumu tahlil etmenin gerektiğini şartlar hangisini gerektiriyorsa ona göre taaruz edilmesinin gerektiğini düşünen yazardır.

not: teşbih
edit: (bkz: şevkat)
yetenekli yazar , çoğu yazarın karşılaştığı "aynı konuda ayar üstüne ayar verirken git gide kalitenin düşmesi" durumunu yaşamamaktadır.
ve hatta ayarlarının kalitesi git gide yükselmektedir.
her yazdığı altına imzamı okumadan atabileceğim yazar.
yeterince tanıyamamış yazarlar tarafından boşlukta üstüne olmadığı söylenen yazar.
havada karada ve denizde de üstüne yoktur.
(bkz: uzay boşluğu)
bana provokatif ve zeka seviyemin az olduğunu söyleyerek kendisinin benden zeki olduğunu bilimsel bir dil ile deklare etmiş mümin kardeşimiz. ha bi de şakirt deyince alınıyor canını yediğim. şakirto derim ben de.

credit: şakirt değilim demiş bu kardeşimiz. anlaşılmayan entrylere bakınca az çok fikir sahibi olabiliyoruz allahtan. hafif şakirt eğilimleri var bir kere bunu inkar edemez. ee peki hadi diyelim şakir değilsin sayalım. ee o zaman neden şakirtten çok şakirtçilik yapıyor ve şakirto lafıma kızıyorsun ? klavye benim şakirto kelimesini oluşturan tuş takımı benim kime ne ?
bol bulduğu zamanını kendisini anlamadan anladığını iddia edenlere laf anlatarak geçiren yazar.

şakirt değilim ama tanıdığım çok şakirt oldu. benim karşılaştıklarım arasında yamukluğunu gördüğüm olmadı. ha yok mudur? illa ki vardır. ama bana denk gelmedi öylesi. kaldı ki şakirt eğilimi nedir? duyan duymayan da terörist eğilimi var filan sanacak. hep aynı şeyi söylüyorum dünya görüşlerimiz farklı olsa da hepimizin derdi aynı. ülkenin selameti. buna hep yaptığım benzetme şu teşhis aynı tedavi yöntemleri farklı. birimiz kemoterapi diyor birimiz radyoterapi birimiz ameliyat... ama bu doktorlardan birisi çıkıp sen hastayı öldürmeye çalışıyorsun demesin sırf kendi dediğini demiyor sırf kendisi gibi düşünmüyor diye. bırakın herkes istediğini söylesin. bırakın herkes istediği gibi yaşasın diyorum ben. farklılıklar konuşuulsun orta bir yol bulunsun. dindar olan dinini istediği gibi yaşasın, ateist olan da yine istediği gibi yaşasın. ama birbirlerinin yaşamlarına ve seçimlerine saygı göstersin. başı açık olan da üniversiteye gitsin örtülü olan da...sünni camisine gitsin alevi cem evine hıristiyan kilisesine yahudi havrasına... isteyen kürtçe konuşsun isteyen lazca isteyen çerkezce... ama ortak noktada buluşulsun. amacımız tek olsun. ülkeyi bölmek için aramıza farklılıklarımızı hatırlatarak birliğimizi bozan dış mihraklara tek yumruk olup okkalısından oturtalım kıralım burnunu. cumhuriyetin getirilerinin, halkın kendi yönetimini seçmesi demek olduğunun tadını ve keyfini 70 milyon olarak hep birlikte çıkartalım. atatürk ün 6 ilkesinin istediğimizi seçip "ama bu hepsinden daha önemli. bu öncelikli" demeyip o seçtiğimizi de kıçımızla değil aklımızla yorumlayarak el birliğiyle hayata geçirelim. muhasır medeniyetler seviyesine yetişip ve hatta geçelim. teknoloji almayalım ama satalım. sanayileşmeyi tamamlayıp, işsizliği hep birlikte bitirelim, ve hatta yurt dışından işçi almak için ülkelere kontenjan verelim. 50 sene önce almanyanın bizden işçi ithal ettiği gibi işgücü alalım.

bunların hiç birisi hayal değil. yeter ki biz birbirimizle kavga etmeyi bir kenara bırakalım. birbirimizin ne dediğini merak edelim ve dinleyelim. hayal değil çünkü bunu yapan ülkeler oldu ve hala da biz bunları tartışırken yapıyorlar. ben "başörtüsü" kelimesini yazdığım süre içinde almanya opel fabrikasında 5 tane işçinin işgücü kadar emekle üretilen bir tane arabasını üreim bandından çıkardı. bize sattı. biz de 200 işçinin işgücü kadar emekle ürettiğimiz 10 ton buğdayın parasını havale ettik. 3 gün sonra gelir o araba. biz de bineriz. depo boşaldığında da doldurmak için amerika ve ingilterenin arap yarımadasında çıkarttığı petrole eşek yükü parayı veririz. akşam işten gelirken de marketten, ithal ettiğimiz yağdan yapılan margarini, ithal şampuanımızı, ithal hazır kahvemizi alırız. eve gelir yemeğimizi yer ithal parçalardan mamul bilgisayarımızın başına oturur ve tartışmaya devam ederiz.

