bugün

taksirli suç diye bir tabir vardı eski tck da
kısaca kazalar, trafik kazaları
iradi olarak işlenen bir icra ya da ihmal eyleminden, fail tarafından istenmemiş olmalarına rağmen, kanunun cezalandırdığı sonuçların meydana gelmesi hali.
arapça'da çoğul : taksirat.

Örn. Allah taksiratını affetsin. ( Allah kusurlarını bağışlasın. )
Taksir ; bir kimsenin iradi bir hareketi sonucu öngörülmesi mümkün ve zorunlu olan, fail tarafından istenmeyen sonucun gerçekleşmesidir.

Taksirin unsurları;
- fiilin taksirle işlenebilen bir suç olması,
- hareketin iradi olması,
- * sonucun öngörülebilmesi,
- * sonucun istenmemesi,
- eylemle sonuç arasında uygun nedensellik bağının bulunmasıdır.

taksirle işlenen fiiller ancak kanunda açıkça gösterilen hallerde cezalandırılabilir.
iradi fiil ise icabi (yapmak) veya ihmali (yapmamak) olarak işlenebilir.

taksirde;
- tedbirsizlik,
- dikkatsizlik,
- meslek ve sanatta acemilik,
- nizama, emirlere ve talimata riayetsizlik,
olarak dört ayrı kusurluluk hali kabul edilmiştir. * Neticenin öngörülebilmesi, taksiri kaza ve tesadüften ayırır. * Öngörülebilir neticenin istenmemesi ise taksiri kasttan ayıran unsurdur. Kastta sonuç istendiği halde taksirde sonuç istenmemektedir.
öngörülebilir bir neticenin acemilik, dikkatsizlik vesair sebeplerle öngörülmesi ve ya öngörülmemesi ve fakat istenmememisidir. "isteme" unsuru fiilin içine girdiği andan itibaren fiil taksirden, kasta dönüşecektir.

(bkz: bilinçli taksir)
(bkz: bilinçsiz taksir)