bugün

temel fadime 'yi telefonla aramıs demiş ki:

la fadime bu aksam mutlaka bize gel çünkü evde kimse olmayacak . ki ki ki ki.

fadime aksam eve bir gider ki evde kimse yok!
temel amerikaya gelir ve havaalaninda pasaport islemleri gercekleşmektedir:
- what's your name sir?
-temel
-surname?
-kaya
-sex?
temel gayet sakin cevaplar
- 3 times a week
memur sasirir ve soyle der:
- sir you misunderstood me ..i mean male? or female?
temel yine hemen cevabi yapistirir.
- doesn't matter
Brejnev, Küba'ya gelecekmiş. Kübalilar toplanmış, bir hoşluk yapacaklarmış.
Ülkenin en iyi ressamına başvurmuşlar. Bir tablo yap. Adı "Brejnev Küba'da" olsun diye.
Ressam: Hadi oradan, demiş.Ben adamı görmedim bile. Adam hayatında Küba'ya gelmedi.
Şimdi ben nasıl Brejnev Küba'da" diye atmasyondan resim yaparım?"
Tesadüf bu ya, bizim Temel, puro almaya Havana'ya gelmiş o sırada sıkıntıyı duymuş.
Ben size istediğiniz tabloyu yaparım, ama bana bir sandık puro verirseniz"
Adamlar çaresiz, vermişler. Temel bir hafta sonra, Küba'lıları cağırmış.
- "işte tablonuz" demiş. Tuvalin üzerini örten bezi hızla aşağı çekivermiş.
Küba'lılar da donuvermişler. Tabloda, yatakta iki kişi, al takke ver külah.
- "Bu ne" diye gürlemiş, Turizm Bakani. - "Bu ne?. Bu kadin kim?.."
"Brejnev'in karısı!" demiş, Temel.
- "Peki bu üstündeki adam kim?"
- "Brejnev'in uşağı!..
-"Peki Brejnev nerde ULAN!!!.."
- "Brejnev Küba'da"
Issız bir adada ingiliz Fransız Temel ve Jamaikalı durmaktadırlar
Temel Jamaikalı'ya yanaşır ve şöyle der:
-Sen yenisin galiba *
Genellikle temel bir gündiye başlayan fıkralardır.
Savcı, morgdaki üç ceseti incelemek uzere gelmişti. Birinci ceset sırıtıyordu. Savcı nedenini sordu. "Milli piyangoda büyük ikramiyeyi kazandı, sevincine dayanamadı, kalp krizi geçirdi ve öldu", dediler. ikinci ceset de sırıtıyordu. Savcı sordu;
- Bu neden sırıtıyor?
- Bunun da oğlu doğmuştu. Sevinçten kalbine yenik düştü, diye açıkladılar.
Üçüncü ceset Temel`in kömür halindeki cesediydi. O da sırıtıyordu. Savcı sordu :
- Bu neden öldu?
- Efendim, buna yıldırım çarptı, dediler.
- Peki neden sırıtıyor?
- Fotoğrafını çekiyorlar sanmış.
temel in eski bir bmc kamyonu vardir. yolda giderken kirmizi isik
yanar ve frene basar. kamyon durmaz, önünde giden son model
bmw ye çarpar. temel hemen atlar, söföre yalvarir :

- aman abi affet, sen zengin adamsin, seni etkilemez, ama ben
ömür boyu çalissam ödeyemem.

adam temele acir ve affeder. yollarina devam ederler. ileride yine kirmizi isik yanar. temel kamyonu yine durduramaz. bmw yi hurdaya çevirir. yine atlayip yalvarmaya baslar :

- aman abi, benim çocuklarim var, affet. zaten arabana çarpmistim,
hasar biraz daha büyüdü sadece. adam temele yine acir ve :

- tamam, gözüme görünme, bas git...yollarina devam ederler.

yine kirmizi isik yanar. temel bmw ye yine gömer. bu sefer kafasini camdan çikarip, bagirir :
- benim abi benim, devam et...
temel bi gun kosma olimpiyatlarina katiliyomus yaris baslamadan once doping almis sonra doping aldigi anlasilmasin diye sonuncu olmus *
temel bir gün kitap yazmaya karar verir ve popüler bir yazar olan orhan pamuk un yanına gider.
t:orhan abi,kitap yazıcam da yardımcı olur musun bana?
o:kitabında gizem olmalı,seks olmalı ve asalet olmalı,bunlar halkın ilgisini çok çeker...der...
t:tamam abi..der ve çıkar gider...
bir hafta sonra temel tekrar gelir...
o:ne yaptın temelciim?
t:yazdım abi...
o:nedir kitabın ismi?
t:kontezi kim düdükledi....
o:çok iyi bir seçim yapmışsın...kontezle asaleti,kim ile gizemi,düdüklemekle de seksi vurgulamışsın ama unuttuğumuz bir şey var,türk halkı dini şeylere de önem verir.biraz da din kat buna....der...
t:tamam abi..der ve çıkar gider..
yine bir hafta sonra gelir temel...
o:yazdın mı temel?
t:evet abi....
o:nedir kitabın ismi?
t:allah allah,kontezi kim düdükledi....
bu fıkralar adamın biri diye başlamaz temel bir gün diye başlar temelimiz şüphesiz adamın birinden çok daha yarıcıdır
ingiiz, fransız ve temel ıssız bir adaya düşerler.
seneler sonra bir lamba cini peydah olur.
herkese dileğini sorar

