bugün

tarih ülkücü hareketi hep haklı çıkardı.ne dediyse ne söylediyse hepsi birer birer çıktı.
-alparslan türkeş 1944 de ''komünizm ve sovyetler birliğinin en fazla 50 yıllık ömrü kalmıştır'' dedi.50 yıl bile dayanamadı.
-ülkücüler hep ''esir türklere özgürlük'' dediler.komünist işgali altındaki türk yurtları bir gün bağımsızlığına kavuşacak dediler.bugün sovyet esareti altındaki 5 türk cumhuriyeti özgürlüğüne kavuşmuş bulunuyor.
-70 lerde ki komünist terörün yapısını teşkilatlanmasını ve amacını iyi tahlil ettiler yeri geldi vurdular yeri geldi kahpe kurşunlarla çok sevdikleri vatan topraklarına karıştılar ama kızılları amaçlarını ulaştırmadılar.
fi tarihinde ırkçıların , milliyetcilerin zekası düşük demiştim tarih beni yeni haklı çıkardı.

http://ttp://www.dipnot.t...-seviyesi-daha-dusuk.aspx

(bkz: beyin bedava)
...ve tarih bir gün acz içinde kıvranarak şahadete susamış bir ülkücüden daha müthiş bir silahın keşfedilemediğini yazacak.

seyit ahmet arvasi

nedense üstadın sözüyle başlamak istedim. bu sözlük dahil bütün sözlük ve sosyal paylaşım sitelerinde ''ülkücü'' ''ülkü'' ''turan'' ''kızıl elma'' gibi isimleri duyan kişiler de bir ürperme bir korku meydana geliyor @2 nolu entry deki arkadaş da neye göre bu yorumu yapmış anlamak mümkün değil.

bir ideolojiyi sevmiyor olabilirsin istemiyor olabilirsin haklı olmadığını da düşünüyor olabilirsin eyvallah. ama buna karşıt bir tez geliştirmen gerekirken direk aşağılama metodunu seçen zavallılarla uğraşıyoruz.

gelelim konumuza;

ülkücü hareket şimdiye kadar kendi bildiği doğrulardan hiç bir zaman sapmadığı için. haksızlıklar karşısınıda dilsiz şeytan olmadığı için tarih onu hep haklı çıkarmıştır.
Milletçi değil milliyetçi, serseri değil ülkücü. Arasındaki farkları bilmeyenlere bu terimlerden bahsetmek saçma. Boşa yormamalılar kendilerini anlatmaya çalışanlar.
kısmen yalandır.

alparslan türkeş de zamanında abd'de kurmaylık eğitimi alan bir amerikancı subaydı. 1960 ihtilalini radyodan duyuran kişiydi. ama güvendiği kişiler sırt çevirince milliyetçilerin liderliği rolüne soyundu ve gerçek kimliğine kavuştu.

sovyet işgali altındaki türk cumhuriyetleri özgürlüklerine kavuşmuştur ama çok büyük bir asimilasyondan geçmişlerdir. herkesin ya anası ya babası ya da akrabası filan rus'tur yani. kültürleri de yok edilmiştir, yöneticileri de rus yanlısıdır. ve azeriler'in aslında türkleri çok sevmesine rağmen türkiye ile azerbaycan arasındaki gerginlik hükümetlerin birisini rusların diğerini ise abd'nin yönetmesidir. her neyse sovyetler dağıldığında türkiye bu durumdan faydalanıp o topraklarla ilişkilerini geliştirememiştir. ve bunu milliyetçi kardeşlerimizin çok sevdiği özal'a borçluyuz.

70'lerde solcuları rusya, sağcıları ise abd derin devlet yoluyla kullanmıştır ve bir askeri darbeye zemin hazırlanmıştır. hem abd hem de rusya sivil yönetimlere yaptıramadıklarını milli güvenlik konseyi ile yaptırabilmişlerdir bu ülkede. dolayısıyla bu ülke için o savaşlarda ölen sağcısı da solcusu da kandırılmıştır. askerin astıklarını, polisin cereyan verdiklerini saymıyorum bile.

