bugün

toplumda az rastlanan her kişide bulunmayan kişiler tarafından sevilmene, sayılmana yarayan soyut bir kavram.
tekstil materyallerine uygulanan boya, baskı, ağartma, haşıl sökme gibi işlemlerin genel adıdır.
yerini pedagoji'nin alması gereken, çocuğun erginin egemenliği önünde diz çökmesi ve erginin arzu ve taleplerini yerine getiren bir birey olması için kalıba sokma girişimlerinin tümüne denir. terbiye işleyiş itibariyle pedagojinin tam karşıtıdır.
pedagoji yardımıyla çocuk, empati kurabilen, anlayışlı, üretken, olayların muhasebesini yapabilen, özgüven sahibi ve sosyal sorumluluğu olan bir birey haline gelir. aile terbiyesi ise çocuğu ancak ebeveyn psikoloji altında ezilen, onların dediklerini doğru sanan bir birey haline getirir ki bugün toplumumuzun hastalıklı olmasının en büyük sebebi de budur.
ülkemizdeki özgüven eksikliğinin, cehaletin, ahlaksızlıkların temel sebebi pedagojinin uygulanamamış olmasıdır. terbiye verilmemesi ile alakası yoktur. lakin türkiyede her birey bir şekilde aile terbiyesi almıştır ancak terbiye bir şeyi değiştirmeyen, sadece varolanı bastıran bir olgu olduğu için bir işe yaramamış, hastalıklı toplumun daha da hasta olmasında önemli bir rol oynamıştır.
çoğunluğu aileden alınan bir edep.
bunu yıllardır soruyorum kendime:

evinde yatağını toplamayıp anasına ihale eden adam otelde yatağını utanıp toplarken terbiyeli olma durumunu mu örneklemiştir yoksa terbiyesizlik için mi misaldir.
Zor bulunan bir özelliktir. Herkeste olmaz. Olmadığı kişilerden de uzak durmak gerekir. Çünkü onlar her türlü ahlaksızlıği yapabilecek tiğniyettedirler.
kendini gizleyebildiğin kadar terbiyesizsin, felsefesini benimsemişler var.
terbiyesizlikten utanmadığın sürece terbiyeli olmanda sadece nötr durumdadır.
ralph waldo emersona göre çocuğa saygıyla başlar.
az demektir. her şeyin azı terbiyedir, çoğu arsızlıktır. mesela ben dert arsızıyım.