Çok aşığım be amına kodumun.

Sen olmadan uyunmuyor.
Bugun sok ustune sok yasadim sozluk sonra bidaha sok yasadim su an mal mal kahkaha atiyorum.
Sevmeyi ve sevilmeyi ozledim bugun tekrar. Oyle kuslar bocekler demeyecegim zaten. Bugun asik olmak istedim tekrar. En son baktigimda ustumde battaniye vardi ona asik oldum..

Bugun aslinda degerli bir insanla tartistim ama iste bisey yasayamayacagim bir insan.. ondan fazla sey beklemekse benim hatam.. yarin ola hayrola..

he bir de 22im ama evlenmek istiyorum.. boyle de mal bir erkegim kiminelerine gore.. sevdigimin elinden tutuo gozlerinin icine bakip soylersem bunu o beni zaten anlayacak.. ama oyle biri yok, ben en iyisi askimi ilan ettigim battaniyeme sarilim sozluk..
evlenme teklifi için aldığım yüzüğün ve romantizmin zirvesini zorlayacak tüm hazırlıklarımın son 1 gün kala götümde patladığını en yakınımdaki dostlarımdan bile deli gibi saklıyorum. saçma sapan terkedilişime mi üzüleyim yoksa elimde patlayan yüzüğe mi? götümde patlayan şaraplara mı bilemedim.
sokakta sürten serseri evladım gibi ulan bu sözlük, atsan atılmıyor satsan satılmıyor. sol frame'e bakıyorum, okuyorum, kendimi anket doldururken bulup utanıyorum, sikerim lan böyle başlığı diyip yazmamaya karar veriyorum, sonra yine bir bakıyorum klavyede parmaklarım. dedim ya evladım gibi lan bu sözlük. seviyorum yine de burayı. kafamı dağıtıyorum.
insanlarin gozunde yuruyen elbise olarak gorulmekten baska bir ozelligim yok. o tahmindeyim. uzuyor beni.
Senle yeni yeni tanışırken içim dökmek istiyorum sözlük. Ben çok sevdim be çok aşığım kadınıma ama çok yıprattı beni çok üzdü hayatımdaki tek mutluluğumdu kaç kere gidip geldi sen daha iyi biliyorsun be. Şimdi bana beni sevdiğini aşık olduğunu söylüyor inanmıyorum artık sözlük. inanmak istiyorum mesajlarını okuyunca heyecanlanmak istiyorum ama olmuyor be. Kalbim köreldi ve bundan utanıyorum
bir süre önce buradan bir yazarın birkaç ay ömrü kaldığına dair bir entry okudum.
mesaj attım, "sazan avıdır umarım" diye. cevap geldi: "yok."

böyle bir konuda şaka da yapılmaz zaten de, ağzıma sıçayım attığım mesajda bastığım her tuş için.
cevap vermek istedim, ne yazacam ki? ne diyebilirsin iki aylık ömrü kalan bir insana?
kalan vaktini iyi değerlendir mi diyeceksin? üzüldüm mü diyeceksin? geçmiş olsun mu diyeceksin? ne denir amk ölen bir insana?
erken değil mi be? tanımam etmem, yaşı kaçtır bilmem, ama erken amk, ölmek için çok erken.

bir insan ölmeyi neden hak eder ki?
oturdum ağladım iç tanımadığım biri için. belki de kendimi onun yerine koydum, ama ben nereden bilecem ölmeyi? hepimiz günbegün ölmüyor muyuz zaten, ama bu çok farklı amk. çok erken. onun için erken, yakınları için erken. herkes için erken.

her gece yatarken ettiğim dua geldi aklıma.
allah'ım, sen kimseyi sevdiklerinden ayırma, hiçbir ana babaya evlat acısı gösterme, herkesi koru. insanların korumana ihtiyacı var.

topraktan geldik toprağa gideceğiz hepimiz. ama anlam veremiyorum. aklım almıyor. yediremiyorum.

