bugün

çeviri kadın gibidir: güzeli sadık, sadık olanı güzel olmaz.

(bkz: can yücel)
bambaşka bir hayatı bambaşka insanlara anlatmaktır.

Memur Ahmet, köşedeki manavdan aldığı 1 kilo muzla göğsünü gere gere mahalleye girdi...

Bunu bir ingilizin anlaması oldukça zordur...
Çektiğin sıkıntıların faturası.
"edebi bir metni tercümesinden anlamaya çalışmak, güzel bir halıya(arkasından) tersinden bakarak anlamaya çalışmaktır." cemil meriç.
Tercüme... büyük bir ihtiyaç. Zira küçük dairende kalıp hapsolmak, haberdar olamayıp gelişmelerin dışında kalmak ve yarışı kaybetmeyi kim ister. Bu yüzden büyük ihtiyaç. .
Aynı zamanda önemli. Zira eser tercüme eden tarafından ya katledilir ya da ihya...aynı eseri iki farklı tercüme edenden okuyanlar anlar...
bir yazarın anlattıkları kadar önemli bir baska şeyde anlatımıdır. aynı şeyleri bilen ama üslubu eksik birini okumak insana zevk vermez. işte çeviride yazarın uslubu çevirmenin ellerindedir. çevirmen ne kadar iyi çevirirse kitabı, tadı o kadar artar kitabın. ama başarısız bir çeviri kitabı birden vasat yapıverir. tad falan kalmaz akılda, unutulur. bu arada ne kadar iyi olursa olsun aslını tutar mı? tutmaz. ama iyi bir çeviri insana kendini hemen hissettirir.
dünyanın en güzel mesleği..
toplumlararası iletişim ile birlikte toplumun aydın ve bilgili kısmının yakın zamana dek üstlendiği son zamanlarda etkinlik olarak çok fazla artış gösterdiği için ülkemizdeki üniversitelerde de bölüm açılmasına sebep olan bir dilden başka bir dile kelimeleri, tümceleri deşifre etmek ya da kayanak dilde kodlanmış olan şeyi erek dilde anlaşılır bir biçimde kodlama işi. çözülebilir şifreleri çözme etkinliği.
(bkz: Mütercim tercüman)
(bkz: tercüme bürosu)
diller arası çeviri.

sevdiğim canım mesleğim.
iki dil arasında yapılan aktarım hadisesidir. özellikle ana dilini çok iyi bilen ve kullanabilen insanların daha iyi yapabileceği olaydır çünkü sadece iki dili birden biliyor olmak yetmiyor malesef, bu dili konuşan ülkelerin kültürlerini de tanımayı, geniş bir bakış açısına ve engin bir tecrübeye sahip olmayı gerektiren iş koludur.
motamot'tur o - môt á môt - kelimesi kelimesine...

ne hikmetse tercüme'nin yerine geçen çeviri kelimesi sadece yazılı kısmı içindir. Sözlü kısmı için yine de tercüme denir, ya da ayırt etmek için hiç de çağdaş gelmeyen mütercimlik kelimesi kullanılır. Halbuki dilmaçlık, ki bunun Osmanlıdaki adı buydu, Avrupa'da bile kullanılan bir sözdür. Örneğin Poloncada Tlumacz, Macarcada Tolmacs diye, Almancada ise Dolmetsch olarak geçiyor.
Birbirini bütün tedaileriyle (çağrışımları ile) karşılayan iki kelimeye
ne aynı dilde rastlarsınız
ne iki ayrı dilde.

cemil meriç
(bkz: tercüman)