edit: eksileyen yazara özel: hepsini okudun mu? beğenmediğin kısım neresi?
küfürbaz ve hiç sıkılmadan anne kutsalına dil uzatmaya çekinmeyen bir it tarafından hakaret etmeyi meşrulaştırmakla suçlanan yazar. hayır suçlayan kişi okuduğunu anlama özürlüsü ise ben ne yapayım yani.

sevmiyorum demişim. iyilik meleği değildir demişim dengesiz hakaret ettiğimi iddia etmiş. bunu meşrulaştırdığımı iddia etmiş bir de ölmüş anama küfretmiş.

du bakalım nereye varacak bu işin sonu.

bir buluşma teklifi ettim. merak ettim klavyede yazarken gösterdiği cesareti yüzüme söylerken de gösterebilecek mi?
buluşma teklifimi tehdit olarak algılayan klavye delikanlısı tarafından şikayet edilerek çaylaklığa düşürülen yazar.

yahu iq lazım insana önce. daha hala suçlu bulduğun insanların anne olduğunu unutup zan altında bırakıyorsun deniyor. okuduğunu anlayacak zeka olmaya görsün insanda.

allah allah ya. sevmiyorum. benim inandığım değerleri hakir gören, hakaret eden insanı sevmiyorum. ve hakkında söylediğim tek şey de sevmiyorum demek. ne hakaret etmişim kadına, ne küfretmişim. aksine kısmen savunmuşum bile. hırstiyansa misyonerlik yapacak tabi ki hakkıdır demişim. misyonerlik faaliyetlerini suç olarak görmenin karşısındayım. çünkü herkesin inandığı değerleri sonuna kadar savunmasının özgürlüğünün verilmesi taraftarıyım. neyin hakareti neyin iftirası. neyin haksız suçlaması? ne demişim de hakaret iftira etmişim. hasbinallah ya. küfredecek kadar seviyesiz değilim. o seviyesizliği gösterenlerin seviyesine inmem. ama klavye delikanlısı da değilim. klavye başına geçince her istediğime ana avrat küfretme hakkı elde etme basitliğinde de değilim. o basitliğe o şerefsizliğe o haysiyetsizliğe düşen, alçaklıktan da öte çukur seviyesindeki insanlarla aynı ortamda yazıyorum ya. peh ya peh.

hayır adres vereceksen haftasonu görüşebiliriz demek hala "ben internetten yazdım yüzüne karşı da anana küfredebilirim" demek değil mi? peki ya öyle olsun. şu çaylaklığım bittikten sonra özel mesajım açılsın bir adres kararlaştıralım. bir buluşalım oturup çay kahve içelim senle. cidden merak ediyorum. yüzyüze de söyleyecek misin aynısını merak ediyorum.
tipik bir müslüman. kuran-ı kerim'e hali ile annesinin şahitliğinin babasının şahitliği kadar geçerli olmaması gerektiğine inanan bir kişilik.

etik algısı bu haldeyken sağa sola ahlak satma çabası hali ile işportacı kabiliyetinde.

kendisine eğer varırsa kutsal dediği kitap olan kuran'da da müjdelendiği gibi cennette gılmanlarla hoş dakikalar diliyorum.

hem belli mi olur belki yeterince iyi bir müslüman olursa cennette babasını bile görebilir. babasının gılmanları hakkındaki yorumu da annesinin şahitliği mevzusunda olduğu gibi elbette ortaçağ arkaikliği taşıyacaktır ama olacak o kadar, sonuçta bahsi geçen kişi bir müslüman.

bu hakikatin kerterizliğini bırakamayız. müslümanlar müslümanlık yaparlar.
sığ bir arkadaş. alışılagelmiş kalıpların dışına çıkamayan ve farklı üsluplara saygısızlığını fütursuzca sergilemekten çekinmeyen. tavsiyem şudur ki; üslublara farklı adlar yakıştırıp popülist bozması tavırlarından kaçınması. herkes istediği doğrultuda istediği şeyi yazar. bu incivaride olabilir ekşivaride olabilir. özetle uludağ sözlüğün kurtarıcısı görevini üstlenmeyi bırakmasını tavsiye ederim. bye
ciddi ciddi psikolojik sorunları olduğunu düşündüğüm yazar.

