bugün

erdem sahibi insanların yaptığı bir eylemdir.*
yapmaya çalışırken ağzına burnuna bulaştırmakta vardırki en kötüsüdür.
bir yetenek işidir. eğer yeteneğinizin olmadığı daha önceki tecrübelerinizde saptanmışsa bu işi daha fazla zorlamanın anlamı yoktur. karşıdakini daha da sinir eder.
genellikle karşınızdaki kişinin uzun uzun ve hiçbir faydası olmadan konuşup durmasıdır. eğer ki gün teselli edilmeye çalışılıyor ise, neyin ters gittiği bulunamaz. sabahları üzerinize üşüşen hatıralar ve yataktan doğrulurken öne doğru kaykılarak göğsünüze abanan kalp teselli edilmeye çalışılıyorsa, bu kez de eskimemiş, yıpranmamış, anlamını yitirmemiş bir kelime bulunamaz.

çoğu zaman teselli edilemez insan. zaman geçtikçe duruma alışır ve kendine hazırladığı cevaplar ile içini rahatlatmaya çalışır. kanar, kandırır.
özellikle sevgilisinden yeni ayrılmış kişiye yapılıyorsa, uğraşmaya değmez. en geçerli argümanları bile ortaya koysanız, o başlar "hani hatırlıyor musun ilk ağzıma sıçtığı gün vardı ya, ne de güzeldi" minvalinde saçmalamaya. o yüzden hiç uğraşmamak gerekir. "he" deyip geçmek, kendi ruh sağlığınız açısından en faydalısı olacaktır. nasılsa birkaç gün sonra barışırlar, siz uğraştığınızla kalırsınız; barışmazlarsa da zamanla unutur gider.

siz yine de yanında bulunun da maksat laf olsun torba dolsun hesabı...
insanlar yalnızca kendilerinin hissetmediği acıları çekenleri teselli edebilirler. der
Shakespeare
(bkz: sana kız mı yok)
babam ve oğlum' un en vurucu sahnesidir.
-Hüseyin efendiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii
sonu olmayandır. bıktırandır.
Hayatta en zor şey, insanın kendi kendini teselli etmek zorunda kalmasıdır!
empati yeteneği ve soğukkanlılık gerektirir. sadece empati yaparak yaklaşırsanız karşısınızdakinin üzüntüsüne bürünerek, üstünden sıkıntıyı almak yerine sizde derine batarsınız, bu nedenle mutlaka soğukkanlılıkta gerektiren eylemdir.
oldukca zor bir eylem olmalı ki orhan baba şarkı yazmış, bu gibi durumlar için:
bir teseli ver, yarattığın mecnuna, diye başlayan....
Tarafımca gerçeklerin söylenmesini istediğim olay zinciri. Gerçek olmayan ve sadece o anki üzüntü geçsin diye söylenen sözler ilerde daha dibe vurabilir. Ne kadar çabuk alışırsak gerçeklere o kadar az acı çekeriz.
kaynağını merhametten alır.
siz koskoca insana “üzülme” dersiniz. koskoca mevlana şems gittiğinde feryat figan ağlar, siz ağlayana “değmez” dersiniz.

demeyin.

“geçer.” demeyin. “unutursun” demeyin, hele “zamanla” hiç demeyin.
zamana küfreden bir insana zamanla demeyin.
beceremediğim şeydir. o yüzden teselliye ihtiyacı olan insanlardan uzak dururum.

çünkü bir faydam dokunmaz. niye gözünün önünde durayım ?