bu başlık altında yazılanlar tamamen şahsi tahminlerimdir. bu konu hakkında hiç bir bilimsel veri ya da semavi kaynak olmadığından (bire bir anlatım) aşağıdaki senaryo ortaya çıkmıştır.

semavi dinlerden islam'ın kitabı kuran'da bahsi geçtiği gibi insanlık adem ile havva olarak yaratılmıştır. fakat adem ile havva beynelminel isimler idi. anlatımın devamında insanlığın arap yarım adasında başladığı ve oradan dünyaya yayıldığı şeklinde anlaşılır fakat bunun yanlış anlaşıldığı ya da konunun detaylı anlatılmadığı taraftarıyım.

arap yarım adasında başlayan ve orada devam eden insanlığın bir göç içerisine girdiğini farz edelim. durduk yere insanlar burası çok sıcak ya da çok kurak şikayetleri ile yola çıkmış olsunlar. vardıkları varabilecekleri yer en kabadayı iç denizleri aşmak olsun ki böyle bir zahmete neden girsinler? bu şekilde yol alan insanlığın antartikaya vardığını farz edelim ki bu olasılıksızdan öte birşeydir. hayatına arap yarım adasında başlamış ve oranın iklimine alışmış bir insanın eksi 80 leri gören bir yerde neden yerleşme kararı aldığını hangi mantık nasıl açıklayabilir?

ya da bu gün lodos ya da sis gibi benzeri hava muhalefetleri nedenleri ile iptal edilen 2000 li yılların teknolojisi deniz ulaşım araçları yetersiz kalırken iki tane tahtayı birbirine bağlayıp okyanus aşıp amerika'yı mı buldular da amerika keşfedildiği zaman orada yerliler vardı?

ya da avrupalıların 17 y.y. da buldukları topraklara önceden teknoloji ile gelen aborjinler neden hala dımdızlak gezip ayna görünce şaşırıyorlardı?
yani okyanus aşacak bir teknolojiniz olacak ancak aşıp geldiğiniz yerde insanlık olarak ilerlemeyip yamyam kabilesi olarak yaşamaya devam edeceksiniz ve arkanızda bıraktıklarınız gemiler inşa edip sizi yüzyıllar sonra keşfedecekler. hayır tabi ki böyle bir olasılık da yok. zira öyle birşey olsa idi arap yarım adasından çıkan insanlık dünyanın her neresine gitmeyi becerebilir ise becersin neticede kendi dili kendi kültürü ile gidecektir. buraya çıktık arkadaşlar buranın adı japonya olsun, sen çekik gözlü ol, sen hamam böceği ye, sen hop arkadaki esmerliğini derhal kaybet, ve konuştuğunuz dili unutun japonuz artık japonca konuşacağız. hayır tabi ki böyle birşey de yok.

peki insanlık depremler ve afetler ile yarılan dünyada mı bölündü?
japonyada olan deprem sonrası tsunami ile yerlere eksan olan insanlık ve ülkemizde ufak sayılabilecek bir deprem ile gölcük ve marmaranın ne hale geldiğini bir hatırlayın. bahsi geçecek kadar kıtaları ayıracak afetlerde insan ırkı zaten yaşayamazdı. kaldı ki haydi santim santim ayrıldı, mübarek insaflı, e hiç bir mağarada neden bir kazıntı yok. amcam giller karşıda kaldı en son gördüğümüz şey esmerliklerinden eser kalmamış teyzem sarışın mavi gözlü olmuştu yeğen de ahhzooo dedi el sallarken.

peki o değil bu değil diğeri değil nedir doğru olduğunu düşündüğümüz şey. adem ile havva beynelminel isimler idi. her kıtada kadınlar ve erkekler olarak yaratıldılar. zencinin de asyalının da kutupların da adem ve havvaları oldu. fakat bizim tanıdığımız adem ile havva cennette ilk yaratılan adem ile havvadır. insanlık yer yüzüne gönderildiği zaman tüm kıtalarda ademler ve havvalar yaratıldı.
zira okyanusu aşmak için günlerce gerekecek yiyecek ve su stoğunu barındıracak ve rotasından hiç şaşmayarak doğru yolu alıp kıtaya varacak teknolojinin bundan onbinlerce yıl önce bulunduğunu kabul etmek zorunda kalcağız, ki bu da imkansız, arşimet amca gerçeği var .)
(bkz: eyvah yakalandık)
(bkz: austrapithecus aferensis)
(bkz: köpekler istedi diye atlar ölmez).
--spoiler--
fakat adem ile havva beynelminel isimler idi.
--spoiler--

kısmından sonrasını okumamam gerekirdi. ama "içtenlikle gerçeği bilmek" üzerine kurulu olan bütün yaklaşımları olduğu gibi, sempatiyle okudum.