ne desem yakıştıramıyorum. ne denir? allah şifa versin desem neye fayda?
mutlu ol demek geliyor sadece içimden. biliyorum çok abes ama mutlu ol. bak bir şey diyeceğim ama kızma, tecavüz kaçınılmazsa zevk almaya bak. bu da abes ama, zevk al. yaşadığın her dakikadan, yaptığın her şeyden zevk al. yapamadıklarını yap. en küçük şeyden bile mutlu olmaya bak. yoksa bırak koskoca ömür, iki ayı zindan edersin kendine.
gülümse, affetmediğin insanları affetmeyi dene, hiçbir şey içinde kalmasın.
her anını iki ay sonra ölecekmişsin gibi yaşa. lütfen.
sevgilimin yurt dışında olmasından, her gece dışarı çıkıp içmesinden, tatilini bir türlü bitirememesinden nefret ediyorum. sürekli acaba ne yapıyor diye onu düşünüyorum.
yurtdışı görev tarihimin belli olduğu dünden bu yana içimde dayanılmaz bir gitme arzusu var 12 mayıs bir an önce gelsin istiyorum. çok uzaklara gidesim var.
1 saatte olsa hakaret yememek güzel bir şeymiş. *
Giriş;
Waffen 13-14 yaşından itibaren ilaçlar yüzünden kilo almaya başlamış, akabinde ki yıllar önüne geçememiş ve obez olmuş birisidir. Fazla kilolarının verdiği utanç ve özgüven eksikliğinden dolayı kendini soyutlamış, kızlardan çekinmiş, eve kapanmış biridir. Bu sosyal eksikliğini bilgisayar başında geçirmiş asosyal olmuş birisidir. Zaten küçük yaşta bozulmaya başlamış gözleri iyice bozulmuş, şişman suratına birde kalın camlı bşr gözlük eklenmiştir. Hayat artık onun için çok daha zordur.

Gelişme;
Waffen lisede ilk defa gerçek aşkı tatmıştır. Tabii ki de platonik olarak. Arkadaş çevresi vasıtasıyla aşık olduğu kişiyle tanışmış samimiyeti kurmuştur. Beraber sinemalara yazlıklara gidilip samimiyet iyiden iyiye ilerlerken Waffen aşık olduğu kişinin özel hayatınıda öğrenir duruma gelir. Hiç hayal ettiği karakterde olmayan kişi popüler olma çabası içinde bir onunla bir bununla sevgili oluyordur. Bu duruma katlanamayan Waffen kendisini kişiden uzak tutmaya çalışır fakat başaramaz. Çünkü Waffen artık tekıntılıdır ulaşılmaz kişiye. Günlerden bir gün kişi waffen'ı arkadaş ortamının bulunduğu eve çağırır, sohbet muhabbet derken kişinin yanında ki x erkeğiyle samimiyetine tanık olur. Gözleriylr öpüşmelerini gören Waffen bunu daha fazla kaldıramaz ve çıkar gider. Waffen artık tamamiyle depresyondadır. Geceleri yürüyüşlere çıkar, iyice asosyalleşir ve gittikçe kilo kaybeder.
Aradan geçen 4 aylık zaman diliminde Waffen haftanın neredeyse 4 gününde sabah 5:30 yürüyüşlerini alışkanlık haline getirmiştir. Her sabah güneşin doğuşuna 9kmlik yürüme mesafesi uzaklıkta ki yerden sigarasını içerek karşılar. Evdekiler bu hızlı kilo kaybından şüphelenip uyuşturucu kullandığı sanar.
Waffen her tartıya çıktığında, kilo verdiğini gördükçe morali düzelir. Sosyalleşmeye yeni arkadaşlar edinip eski arkadaşlarla daha sık görüşmeye başlar. Bir süre sonra askere gitmeyi kafasına koyar fakat en azından onu hayalinde ki gibi yapmak ister. Bunun için biraz daha kilo vermesi gerekmektedir ve gözlüklerden kurtulmalıdır. Araştırmaya başlar ve lazer ile gözlerini çizdermeyr karar verir.

Sonuç;
Waffen 20 kilo vermiş, gözlüklerinden kurtulmuş askere gidiyordur. Geçirdiği sıkıntıları ardında bırakıp askere giden waffen 10 kilo da orada verir. Askerde aldığı takdirnameler, atış başarıları vb gibi gurur verici belgeler onun özgüvenini yeniden inşaa eder.
Askerliğini bitirip gelen waffen yeni hayatına daha sağlam adımlarla ilerlemeye başlar. Ardında bıraktığı tek şey yaşanmamış / yaşanamamışlıklardır.