ülkücüler'e geri dönersek 80 öncesi zihniyetten tamamen yoksundurlar. 80 öncesinde ülkü ocakları milliyetçilik ile islam'ın tam anlamıyla bir sentezini üyelerine ve gençlere kazandırmaya çalışan bir teşkilat iken şimdi serserilerin ve ülkücülük adı altında liselerde posta koymaya çalışan alkolik piçlerin mekanı olmuştur, yazık olmuştur. aynı zamanda o zamanın kaliteli ülkücüleri bile zamanın siyaseti neyi gerektiriyorsa ona göre davranmakta, davasını satmakta, kendini de satmaktadır.

en basit bir örnek olarak, kadrolaşmayı verebiliriz. kadrolaşmaya kimsenin engel olamayacağını biliyoruz, her neyse. akp geldi geleli, kendi çizgisindeki adamları bürokrat yaparken, onların atamalarını kolaylaştırırken, üçlü koalisyon döneminde mhp'li ve ülkücü geçinenler, kendi çizgilerindeki adamların tayinlerini yapmamış, onlara devlet katında kolaylıklar göstermemiş, bunun sebebini ise davalarına diğer siyasi görüşlerden insanları ısındırmak gibi aptalca bir gerekçe ile açıklamışlardır. ülkücülük, dava kardeşliği bu değildir.

ülkücülük, kafatasçılık değildir, ırkçılık değildir. ülkücülük türk-islam kültürünü bir benlikte eritebilmektir. namazdan niyazdan haberi olmayan, islam kültürü'yle ilişkisi olmayan bellerinde silahları, üstlerinde takım elbiseleri ile ülkücü havaları atanlar bu davayı kirletmiştir, yok etmek üzeredir.

ve daha nicesi...
--spoiler--
tarihin dilinden düşmez bu destan
nehirler gazidir dağlar kahraman
her taşı yakut olan bu vatan
can verme sırrına erenlerindir.
--spoiler--
derin felsefefik yaklaşımım hakaret olarak anlaşılmış açıklık getiriyim;

soğuk savaş döneminde ve sovyetlerin yıkılmasından sonra batılı güçler ve devlet ülkücüleri bir çok defa kendi istekleri doğrultusunda kullandılar o dönemdelerde ülkülerin işlediği yağmalama adam öldürme gibi suçları bile görmemezlikten gelindi. 6, 7 eylül olaylarında, maraş , sivas katliamlarında kaç tane ülkücü tutuklandı.

milliyetcilik gibi sığ bir ideolojide tabi ki de ırk ön planda olacak esir türkler kurtulacak sözleride halla da kullanılmakta olan güncel bir kalıp o zaman dostum tatarlar, nogay diğer onlarca türk grup neden kurtulmadı.yani anlattıkları o sikim sonik gerekceler hep bugün bile tekrarladıkları gerekçeler halla bile gominist gençleri ikdira elle geçirip türkleri orta asyaya süreceğinin düşünen bir gruptur.
devlet bahçeli öncesi için belki doğrudur.
devlet bahçeli sonrası ülkücü hareket için (bkz: chp)
o kadar ıskadan sonra birkaçı tutmuştur. bunda da büyütülecek birşey yoktur.
tarihi hafızadan yoksun kişilerin savunduğu düşünce. (bkz: nato kafa nato mermer)
20 yıl evvel tarihin derinliklerine gömülenlerin tarihin tozlu sayfalarında
yerlerini çoktan alan komo zihniyetlerinin kabul edemediği gerçeklerdir.
1779 aynalıkavak tenkihnamesi: kırım dini yönden halifeye bağlı kalacak. kırım rusyaya bağlandı. sonuç hilafeti çüküne takan yok.
1911 trablusgarp savaşı sonrası uşi antlaşması(1912): trablusgarp dini yönden halifeye bağlı kalacak. italya trablusgarbı işgal etti ve halife hiçbir tesir göstermedi.
1.dünya savaşında islam dünyasının türklerin yanında değil yıllarca kafir dedikleri batının yanında yer alması

iki durumda da ümmetçiliğin yerle bir olduğu, geçersiz olduğu milliyetin ve ırkın her şeyden önce geldiği dinden de önce geldiği açıkça görülmektedir.
şu tarihi detayları içerdiği pek sanılmayan bir önermedir :

(bkz: maraş katliamı)
(bkz: çorum katliamı)
hiç bir belgeye bilgiye dayanmadan tamamen bok atma amaçlı siyaset üretenlerin bel altından katliam üretenlerin göremeyeceği haklılıktır.en basitinden bugün tüm türk dünyası alparslan türkeşi sevgiyle hürmetle ve özlemle anıyor sizin çapulcu denizinizi kaç kişi tanıyor?yabancı ülkelerde ki kaç solcu tanıyor?önce bunları kendisine sorması gerekenler gelip buraya türk milletinin has evlatlarına çamur atamazlar.