durum tabii zannedildiği gibi değil; düz mantıkla, "hep daha ilkelden daha medeniye doğru giden bir tarih" varsayımına dayalı olarak oluşturulmuş bir görüş...

biz, islam tasavvufuna inananlar için, atlantis'ler, mu'lar, yani geçmişte de büyük medeniyetler kurulmuş olduğuna ilişkin fikirler, bu tür düz ayak tarih anlayışından daha sağlıklıdır. insanlık zaman zaman ilkel halden medeni hale, zaman zaman da medeni halden ilkel hale gitmiştir. bu teoriye einstein da inanır ve "nükleer enerjinin sonunda yeniden keşfedildiği"ni söyler.

o değildir de başka bir şeydir, büyüdür, telepatidir, farklı tekniklerle megalit'ler ve piramitler gibi devasa yapılarin inşa edilmiş olmasıdır, dünyanın bir tarafı ilerlerken, başka bir tarafının geri gitmesidir, neyse... evet, ayna görünce şaşıran ilkel insanlar olduğu gibi, 20.000 yıl önce yıldızların hareketlerini hesaplayan insanlar da vardı.

bunları açıklamak için "tabiatüstü varlıklar", "uzaydan gelenler" gibi teoriler üretiliyor. yani?

yani, kısaca şunu diyeceğim: birkaç şey öğrenip onun üzerine, bütün tarihi kuşatıcı bir teori kurulamaz. kurulursa da, bu bir çocukça teori olmaktan ileri gidemez. bir örnek vereyim: kızılderili dilleri ile ortadoğu dilleri arasında çok çarpıcı benzerlikler bulunuyor. peki bu nasıl oluyor. salla mı geçmişleer okyanusu? veya ayrı kökten gelip aynı şeyleri mi düşünmüşler?

okyanusya yerlileri tevrat'ın kısımlarına çok benzeyen tufan efsaneleri anlatıyor. ne alaka?

sonuç: insanlığın iki kişiden değil de, onlarca, yüzlerce kişiden geldiğini düşündürecek hiçbir veri yoktur!
(bkz: esatir ve mitoloji)
değildi belki; ama adem ile havva diyebilmek işlerine gelir insanlığın: "ben buraya ait değilim zaten, cennetten geldim bi kere, biraz takılıp döneceğim geri, o yüzden yaydım malları, koy götüne alemin..."
> Yahudi ve Hıristiyan kaynaklarında Havva ilk günahı işleyen insandır, Âdem onun vasıtasıyla yasak meyveyi yemiştir.

Kur'an'da ise suç doğrudan Âdem'e izafe edilir. <

> Hıristiyan kaynaklar Âdem-Havva ailesinin günahından tüm insanları sorumlu tutarlar.isa'nın bu günahı kaldırmak için geldiğine inanırlar.

Kur'an her insanın günahsız olarak dünyaya geldiğini ve kimsenin başkasının günahını yüklenmediğini söyler. <

Yahudi kaynaklarına göre Âdem ile beraber ilk yaratılan kadın Havva değil Lilith'dir ancak Lilith Âdem ile aynı zamanda yaratıldığını öne sürerek Âdem'e eşlik etmeyeceğini ileri sürmüş ve Tanrı daha sonra Âdem'in kaburga kemiğinden Havva'yı yaratmıştır.

Sufi kaynaklarına göre ise Âdem-Havva Kıssası, büyük ölçüde semboliktir. Âdem, insanoğlunu temsil etmekte olup, yasak meyveyi yiyen ve Âdem'i de suça ortak eden Havva insan nefsini (egoyu) sembolize etmektedir. Bununla birlikte peygamber olarak gelen bir Âdem ve eşi Havva aynı zamanda gerçek kişiliklerdir. Bahailer de bu açıklamaya katılırlar.

Bahailer : 19. yüzyılda doğmuş bir din'dir.

