bugün

Eskiden bi arkadaşim vardı. Herkes bizi sevgili sanardı. Ama bilmedikleri bise vardı. O arkadasim çook hastaydı...
bağlama çalmaya çalışmaya tekrar başladım. bi şeyler yapabiliyor ya da yapmaya çalışabiliyor olmak güzel.

kitaplarıma da geri döndüm. benim sadık yarim kitaplarımdır.

kardeşimi ne kadar çok özlediğimi fark ettim. o da bizi özlemiş. birbirini özleyebilecek kadar seven insanların bu kadar uzakta yaşamak zorunda olması saçma.

bir arkadaşımı arayacaktım, saat geç oldu. telefonla konuşurken hep dışarı çıkıp yürür. çünkü eğer biraz samimi konuşmak isterseniz insanlardan uzaklaşmanız gerekir.*akşam soğuğu, üşüsün istemedim. yarın arayayım.

ileri derecede saygısız ve gittiği yeri huzursuz eden bir akrabam yakın zamanda bize gelecek sanırım. arayıp gelmeyin demeye karar verdim. tahammül edebileceğimi düşünmüyorum. zaten neden bizi bu kadar irrite eden insanları sever gibi yapıyoruz ki? nazik bir insan olmaya çalıştım hep* ama artık o güce sahip olduğumu düşünmüyorum. rol yapmak saçma.

ben yakın zamanda bi patlama yaayabilirmişim gibi hissediyorum sözlük. artık ne zaman olur, kime olur? hayırlısı..
berbat bi gün amk. yer yarılsa, içine girsem harika olur.
bugün ilk kez, bir mekanda, sıradan bir vatandaşımızca tanındım. çok tedirgin edici bir hismiş.
Rüyamda iki tane ben vardım.
görsel
kimsesiz olanları bugün daha iyi anlıyorum. geçirdiğim kazanın akabinde yanımda kimse yoktu. ne hastane sürecinde ne evde dinlenirken.
Hakan bir kafa gool mudur nedir arkadaş öyle birisi var, galiba facebook niyetine kullanıyor burayı.

ifrit olmaya başladım yeminle. Hayır yakışıklı da değilsin ki neyin özgüveni bu?

Bak biz de yağuşuklu değiliz, foto atıyor muyuz?

Cık cık cık...
mutsuz olduğum zamanlar insanların mutlu olmasını istemediğim anlar oluyor. üzerinden bir süre geçtikten sonra hala mutsuz olsam bile kendime kızıyorum hep. utanıyorum yaptığımdan.
bana bir kız bulun amk. çok sıkıldım.
şu an çalıştığım yerden hiç memnun olmadığım halde eski iş yerimde yaptığımın yarısı kadar iş yaparak 2 katı maaş alıyorum. bu sebeple de istifayı basıp ayrılmıyorum sözlük.
Sırf oturup kara kara düşünmemek icin hamur işleri dener yapar oldum. Oranıyla da kilo almaya başladım. Bu yaşıma gelip keki bile beceremeyen ben hamurişi olarak bir tek pogacayı denemedim. Bak marifetliyim demiyorum yanlış anlaşılmasın bu yaşıma kadar bulaşık yıkamayı mutfağa girmek zannediyordum. Ah depresyon ulan bulanım beni ne hallere soktun.
Evde iki gün kalınca cevreme cinnet etkisi yaptigimdan çalışmayan beni hic sevmezlerdi. Bu mantıkla ulan evlensem bir de çalışmasam kafayı yerim kesin kocam beni boşar diye düşünüyordum. Şimdi anladım ev kadınlarının neden hergun hamur işi yaptığını ve nasıl bunalıma girmediklerini. Terapi gibi bu.

Ev işi çocuk bakımı yemek çörek derken kadın dediğin düşünmeyi unutur be.
Karşıma çıkabilecek en düzgün insan karşımda ama benim kafam çok karışık sözlük.
annemlere her gelişimde unutulmaz bi olay mutlaka yaşanıyor.
akşam başka bi yerde toplanildi. babam oraya gelmedi evde yalnız kaldı. eve geldik, annemle biraz muhabbet ettik, babam geç saat olduğu için yatıp uyumustu. canım babam yaşlandı malum yoruluyor eskisi gibi değil. Neyse muhabbet devam ederken annem babamın cep telefonunu aldı eline karıştırmaya başladı. anlamadım ben başta. konu birden alakasız bi şekilde değişince anladim. diyor ki annem "abisini aramış. bakayım himm yeşil. cevapsız olsa kırmızı olurdu. 05.10 (sıfır bes nokta on dedi) yaziyor. ne konuştular acaba" ben de hemen babamın kızıyım, yea anne birak abisi arayacak tabi kalk hadi yat saat 1 oldu, dedim ama fayda etmedi telefonu karıştırmaya devam etti.
kadın işte, ister 15 ol ister 25, isterse 65 hiç farketmez. eve gelince o telefon karıştırılır. kayıtlı olmayan bi numara varsa üzerine kafa yorulur hatta bu kim diye hesap sorulur. annemin bunu sorduğuna da şahit olmuş biri olarak soyleyebilirim ki, kadın her zaman kadındır. itaat et rahat et. ahaha
az önce kuzenimin vefat haberini aldık. annemle babam apar topar ankara'ya yola çıktılar. ben de gitmek istiyordum ama pazartesi çok öenmli bir sınavım var ve cenaze ne zaman kalkar bilemiyoruz. daha ölüm sebebini bile bilmiyorum. olay daha çok sıcak henüz.

