bugün

yerimden kalkmaktan üşeniyorum. çişim var. göbeğim, midemi baskılıyor fakat rolling lediğim drum tütünü şu an hayatım tüm oksijeni. şirin ve tatlı oksijen. dolu küllüğün kokusu tüm odada, balkon kapısı açık oysa... neyse bi sake shot yapıp yatacağım. yarın sabah premium tam tahıllı buğday kare ekmeğim beni bekliyor olacak.
O zaman bütün içi daralanlara, canı sıkkın olanlara soruyorum: az biraz içek mi la?
On ay . Çok mu uzun bir süredir. Üç yüz gün yapar. Ve ben onu çok özledim.
Allah'tan korktuğum ve internetin sosyal mecralarına daldığım yıllardı. Şifresi günah olan adresim olmuş.. ne de gençmişim.
yalnızım dostlarim yalnızım yalnız. sevgilim olsa fena olmaz hee
Bazı şeyler kalbe zarar.
sabahları güzel yapan, alınmış bir uykudur. ve güzel bir kahvaltı...

bu ikisi olduğu sürece gün içinde enerjinizi hissedeceksiniz.

günaydın insanlık, günaydın cam kenarı yolcusu, günaydın sulanmayı beklemeyen kaktüs.
Yorumsuz. *
görsel
Kitap okumak istiyorum. Ama bir türlü o kafaya giremiyorum. Ahanda bu saatten sonra da hayatta okuyamam zaten. Kitap günlerdir çantamda öylece bekliyor.

Ama bu kitabı okuyup bitirmem lazım arkadaşlar. Şuan tek düşündüğüm şey bu. içime dert oldu...
dizimde bir agrı vardı bidaa hic yürüyemiyecekmişim gibi hissettim igrenç bi duygu.
Bide daha yeni annesiz bir kızın annesinin son dileğini yerine getirirken ki videosunu izledim.cigerimi bıraktım yanınızdaysa kıymet bilelim azcık.
başka insanları değersiz kılarak kendine değer biçmeye çalışanlar için hayat çok zor sanırım.
Kendimi bir yalana inandırıp hayatımı ona göre yaşamak istiyorum. Führerlik de olur, Mesihlikte olur hatta ufalarla temas kuran adam bile olabilirim. Zaten etrafımdaki herkes kendine göre az çok al capone, gandi, hitler, isa filan olmuş.
akabe hırsızdır, çalar.
Kıskançlıkta bir dozumun olmadığını her geçen gün biraz daha anlıyorum ve insanlara güvenim sıfır sıfır sıfır.
Yeni uyandım ve hâlâ uykum var. Eğer uyursam net bir şekilde söyleyebilirim ki Suzy beni katleder.
çankaya'da evi olan ögrenci yazarlarımızla tanışmak isterim. evi olan derken kendi evi manasında degil. kaldıgı yer manasında.
melih gökçek şöyle olaylı bir şekilde istifa etse ya? sen misin beni görevden alan reismiş al sana reislik dese. atilla taş gibi çıksa ' i am cleaning my closet ' dese. akp karışsa.

çok mu şey istiyorum be :(
Çöldeyim mesela 2 yol var önümde, yolun birinde su var diğerinde ne olduğunu göremiyorum ama su dan daha çok mutlu edecek bir şey olduğu yazıyor tabelada. ihtiyacım olan su iken, diğer yola giriyorum. Samsung tablet incelemesi yapan çocuk gibi “aaaaaaa” tepkisi versem de iş işten geçmiş oluyor.

O zaman yazımı şu şekilde bitireyim;

“iş işten geçmiş olacak, bedenim toprak.
Ruhumu taze bir nar ağacından topla.”
Ankara'nın göbeğinde, sap kalmanın everestindeyim. Bayağı bayağı şu an dostun önündeki tek başına oturan tek kişi benim. Küfredebiliyor muyuz hocam?

Edit: aklımın ucundan da "konum bari bildirmeye miydim ya?" geçmedi değil şimdi. Görseniz de görmemiş gibi yapın lütfen sayın yazarlar!
(#38017426)
Bir buçuk saat orada sap sap oturdum ama değdi. Vallahi billahi değdi!
Yurtdışına açılma planlarınız varsa, batıya değil uzak doğuya yönelin. Şahsen Çin'in xiamen şehrindeyim, kendi işimi kuruyorum. Çin'deki ikinci yılım. Yemeklerine, kültürlerine alıştım ve çok mutluyum. Türkiye'yi özlemiyor muyum? Eskiden çok özlerdim ama artık burda arkadaşlıklar edinince ve fiziken ve ruhen güzel kadınların kıskacı altına girince ister istemez alışıverdim. gelmek isterseniz yardımcı olmam. zaten kimseden yardım alarak gelmedim buraya. ama sorularınız olursa yanıtlama çalışırım. sevgiler
Biri seni bende görecek diye ödüm kopuyor.
hayatı arıyorum hala. ''ulu tanrım, gerçekten bir şeyler yaşayacak mıyım?'' diye kendime sorduğumda tanrı hakkında düşüncelere dalıyorum. kafam karışık sadece. aman neyse, normal bir insanım, normal bir hayatım olacak.
görsel
Bugünlerde bir tuhaflık, bir gariplik, -ki hiç yabancı olmayan bünyeme-, var yine üzerimde. Melankolik birisiyim vesselam. Hüzün çağırır, konuk eder evine, kıramam hiç bir zaman. Koyudur sohbetimiz. Vazgeçemeyiz bir-birimizden.
Uyumakla tahammül edebildiğim zamanlar vardır hayata. Galiba bu kez daha bir sert esecek rüzgar. Dindiğinde uyanacak gücü bulabilirim umarım kendimde. Söz verdim. Tutmak istiyorum. Orda olacağım o gün geldiğinde. Umuyorum, hayat bu fırsatı verir bana...