bugün

enerji ve tabii kaynaklar bakanımız sayın taner yıldız'a, bir soru hakkımız olsa soracağımız sorudur.

bilhassa soma felaketinden sonra.

öncelikle taner yıldız'ı şahsen tabi ki tanımasam da bir siyasi olarak severim. ki partisinden hakkında rahatça böyle konuşulabilecek herhalde tek insandır. hatırlamak isteyenler için:

(bkz: taner yıldız/#13962811)

şimdi gelelim soruma:

sayın bakanım... bir elektrik mühendisi olarak madenle alakalı bir konuda sorumlu tutulacak herhalde en son insansınız. o zaman ben niye enerji bakanı oldum diye düşünebilirsiniz. düşünmeyin!

inanın bu kadar milletvekili, bakan, üst düzey bürokrat olması abesle iştigal, hatta nasıl başarıp da oralara geldikleri belli olmayan insanın içinde bakanlığınız burun kıvrılacak değil, hasbelkader sevinilebilecek bir şey.

soma meselesi oldu. en içten üzüntüyü yaşayanın siz olduğu, en kendini sorumlu hissedenin siz olduğu belli. sizden fazla başta çalışma bakanı olmak üzere, chp soma önergesini partizanlığı uğruna reddeden onlarca milletvekili vs.

bütün bu algı içinde istifanızın hiçbir şeye çare olmayacağı belli. ama ortada istifa gibi haysiyet gerektiren bir gereklilik varken, ve konu haysiyetse tanıdığım kadarıyla bunun en çok ve başta size yakışacağını düşünürken... neden istifa etmiyorsunuz?

bir istifayla bir bakanlık kaybedersiniz, doğrudur. ama geleceği kazanırsınız, ülke tarihinin ortaya şahsiyet koyma cesareti gösteren az sayıda insanından biri olursunuz. yanlış mı?

her şeyden öte artık gerçekten canı sıkılan ve vicdanından dertli, sizin gibi gerçekten müslümanlığı ve ahlakıyla yaşayan, hitap ettiğiniz halk kitlesine, büyük bir gurur olmaz mıydı ''durun, ben onlardan değilim!'' demek?

böyle büyük infial yaratan çeşitli olaylarda kitleler genelde ''istifa da bir hizmettir.'' demeyi severler.

ama bazı durumlarda istifa etmek hizmet falan değil, onurlu bir duruştur.

tarihe başarılı bir bakan olarak geçemeyceğiniz belli...

ama delikanlı bir insan olarak geçebilirsiniz. neden denemiyorsunuz?
"Neden siyaset" tir.
"saat kaç" tır. muhabbet olsun.
"sakal uzatmayla müslüman olunabildiğini mi düşünüyorsun?" olan sorudur. gerçekten cevabını çok merak ediyorum.
bakanım bu kadar soğukkanlı olmayı nasıl başarıyorsunuz ?
"niye sakallarını kesmiyon len" bu sorudur.
müslüman mısın yüzlerce canın üstüne suçlarınız varken hala istifanız yok paranız maaşınız insanlığınızdan daha tatlı mı geldi?
Vicdan olarak rahat mısınız?
şili'deki devlet başkanı maden kazasından çıkanlara sarılırken siz takım elbiseniz kirlenmesin diye yanlarına bile yaklaşmadınız.

takım elbiseniz kaç para?
ne sorarsanız sorun cevabı değişmeyecek olan sorudur.

muhtemel cevaplar : montaj , tape vb...

ha birde şey var. bunlar şimdi ''sevgili'' akp hükümeti bakanları oldukları için tabi ki hep karşıt görüşlüler montajla uğraşıyor. işleri yok onların çünkü. sadece sevgili hükümetimiz çalışıyor (!)
gerçekten ''insan'' olduğunuzu düşünüyor musunuz..?
dudakların neden bu kadar kalın??
Sakalın cidden yakıştığını mı düşünüyorsun?
ıssız ajun kaldı mu?
Yine de hükümet kanadından, kaçmayıpta olayın başından beri öylece duran tek siyasetçisiniz. Böylesi bir kriz anında yalnız mı bırakıldınız, yahut sorumluluk ve vebal duygusuyla mı hareket ediyorsunuz?
patlamanın nedeni çözülemediyse şirket nasıl oluyorda "bizim bir suçumuz yok" diyor?

bir daha sorayım mı?

patlamanın nedeni çözülemediyse şirket nasıl oluyorda "bizim bir suçumuz yok" diyor?

bir daha?

patlamanın nedeni çözülemediyse şirket nasıl oluyorda "bizim bir suçumuz yok" diyor?

bir tane daha?

patlamanın nedeni çözülemediyse şirket nasıl oluyorda "bizim bir suçumuz yok" diyor?

tamam son bu

patlamanın nedeni çözülemediyse şirket nasıl oluyorda "bizim bir suçumuz yok" diyor?

giderayak bi tane daha

patlamanın nedeni çözülemediyse şirket nasıl oluyorda "bizim bir suçumuz yok" diyor?
Rahat uyuyabiliyor musun?
Vicdanı rahat mıdır?