Özet: çocuğunuz olursa n'olursa olsun kilo aldırmayın. Benim gibi en güzel yıllarını pişmanlıklarıyla keşkeleriyle geçirmesin.
Vay be. Kimse benimle konuşmak istemiyor. Kimse için de değerli değilim. Can yakıyor aslında. Baya yakıyor ama sorsan ben yine iyiyim yine iyiyim.
2 yılda bir bilgisayar sandalyesi çöpe atıyorum. yayıla yayıla oturduğum için illa bir yerleri kırılıyor.
Kafa izin aldığım halde entry girebiliyorum .
Perşembe doğum günüm gızlar kutlamayı unutmayın.
Bildiğim en mucizevi şeydir "dokunmak". Ve insanın en önemli organıdır teni. Görüntüleri ve kokuları zamanla unutabilirsin ama Hissetmek unutulmaz. Bu hem çok güzeldir hem dünyanın en boktan şeyidir. Sen yanımdayken dünyanın en güZel şeyiydi şimdiyse çok boktan. Sen dokunmadan sanki yokum ben, hissedemiyorum ellerimi ve dudaklarımı. Senin teniniyse senden çok tanıyorum. Anlarımı çekilmez kılan bu duygu. Kocaman bir kahkaha sonrası yüzümün düşmesinin sebebi sensin. O bu değil de gel kahve yapayım birer sigara yakalım ne dersin?
Hep yaz o zaman, her ihtiyacin olduğund yaninda olduğumu biliyorsun cunku.
az once bi is icin evden asagiya indim. araba kullanmayi pek bilmeyen bi arkadasim arabasini park etmesimi istedi. tam indik o yer dolmus. biraz beklerken bizim fakultenin kopekleri mahallenin kopeklerine gece baskini duzenledi. yildirim ordulari gibi mahalleye giren fakulte kopekleri mahallenin kopeklerine saldiri duzenledi. catismanin ortasinda kaldik. sanirim bi kiz meselesi filan var. fakulte kopekleri toplanip gelmisler. simdi bi taraf fakultemi kopekleri diger taraf mahallemin kopekleri tarafsiz olmam gerekiyordu karismadim kavgalarina ama fakulte kopekleri pek bi yaman cikti.
gone Beni takip etmeye başlamış, kuzum biraz geç kalmadın mı. *
bazı yazarlarının anasını bulup "bu çocuğu sıçtın mı?" diyesim geliyor.
tanım: hayata dair gerçekler.
Her zamanki gibi aklimdasin cikmiyorsun ki zaten. Bu
kadar aptalim iste beni reddettigim halde sevecek kadar. Biliyormusun sana asla kizmiyorum sevmek zorunda degilsin ki beni ben sadece kensime kiziyorum herseye ragmen seni sevmekten vazgecemedigim icin...
bir türlü büyüyemedim be kardeşim. iki haftadır neşe pıtırcığı gibi etrafa umut saçıyordum bi şeyler düzelmeye başladı diye. ama yine aynısı oldu. umutlanıp umutlanıp göt gibi kaldım gene. bakın bu entryi okuyan sevgili yazarlar. hayatın anlamını aramaya, üzerine düşünmeye falan çalışmayın. sağ gösterip sol vurmak, umutlandırıp ortada bırakmak. tam olarak bu mk hayatı başka hiçbir sikim değil. ama ben de salağım işte her seferinde kanıyorum çocuk gibi bu sefer olacak diyorum, oysa bin kere geldi başıma bu binbirinciydi belki. yine aynısı oldu. siz siz olun akıllı olun, bi şeyler yolunda gidiyorsa 3-4 gün içinde bozulur aklınızda bulundurun.
yarın vizelerim başlıyor fakat ben eve simdi giriyorum sözlük ve efsane uykum var. çalışmam gereken son günümü gülüp eğlenerek geçirdim. ne zamandır böyle gülmemistim, mutlu olmamıştım. sanırım bunun için değer.
Çıldırasiya aglayasim var sözlük.
Bir buçuk senemi verdiğim kız donup suratıma bakmadı bugün. Birlikte ne güzel anılarımız vardı oysa. Bu kadar kolay mi ha? Her şeyi silip atmak? Beni, Aşkımızı. Sana aldığım pahalı hediyeleri götürüp bozduramadim bile ben lan. Nasıl kiyarim o kolyeye o bileklige. Birlikte diktigimiz ağacın dibine gömdüm hepsini. Ne var ne yoksa. Haftada bir suluyorum yazın sıcak günlerinde. Ama merak etme çok su dokmuyorum. Yanaklarimdan ne suzulurse o kadar iste.
Kim yazsa, kimle konussam aklıma sen geliyorsun. Peki sen o çocuğun yanındayken için sizlamiyor mu?
Yanmiyor musun?
Beni çok seven birisi vardı ne oldu ne yapiyo demiyo musun?
Oysa kavgalı da ayrılmamıştık. Sarılmıştık, omuzlarımizda birkaç damla goz yaşıyla bırakmıştık sarılmayi. O sokaktan gecmiyorum, o kafeye girmiyorum. Senin dershanenin önünden geçerken sanki beni bekliyomussun da ben seni alıp dünyanın en mutlu erkeği olacakmisim gibi geliyor, oradan da geçmiyorum.
Ben seni meleğim, ben seni çok seviyorum.