kuzenim, ulaş, anne tarafından en ufak kuzenimdi. benden 3 yaş küçüktü. dayımla yengem ayrıldığından, pek düzgün bir çocukluk geçirememişti. ama gözlerinin içi parlardı konuştuğunda, çok pozitifti yaşadıklarının aksine.

ankara'nın varoşlarında anne baba ilgisinden yoksun olunca tabi, o leş arkadaş ortamına düştü benim kuzen. sonra duydum ki bonzaiye bulaşmış, ot, hap falan gırla. önce kullandırıp bağımlı etmişler çocuğu, sonra da torbacı yapmışlar. sonra gene duydum ki hapse girmiş. sonra dayım bir hastaneye yatırmış ama bağımlı olduğundan kaçıp kaçıp gidiyormuş benim kuzen. ot için, hap için. hatta bir ara çaresizlikten zincire falan vurmuşlar.

geçen yaz görmüştüm, başka bir kuzenin düğünü vardı. bana toparlanmış demişlerdi. bu muydu toparlanmış hali cidden? o gözlerinin içi gülen çocuk gitmiş, bir zombi gelmişti sanki. kamburu çıkmış, gözleri içine çökmüş, bir deri bir kemik kalmıştı.

bu gece ölüm haberi geldi işte. nedenini bilmiyorum. ama tahmin edebiliyorum. ya aşırı doz uyuşturucudan gitti, ya uyuşturucu alacam diye kapıştı birileriyle taktılar buna bıçağı. bilmiyorum. tek bildiğim bir şey gencecik bir çocuğu elbirliğiyle harcadılar. bunda düzgün anne baba olamayan yengem ve dayım da dahil. daha 18 yaşındaydı. ah ulaşım vah kardeşim.

bunu niye yazdım bu saatte peki? belki içim rahatlar diye. tek ricam var. allah aşkına çocuğunuza, kardeşinize, arkadaşınıza, kısacası değer verdiğiniz insanlara sahip çıkın, şu illete bulaştırmayın gözünüzü seveyim. uyuşturucunun lanetini unutmayın. insanın başına ne geliyorsa sevgisizlikten geliyor. sevdiklerinize sahip çıkın ki, onlar mutluluğu sahte, ölümcül, sanal şeylerde aramasın.
açıkçası bugün hayatımı iyice ölçtüm tarttım.
sadece ölümün hayatımı düzeltebileceğini farkettim
mantıklı sorgulamalarım bitti.
gerçekten çıkışı olmayan bir yolun içinde dönüp duruyorum.
5.nesil bir sozluk yazari olarak, zaman zaman kafam atip hesaplarimi silsem de hep geri döndum.ama hic bu kadar yazmadigim olmamisti. Hazirandan beri dogru durust hic yazmiyorum. Umarim burayi 98li bebeler doldurmamistir. Itirafa gelecek olursak,
Bu surecte lanet olasi ankaradan kurtuldum, bursama geri döndum. Cok mutluyum.
02.02 ..
iyi geceler sözlük.
Özlüyosun. Böyle olur olmadık yerde aklına geliyor. Anılara dalıyosun bir an, burnunun direği sızlıyor hani ama yapabileceğin hiçbir şey yok. Işte allah kahretsin o duyguyu..
Yabancılaşıyorum, yozlaşıyorum, bencilleşiyorum,
güçlü olmak zorundasın. öyle başladın ve her koşula karşı, her olaya rağmen güçlü olmak; olamasan bile öyle görünmek zorundasın. sonra gün geliyor öyleymiş gibi görünmeye bile gücün yetmiyor ve o gün tükeniyorsun
Aşk acısını o kadar unutmuşum ki az önce o sancıyı hissedince acıktım sanıp iki tost yiyip kustum amk.
Az önce belgesel izlerken duygulandığımı farkettim.bu kadar duygusal olmak istemezdim.
bugün az daha kırgın olduğum birine yine destek olacaktım. mutsuz olduğunu nereden öğrendim hatırlamıyorum ama tam elim mesaj atmak için klavyenin tuşlarına yöneldi ki bir şey beni durdurdu.

durdum, o senin için bunu yapar mıydı dedim. belki cevabı geldi.

peki senin için ne yaptı dedim. hiç cevabını aldım.

ve ben de siktir ettim.

kafam rahat.
ULAN FENER.