ingiliz, derhal beni evime yolla ve beni zengin et.
fransızda aynı dilekte bulunur ve evlerine zengin olarak ulaşırlar.

sıra temel e gelir. temel sağa sola bakar, kimse kalmamış ve dileğini söyler.

ula buralar çok sessuz kaldi, arkadaşlarımı geri getir.
Eczacı dursun alı al moru mor temel'in kapısını çalmış:
temel: Ne oluyor dursun, nedir bu telaş ?
dursun: Sorma temel. Ben bugün sana mide ilacı veriyorum
diye zehir vermişim !
temel: Eyvah ! Ne olacak şimdi ?!
dursun: Ne mi olacak ? 5 milyon daha vereceksin.
Çoğunluğunu lazların teşkil ettiği komando bölüğü 10
gündür ormanda, çamurda, aç susuz pislik içinde eğitim
yapmaktadır. 11. gün komutan çavuş Dursun'u çağırdı
"Çavuş,10 gündür bölük gayet iyi bir performans
gösterdi, biz de onları ödüllendirelim, bugün çamaşır
değiştirebilirler artık.."
"Başüstüne Komitanum."
Dursun çavuş bir heves koşarak bölüğü toplar "Sizlere
çok sevineceğunuz bir haber cetirdum. Komitan izin
verdi bugün erat çamaşir
değiştirecek, sıraya geçin değiştirun. Temel sen
idrisle.....ismail sen Kemalla... Sadık sen Cemalla
temel ile fadime lunaparka giderler,fadime havada dönen salıncaklara binmek ister ,temel olmaz der . çünkü; binerse külodunun gözüküceğini düşünür. bir ara fadime kaybolur temel onu buldugunda salıncağa binmiş hatta inmiştir. temel- uy da nası bindin külodun gözükmedi mi?
fadime- e temel külodumu cıkardım da bindim gözükmedi *
Temel bir gün hacca gitmeye karar verir.
Fadime 'ye gelir
-" Hakkını helal et ben hacca gidiyorum " der.
Fadime de
-" Bir şartla der beni de götürürsen ".
Temel ikna edemez Fadime' yi
-" Tamam gel , o zaman annelerimizle helalleşelim " der.
Temel 'in annesine giderler
-" Anne hakkını helal et biz hacca gidiyoruz " der
Annesi de
-" Bir şartla , beni de götürürsen ".
Temel onu da ikna edemez
-" Tamam " der.
Hep birlikte Fadime'nin annesine giderler .
-" Hakkını helal et biz hacca gidiyoruz " der.
Kayınvalide aynı şekilde
-" Bir şartla beni götürürsen " der .
Temel çaresiz üçünüde alıp hacca gider .
Haccın gereklerini yerine getirirler .
Dönecekleri gün herkes son ibadetlerini
ve tövbelerini yapmak için odalara geçer .
Temel odasına giderken annesinin tövbesini duyar.
-"Allah ım beni affet Temelin babasını 4 kez aldattım."
Temel inanmıyorum diyerek odasına doğru yürür.
ikinci odada kayınvalidesinin tövbesini duyar
-"Allahım beni affet Fadime'nin babasını 8 kez aldattım."
Temel duyduklarına inanamaz.
Son odada Fadime'nin tövbesini duyar
-"Allahım beni affet Temel'i 1 kez aldattım."
Temel büyük bir şok içerisinde odasına kapanır
Dizlerinin üstüne çökerek başlar tövbe etmeye :
-Allahım sen onları boş ver esas beni affet, senin huzuruna
bu kadar o....... getirdiğim için ...
Temel Başbakanla beraber Endenozyaya gider felaket bölgesini gezerken bir gazeteci ona yaklasarak;Temel Bey sizin Karadenizdede böyle Tsunami olur mu?Diye sorar.
Temel cevabı yapıştırır:
-Valla tusunami olur mu pilmem ama,pizum Karatenuzda rusunami var milleti perisan etti...
Temelin karisi koyundeki doktorla isi pisirmis. Bu
durum herkesin diline dusmus ama kimse
Temel'e soyleyemiyor.
Herkes nasil anlatacagiz bu isi derken Dursun atlamis;