Musevi inancına göre Âdem, yaradılışın altıncı gününde topraktan yaratılmıştır. 1. bâbda erkek ve dişi olarak yaratıldıkları söylenirken 2. bâbda dişinin erkeğin kaburga kemiğinden yaratıldığından bahsedilmesi, birinci bölümdeki kadının Lilith, ikinci bölümdekinin ise Havva olduğu şeklinde yorumlanmaktadır.

Âdem kıssası Tevrat'tın Tekvin (Yaradılış) bölümünde anlatılır. Hıristiyanlık'ta Âdem'in Cennet'te işlediği o ilk günah, büyük bir öneme sâhiptir. Hırıstiyan inanışına göre Âdem'in günahı tüm insanlığa geçmiştir ve Îsâ, bu günahı kaldırmak için gelen 'Tanrı Kuzusu'dur, kendisini bu günâh için fedâ etmiştir. Bu akideyi isevilik'in içine Pavlus işlemiştir.

Müslümanlar, Âdem'in yaratılmış ilk insan ve ilk peygamber olduğuna inanırlar. Âdem'den islam dîninin kutsal kitabı Kuran'da toplam yedi ayrı yerde bahsedilir. Kur'an dışı anlatımlarda kıssa, mitolojik bir hâle sokulmuştur.

islam'da Âdem'in (insanlığın) çamurdan yaratıldığına, Allah'ın ona bilinç sahibi ve sisteme müdahale edebilen sadece insan olduğu için- diğer varlıklara öğretmediği isim koymayı, manalarını bulmayı öğrettiğine inanılır. Allah, meleklerin ona karşı secde etmesini istemiş, fakat iblis kibirinden ötürü ona secde etmemişti. Kibrinden ve itaatsizliğinden dolayı iblis Cennet'ten kovulur. Kur'an'da Kehf Suresi'nin 50. ayetinde iblis'in melek değil cin olduğunu ifade etmektedir.

Kıssanın devâmında Âdem'e ,kendi nefsinden, bir eş olarak -ilk kadın olan- Havva'nın yaratıldığı belirtilir. Daha sonra Âdem ve Havva'nın Cennet'te kendilerine yasaklanmış bir ağaçtan iblis'in onlara yalan söyleyip kandırması üzerine meyve yerler. Ehl-i Kitap kaynaklarında o meyvenin elma olduğu söylenir. Allah'ın yasağını unutarak yemişlerdir. Allah onları böyle hallerden korumaktadır.

Bu kıssa, Kur'an'da detaylı bir biçimde geçmektedir. islam kültüründe önemli bir yer kaplayan kıssa, daha sonra çeşitli kültürel ve dîni akımlardan etkilenmiş, özellikle sûfîliğin de etkisiyle Kur'an'dakinden görünüş itibariyle bir miktar farklı şekilde yorumlanmıştır. Müslümanlara, Cennet'ten çıkış kıssasına inanmak -Kur'an'da geçtiğinden ötürü- farzdır.

insan oğlunun inandığı her kitaptan kaynaktır. Bilimde ise;

1800'lü yıllardan beri Darwin'in evrim teorisi ışığında bilim dallarında ve çevrelerinde genel kanı, insanın aniden yaratıcılıktan çok, bütün bugünkü canlılar gibi, ilk basit canlıların milyonlarca yıl süren değişimlerinden ortaya çıktığı yönündedir. Bilimsel anlamda Âdem, genel olarak mitolojik bir figür olarak kabul edilmiştir. Buna farklı neden ve çıkış noktalarıyla karşı çıkan bazı bilim adamları da olmuştur. Dînî çevrelerse genelde (Müslüman, Mûsevî ve Hıristiyanlar) bu teoriyi farklı şekil ve açılardan reddetmektedirler.

Şimdi senin dediğine göre her kıta da bir adem ve havva yaratılmış ise;

Bitkiler
Protistler
Mantarlar
Bakteriler
Hayvanlar

Omurgasızlar
Omurgalılar

Kuşlar
Sürüngenler
Balıklar
Amfibiler
Memeliler
Etçiller
Deniz memelileri
Kemirgenler
Yarasalar
Böcekçiller
Keseliler
Primatlar
Önmaymunlar
Maymunlar
insansılar

Gibon
Şempanze
Goril
Orangutan
insan

Bu yukarıda görülen tabloya inanmak gerekir çünkü hayvanlar çoktur bi dinazor devrindende bilinmektedir her kıtada bir hayvan olduğunu düşünürsek insanlıkta bu şekilde evrime uğramış ise gayet doğaldır. Zenci, çekik gözlü veya başka türlü biçimlerde insan olmuşlardır.

