bugün

karadeniz fıkralarının başrol oyuncusu.
temel yeni sevgilisiyle sahilde gezmektedir kız sorar
- DAHA ÖNCEKi SEVGiLiLERiM hep karadenizliydi ,onlarla ilşkim bir türlü yürümedi ,sen nerelisin ,
temel cevap verir
- bilecuk .
hiçbir zaman güldürürken düşündürmeyen genelde sadece güldürmeyi hedeflediği halde niyeyse ısrarla düşündürdüğü de iddia edilen karakter.
iddialara göre kendisine verilen "3 çay biri açık olsun" emrine karşılık olarak , "hangisi?" diye cevap vermiştir.

kaynak: gıçım.
görsel
temele sormuşlar laz olmasaydın ne olurdun diye, mahçup olurdum demiş.*
(bkz: temel içgüdü)
kendisine persembe gúnleri fikra anlatmak yasaklanmistir,
genellikle gec anlar, az anlar, kaz anlar.
hoca tekbir getirirken kahkahayi basar.
karadeniz insanını temsil eden hayali fıkra kahramanı. yaşadığı olaylar karşısındaki hal ve hareketleri ilginçtir. acaba çok zeki olduğu için mi böyle yoksa zekasında sorun olduğu için mi böyle, tartışılır
(arat: yaran fıkralar/temel)
Temel tıp fakültesini bitirip, beyin cerrahisi ihtisasına başlamış.
ilk yurtdışı kongresinde, heyecanla farklı ülkelerden bir araya gelen
doktorların arasına karışmış. Bir köşede, kalabalık bir grubun
aralarında tartışmakta olduğunu görüp konuşmalarına kulak kabartmış.
Aksanından ingiliz olduğu anlaşılan doktor şöyle diyormuş:
-Beyin cerrahisi bizde öyle ilerledi ki, beyin nakline başladık. Biz
bir adamın beynini alırız, başkasına naklederiz ve onu altı haftada iş
arayacak hale getiririz.
Bunu duyan bir Alman cerrah, küstahça atılmış:
-Bu hiçbir şey değil; biz bir adamın
beynini çıkarıp, başkasına naklederiz ve onu dört haftada orduya katılıp,
savaşacak hale getiririz.
O ana kadar sessiz, sakin tartışmayı dinleyen Temel, yüksek sesle söylenmiş:
Beyin nakli mi, ne kadar gereksiz!
Bir anda bütün gözler kendisine dönerken eklemiş:
-Biz Kasımpaşa'dan bir beyinsizi aldık ve başbakan yaptık.

Şimdi ülkenin yarısı iş arıyor, yarısı da savaşa
hazırlanıyor.
Bir gün Temel yine bir ingiliz,fransız ve italyanla karşılaşmış. Birde klasik uçak varmış tabii. Temel durumu anlamış ve "yine biz be" demek suretiyle fıkradan ayrılmıştır.
ayyakkabıcının, alacağı ayakkabı için "ilk bir hafta sıkabilir" demesi üzerine, ayakkabıyı ilk bir hafta giymeyecek potansiyele sahip insan canlısı.*
cem yılmaz'dan sonraki en komik türk.ayakta alkışlıyoruz.bunun yaşıyan bir örneğine yakın bir kişiyi tanımaktan da gurur ve şeref duyuyorum.(sanki gururla şeref çok farklı şey aq)
Gerçekleri defalarca görülmüş sahış bir taneside bunu yazan.
bi ingiliz bi alman bi fransızla ayrılmaz bir 4 lü oluşturan efsane fıkra kahramanı.
her türlü fıkranın konusu olabilecek potansiyele sahip yurdum insanı.
yanında her daim bir ingiliz bir fransız ve bir alman bulunduran fıkra aleminin baş aktörüdür.
karakoldakı yüzleştırmede , tecavüz ettiği kızı
teşhıs edıp kendını ele veren karadenızlı.
(bkz: radye temel)
rizeli birinin arkalı önlü fotokopi yerine arkalı önlü fotoğraf çektirmesi örneğine bakılırsa karadenizlilerin fıkralara baş aktör olması normaldir(fotoğrafı çeken çakalı da unutmamak lazım)
-karadeniz (daha çok trabzon) fıkralarının usta ve değişmez aktörü
-en saf hemşerim
Bir muz kabuğu gördüğü zaman "eyvah yine mi düşeceğim?" diyerek halkın büyük takdirini toplayan yüce şahıs.
inşaat yapılırken binanın ana ögesini oluşturan yapı elemanı.*
esas, ana.
güncel Önemli Başlıklar