- Merak etmeyin usaklar ben soylerum.
Aksam olmus Temel kahveye gelmis,
Dursun soyle bi gerinip koseden yuksek sesle
temele dogru bagirarak;
-Ha Temel usagum, senin Fadime ne zaman
profosor olayir da?
-Ula Tursun sasirdin mu, benim kari daha
okumayi bile sokemedu profosor olmak nerden ciktu..
-Ne pileyumm koyde herkes fadime yuksek
lisansini yapti, doktora veriyor
diyorda ondan sormusumdur.. *
Temel'in canı karısı Fadime ile sevişmeyi cok
istemektedir, lakin o sırada Fadime balkondadır. Temel
aldırmaz, balkona gider ve Fadime'nin üzerine abanmaya
başlar. Fadime'de dayanamaz ve lap diye baş üstü tam
aşağıdaki çöp tenekesinin içine bacakları da pergel
gibi açılmış düşer. O sırada yoldan geçmekte olan
idris çöp tenekesi içindeki Fadime'yi görür, kafasını
uzatıp bir göz atar, sonra da balkondaki Temel'e
bağırarak:
- Ula Temel niye attun bunu, bu daha sikulurdu!!!
temelle dursun iş umuduyla istanbula gelirler..ilk gun tum paralarını dolandırıcılara, yan kesicilere kaptırırlar..akşama dogru ceplerinde 5 kuruş para yoktur ve çok açlardır..birden karşıda bi gazete parcasına sarılı bi simit gorurler..temel koşar atlar 'BEN YiYECEM' DER..DURSUN 'BEN YiYECEM' der..başlarlar kavgaya..temel aklıma bi fikir geldi der..birbirimizi zikelim kim daha çok bagıttırırsa o alsın simidi der..dursun kabul eder..temel 'ama once ben yapacam' der, dursun da 'nasıl olsa ben kazanacam, hadi domaldım gel' der..temel başlar zikmeye, dursun başlar bagırmaya..aaaah uuuhh annnaaaamm..temel ' bak tum istanbul duydu sesini' der..dursun 'sen bi domal, taa trabzon duyacak senin sesini ' der..temel sırıtarak ' ben aç değilim uşagım al sen ye simidi' der...
Bir gün Temel kahvede efkarlı efkarlı oturup, sigara içiyormuş,offlayıp puffluyormuş.Onun bu halini gören Dursun yanına yaklaşmış ve sormuş "hayrola kanki neyin var?" diye.."Olm boşver anlatamam daa" demiş temel.Dursun üstüne gitmiş "olm anlatsana bak kaç yıllık arkadaşız,bi derdin varsa söyle de bilelim".."Yok abi sen benim derdime çare bulamazsın" demiş temel..Dursun iyice ısrar etmiş "bak vallahi de konuşmam seninle,senin derdin benim derdim" deyince temel başlamış anlatmaya:
-Hani biliyosun geçen sene afrika'ya safariye gitmiştim.
-"Eee?" demiş dursun
-"Bigün orada bir ayıyı tüfekle kovalarken ayağım kaydı ve uçurumdan aşağı düştüm,yaralandım,tüfeğimi de kaybettim" demiş.
-Eeee sonra?
-"Sonra o ayı beni sürükleyip magarasına götürdü,yaralarımı yaladı,beni balla sütle besledi,iyileştirdi..Ama aynı zamanda beni her gece-her gece sey yaptı" demiş..
-"Yuhhhhh" demis dursun.."Yaw bak temel biliyorum cok kotu bir durum,ailen var,fadime var,delikanlılık var..Ama unut gitsin be abicim,geride kalmıs.Hersey insanın aklında biter.Sen unutmak istersen unutursun."
-Nasıl unutaylım da?!!...O orda-ben burda...ayrı gayrı... *
MAViLi iPNE...
Temel özel doktormuş.Bir gün dağ başında oturan bir kadından telefon gelmiş,kadının hamile olduğu ve temel'in hemen gelip onu hastaneye yetiştirmesi gerekiyormuş.
Arabasıyla kadını alan Temel,son sürat bayır aşağı inerken yola kırmızı elbiseli bi adam atlamış.
-"Hoop" demiş adam."Ben bu dağın kırmızılı ipnesiyim,bana biraz ekmek vermeden geçemezsin.."
-"Yaw manyak mısın nesin git başımdan bak hastam var,kadın doğuracak" vs demiş ama adam dinlememiş,"ben kırmızılı ipneyim,illa ki bana ekmek vermeden geçemezsin.."
-"La havle vela.." demiş temel ve torpido gözünde bulduğu bisküviden falan vermiş adama ve yola devam etmiş.Derken yola sarı elbiseli bi adam atlamış.
-"Hoop" demiş adam."Ben bu dağın sarılı ipnesiyim,bana biraz su vermeden geçemezsin.."
-"Kardeşim delirdiniz mi siz bi .ktirin gidin başımdan bak hastam var" bilmemne ama adam dinlememiş.,"ben sarılı ipneyim,illa ki bana su vereceksin,yoksa geçemezsin"
Temel de öfleyerek buna ufak pet sulardan bi tane vermiş ve artık doğum yapmak üzere olan kadını düşünerek son sürat gaza basmış,bayır aşağı inmeye devam ederken yola yeşil elbiseli bir adam atlayıvermiş.
-"Hoop" demiş adam."Ben bu dağın yeşilli ipnesiyim,bana biraz para vermeden geçemezsin.."
Temel artık çileden çıkmış."Lanet olsun lan size .pneler!Al sana 10 milyon,çekil başımdan şimdi!" diye bağırmış ve gazı tamamen köklemiş,son sürat bayır aşağı inmeye devam ederken yola mavi elbiseli bir adam çıkıvermiş.
Temelin canı burnunda tabi."Sen ne istiyosun lan ağzına .ıçtıgım mavili .nesi!" diye bağırmış.
Cevap:
-"Ehliyet ve ruhsat..."
temel kamyon şoförlüğü yaptığı bir dönemde, şehir dışına gideceği için yolda canı sıkılmasın diye dursun'u da çağırmış. yüksekliği 3 metre olan bir kamyon kullanıyormuş. bir tünel görmüşler, tünelin yüksekliği 2.5 metre imiş. dursun demiş; "ula temel bizim kamyon 3 metre, burası 2.5 metre nasıl geçeçeğüz?" temel'de sağa bakmış, sola bakmış "polis yok geçelim" demiş.
Temel ve Dursun, kumsalda gezerken, bir de bakmışlar önlerinde