insanoğlunun kökeni ile ilgili çalışmalar daha çok homo türü etrafında yoğunlaşsa da sıklıkla Australopithecus vb. gibi diğer hominid ve homininleri de kapsar. Fosil kayıtlarına göre anatomik olarak çağdaş insan tanımına uyan en eski fosiller 130.000 yıl öncesine aittir ve Afrika'da bulunmuşlardır. Çağdaş tipte homo sapiens altürünün ilk ırkı olan Cro-magnon insanı ise zamanımızdan 50 bin yıl önce ortaya çıkmıştır. insanoğlunun evrimine dair kabul gören başlıca iki hipotez vardır. Bunlardan birincisi çağdaş insanın Afrika'da ortaya çıkıp dünyaya yayıldığını öne süren "tek orijin" hipotezi, diğeri farklı bölgelerde evrim geçirerek çağdaş insana dönüştüğünü öne süren "çoklu bölge" hipotezidir.

Çağdaş insanın ve diğer insansı maymunların ilk ortak atası kabul edilen iki ayak üzerinde duran ve gözleri ileri bakan canlının bundan yaklaşık 6.5 milyon yıl önce Afrika'da ortaya çıktığı tahmin edilmektedir. Bu canlının ağaçlardan inip ayakta durmaya başlamasının nedeninin iklim değişikliğine bağlı kuraklık, yiyecek kıtlığı ve göç zorunluluğu olabileceği düşünülmektedir. insanı oluşturmaya başlayan organik evrim bilimsel adı olan Antopogenesis zamanımızdan yaklaşık 3,5 milyon yıl önce başlamıştır. insan adını hak eden başlangıç noktası ise Homo cinsinin ortaya çıkması ile olmuştur.

Çağdaş insanın soyu tükenmemiş en yakın akrabaları sıradan şempanzeler (Pan troglodytes) ve bonobolardır (cüce şempanze, Pan paniscus). Bu iki şempanze türü ve insanoğlu yaklaşık 6.5 milyon yıldır farklı bir evrim çizgisi izlemelerine rağmen tamamlanmış gen haritalarına göre aralarındaki yakınlık fare ile sıçan arasındaki yakınlıktan on kat daha fazla, akraba olmayan iki insan arasındaki yakınlıktan sadece 10 kat daha azdır. Bu iki şempanze türü ve insanın DNA'sının %98.4'ü tamamen aynıdır.

Homo tricapuslar 1.5 - 1.000.000 yıl arası yaşamışlardır

Homo neanderthalensis Homo sapiens ile bundan yaklaşık 250-300 bin yıl önce ortaya çıkan Neandertalin uzunca bir süre dünya üzerinde birlikte bulunduğu ve bu iki türün birbirleriyle karşılaştığına dair arkeolojik kanıtlar mevcuttur.

Homo tricapuslar 1.5 - 1.000.000 yıl arası yaşamışlardır.

Her türlü bakış açısı ve inançtan kaynak bulundurmaktadır önemli olan senin hangisine inandığındır. (yazı tamamen bana ait değildir.)
belki de başlığı "havva ile adem diye bir çift yaşadı sanmak" şeklinde düzeltmek gerekir.

herneyse kısaca havva ile adam'in ilk insanlar olduğuna, aralarında geçen yasaklı elma maceraları, havva'nın ademin kıç kemiğinden yaratılmasına inanmak tam anlamıyla cahilliktir.

zeus, poseidon, dumuzi, inanna, thor yaşadı sanmaktan farksızdır.
değillerse, kesin mr and mrs brown dır.
kesinlikle doğru önerme. çünkü ilk insan olsalar biz onlardan türeyemezdik. sakat doğazrdı bütün çocukları ve çocuklarının çocukları. evet müslümanlar akraba evliliği sever ama çüş bu kadar olmaz. diyelim ki adem ve havva'nın bir kızı bir oğlu oldu. eee? kim kimle türeyecek lan? şimdi sivri zeka müslümanlar olaya mucize falan katıp yok sakat olmaz, o zaman daha sakat olmuyordu gibi asılsız, bilimdışı ve sakat düşüncelerle savunmaya geçecekler ve gerçekten adem ve havva'dan gelenler kendini belli edecektir.