bugün

şişman, rahat yürüyebilmek için (yer çekimine yenik düşen)göğüslerini, elleri ile destekleyen, makyaj malzemelerinden bolca kullandıkları halde, çirkinlikten kırılan (bol kullandıklarından mı acaba) kadınlardır.

bi oğlu kesin askerde olan, beklentilerine, sıkıntılarına cevap arıyan, bir battaniye için birbirlerini yiyebilecek kadar da insanlıktan nasibini alamamış kadınlardır.
programları, deşarj mekanı zanneden, ciyak ciyak bağıran, ünlü simalarla ağız dalaşına girip tatmin olan, zeka pırıltısından yoksun, mühim iş yaptığını zanneden topluluk...

(bkz: yazık)
karşılığında ücret aldıkları duyulmuştur.
genelde "şakşakçı" diye tabir ettiğimiz menapoz dönemi teyzeleridir bunlar...
program sunucusu ne söylerse söylesindir, umurlarında değildir hatta çoğunu dinlemezler bile, sunucu ablaları cümlesine noktayı koyar koymaz, alkışlamaya başlarlar...
mikrofon kendilerine verildiğinde ise yaptıkları şaklabanlık ve her türlü abuk sabuk hareketleriyle programa renk kattıklarını sanarlarken, aslında yetmiş milyona rezil olduklarının farkında değillerdir...
yazıktır bu kadınlara be...
programdan programa yüksek ücretler ile transfer olan teyzeler. *.
bilgisayar efekti olmalarını arzu ettiğim kadınlardır. türkiye'nin içler açısı durumunın yansımalarıdır, tepede bir lamba vardır o yanınca alkışlarlar, mikrofonu ağzına sokmaya çalışan kadrolu izleyiciler bile vardır, otisabi'dir onlar, ne derse alkışlanırlar, manyak kadınlardır. 5 ila 20ytl arası para alırlar, ev geçindiriyorlar sonuçta.

reyting reyting dedikleri
bir kaç teyze bir kaç mehmet ali
bana ver kaliteli belgeseli
isteyene ver onları
stadlardaki amigolardan hiçbir farkı bulunmayan teyzelerdir.
bu proğramlara katılmak bi hastalıktır bu hastalığın evreleri vardır .birinci evre earka koltukda saklanılarak oturulur.ikinci evre ön koltukda hasta kendini gösterrir üçüncü evre de ise hasta kendiniprogramda konuk ya da sunucu sanmaktadır bu noktadan sonra kurtuluş yoktur bu program senin şu program senin dolaşırlar
ağlamaları, zırlamaları şart koşulmuş kadınlardır.
kıçınızın tutuşmuş olduğu, yapmanız gereken binlerce işin olduğu zamanlarda, bunların seyirci versiyonlarına engellenemez biçimde imrendiğinizi sıkça farkedeceğiniz teyze tipleri.bu kadınlar, o saatte oraya gelip saçma sapan konularda ahkam kesecek kadar boş vakit sahibi ve fazlasıyla tasasızdırlar.
sabahın kör saatinde bir güzel makyajını yapmış, programda sorulacak embesilce sorulara bünyesini tamamen hazırlamış ne kadar gereksiz insan varsa bu programlarda efendim.
işi biraz daha ileri götürmüş bazı programlar, yayın esnasında sahneye konuşlandırılmış mutfak da, abuk sabuk malzemeleri birbirine karıştırarak hemen oracıkta ismini verdikleri yemekleri hazırlarken,
son zamanlarda popüler olan "karı boşama - koca aldatması" konusu ile birlikte hazırlanan yemek bir güzel insanlara sunuluyor.
ben şahsen o tv programlarına çıkan insanların para aldıklarını düşünüyordum! aksi halde bu kadar haysiyetsiz insan! sabahın köründe kocasını uyandırıp "hadi git ekmek parası kazan" demek varken, kahvaltı hazırlamak varken, varsa çocuklarını okula göndermek varken sen ne sk arıyorsun be haysiyetsiz insan! sabahın köründe orada ? diyesi geliyor insanın.
memleketin nerde bir cüzzamlı vatandaşı var onu tutup çıkarıyorlar ekrana sabahın köründe, bunun üzerinden duygu sömürüsü yapıp 3 dk sonra da sahneye gelen dansözle oynamaya başlıyorlar,
ulan 3 dk öncesine kadar zır zır ağlamıyor muydun lan sen pzvenk! bu ne şimdi?
sırf eleştirmek için bile izlenmez bu programlar efendim..

mantar gibi türediler, tüm evimizi mekanımızı sağlığımızı kimliğimizi kimyamızı bozdu bu dürzüler!
bu dürzüler yüzünden bir takım cahil insanların kafası karışıyor efendim, sonra gidip türbeye camiye ağaca bir şeyler bağlamaya başlıyorlar bunun sonu ölüm uyandırayım yani.

bu gereksiz programlar yüzünden, 4 yaşındaki çocuk fenerbahçe şekerini yalayıp;

- sence ben hangi takımlıyım
+ şuna bak ya hangi takımlısın bakayım?
- (dilini çıkarır) fenerbahceee

bu ne efendim? çocuk 4 yaşında, yapmayın böyle zehirlemeyin kimyamızı, kadınlarımızı! insanlarımızı!