Alaaddin'in

Sihirli Lambası durumu.. Almışlar ellerine lambayı şöyle bir

dokunup okşamışlar.

Fiiiiiiisssssssss... Cin dışarıda.

Cin, bir Temel'e bakmış, bir Dursun'a. Sonra dile gelmis:

- Kusura bakmayın ben sizinle uğraşamam.. Alın size üçer

yumurta, her kırdığınız yumurta için bir dilek tutun. istekleriniz yerine

gelsin... Cin uçup dönmüş lambasına, Temel ile Dursun ellerinde yumurta

ayrılmışlar kumsaldan. Aradan yıllar geçmiş. Olaydan sonra birbirlerini

görmeyen iki kafadar karsılaşmışlar. Temel, Dursun'a sormuş:

- Ula Tursun, ne ettin yumurtalari?

- Valla Temel, ilkini kirdim, çok para istedim, bitmeyen bir

param var.. - Eeee! ikincisu...

- Onu da kirdim, çok güzel bir hatun istedim. Simdi dünyalar

güzeli bir karim var..

- Üçüncüsünü neettin?

- Onu kirdum, sağlık istedim.. Hiç hastalanmadan yasayıp

gideyrum.. Peki, sen ne ettin yumurtalari?

- Sorma senden ayrildim eve geldim, tam eşikten girerken

ayağım takildi, yumurtanin biri yere düşti kirildi... Ben de, hassittir

be, dedim.. Demez olaydim, evin içi sit doldi..

- Eeee! Sonra?

- Bir ev dolusu sitle ne yapayim, dedim, kirdim ikincuyu,

bütün sitleri götürmesini istedim.

- Yaaa! Peki sonunciyi ne ettun?

- Ne edeyim? Kırdım sonuncuyu da, benimkini geri getir, dedim...
Temel kamyon söförüymüs. Bir gün kamyonu ile yokus asagi inerken freninin
patladigini farketmis. Ileriye dogru baktiginda da yolun ikiye ayrildigini görmüs.
Bir tarafta pazar kuruluymus ve yüzlerce insanin alisveris yapiyormus. Diger
tarafta ise küçük bir çocuk yolun ortasinda oyun oynamaktaymis. Temel çok
hizli bir sekilde düsünerek "pazar yerune çirersem pi sürü insan ölür en eyisu
çocigu ezeyum" demis.
Ertesi gün gazetelerde söyle bir baslik; "pazara giren kamyon dehset saçti.
150 ölü"
Temel e sormuslar :
- Sende hiç kafa yokmu? Bu kadar insani ezecegine bari çocugu ezseydin.
Temel cevap vermis :
- Ula siz benu salak mi sandunuz? Bunu bende düsündüm... Tabii ki çocugu
ezecektim ama cocuk pazara dogri kosunca ben ne yapayim?
temel ve beş arkadaşı rus ruleti oynamışlar, altısı da ölmüş.