hem yalan atıyor hem de bu yalana kendisi de inanıyor!

başlık anadolu üniversitesinde yapılan bir eylem ile ilgiliydi- gerçi o başlık şimdi silnmiş- bu sevgili arkadaşımız klavye arkasında - zaten böyle şeyleri ancak ordan yapar- eylem yapan insanlara "piçler" demiştir.

bunu yaparken son derece rahat ve kendinden emindir, ne de olsa burası türkiye, ben de kendisine bu sözü iade ettim. beni moderasyona şikayet etmiş bana küfür etti diye.

arkadaşım evet ben sana o sözü iade ettim ama ilk o küfürü kullanan sensin,o eylemi yapan adamların arasında benim ve arkadaşlarımın olmadığını nerden biliyorsun?

ayrıca "ben son derece genel bir ifade kullandım" gibi saçma sapan bir laf ediyor bu arkadaş, iyi peki ben de ülkücüler için veya başka bir grup için bu lafı kullanıyım sonra da diyeyim ki "ama ben küfür etmedim ki son derece genel bir söz kullandım"

hadi ordan!

kendisi hala bana mesaj atıp, keşke ben de küfür etseydim gibi bir yüzsüzlük yapmış tebrik ederim kendisini ne diyeyim.

ayrıca "uludağ sözlük moderasyonu ve adalet anlayışı" başlığında hala ben suçsuzum gibi entryler yazmakta baştada söylediğim gibi kendisinin ciddi sorunları olmalı.

sen bir topluluğa piçler diyeceksin ondan sonra da kalkıp ben suçsuzum diyeceksin!

ayrıca moderasyonun bu arkadaşın küfür ettiği entry bulamaması ilginç geldi bana neyse
isviçreli bilim adamları tarafından psikolojik sorunları olduğu tespit edilen yazardır. (!)

(#9833021)

ilgili mesaj şikayet üzerine silik duruma geçince piç kelimesini tip olarak değiştirdim. anarşi ile çözüm sağlayacağını düşünen insancıklar içinse düşüncem değişmedi. ben bir ideolojiyi savunan tüm kesime karşı bir hakaret veya küfür ile cevap verme durumunda değilim. anarşi ve teröre bulaşanlara baba parasıyla ideolojik kavgalara bulaşanlaradır lafım. şahsıma doğrudan hakaret eden şahsa(!) da "piçlik yapana piç dediğimi" söyledim. ben lafımı ortaya söyledim ona denk gelmiş.

aldığım ceza özel mesaj yoluyla hakaretti. ama söz konusu özel mesajda da hakaret yoktu. moderasyondan ısrarla sormama rağmen diyemediler şu cümlende hakaret içeriği var diye. geniş açıklama şurada bulunmaktadır.

(#10051380)

şimdi benzer bir mantıkla bütün pkklılara küfredilen bir başlıkta adamın birisi çıksa özel mesajla sensin bilmemne dese küfretmiş kişiye, mantık bunun neresinde? savunması da hazır. "nereden bileceksin benim veya arkadaşlarımın da pkk lı olmadığını?"

yapılan yasadışı bir gösteri. benim cebimden çıkan paralarla alınmış masa, sandalye, camlar kırılıyor. ben de bunu sineye çekeceğim öyle mi?

yav get işine. yoksa da bir iş bul kendine. uzak dur benim vergimle alınan eşyadan, maldan.
ülkenin uluslar arası itibarının, iktidarın başarısı olduğunu düşünen yazardır. bilmez ki, ülkenin pazar yeri olarak kullanıldığını... pazara ihtiyaç duyan ülkeler için türkiye çok önemli bir ülke olması, türkiye'nin başarısı değildir.
savunduğu iktidarın, üretimde sıfır olduğunu görmezden gelir. köylünün tezek yapacağı boku bile ithal edecek bir iktidarı savunur.

davos'ta one minute diyen insanın, isviçre bankalarında sekiz ayrı hesabı olduğuna inanır mı, bilmem.

kendi çiftçisine, ''ananı da al git'' diyen başkanı savunur.
dün, çiftçiye ananı da al git diyen başbakan, yarın kendisine de ananı da al git derse, ne düşüneceğini merak etmekteyim.

(bkz: sen domalansın büyük düşün)
kendisi maalesef sürüsüyle birlikte sözlüğün amına koymaktadır. hastalıklı fikirleri, yobaz kara cahil açıklamaları ile türk medeniyetinin utanç tablosu görüntüsünü çizmektedir.

(bkz: profesyonel goygoycu)
güncel Önemli Başlıklar