bugün

Telefonumun Bataryasını üç ayda bozmayı başardım. Artık okula gittiğim günler okuldan eve dönmeye bile zor yetiyor şarjı. Ben de Okuldan dönerken tramvayda müzik dinleyebilmek, kuru kuru 1 saat dikilmemek için şarj azalmaya başladığında o sırada yazıştığım arkadaşlarıma şarjımın her an bitebileceğini söylüyorum ve iki üç dakika sonra telefonu uçak moduna alıyorum. Böylece onlar şarj bitti zannediyorlar ben de yolculukta müzikten mahrum kalmıyorum. işi gücü bıraktım böyle çakallıklar kovalıyorum bana bi iş bulalım.
(bkz: #25708908)

ben erkeğim ve dışarıda dolaşıyorum. erkeklerin kadınlar gibi kendilerini sergileme gibi bir çabaları yoktur o yüzden; isteyen gider vücut çalışır isteyen çalışmaz. kaldı ki asıl önemli olan beynimizi geliştirmekken kalkıp vücut çalışan kişilerin gösterdikleri çaba bana fuzuli geliyor. hayat,kitap,yaşam ve değerler. bunların üzerine odaklanın kaslı erkekmiş falan bu kadar basite indirgemeyin dünyayı. ama ben biliyorum bu tür kafaların hiç ama hiç değişmeyeceğini. ciddi bi şekilde oturup bir tolstoy,gustave,victor hugo okuyup,bunu dışarıda tartışamazlar. çünkü sıkıcı gelir bu tür konuşmalar. kaslı erkekler,giysiler,moda,dedikodu ve saçma pozlar vererek fotoğraf çekinmek. bu kadardır bunların alanları bunun dışına çık(a)mazlar.
çok sıkılıyorum.
Çok seviyorum sözlük iyi ki hayatımda. Huzuru hissettim ilk defa.
Sözlükte yeniyim ve burayı anlamam epey zamanımı alacak gibi görünüyor.
hocalarımızin tehditleri ve önümüze koydukları yüzünden sınavlara haftalar öncesinden çalışmaya başladım. Şimdiden kendimi çok yorgun hissediyorum ve bu kadar çalışmama rağmen sınıfta kalmaktan korkuyorum.
Yarın işe gitmem gerekiyor fakat hala çıkamadım sözlükten.
Annemi hiç sevmiyorum.
sesini duymaya yüzünü görmeye bile katlanamıyorum.
içkim yok, bara gitmiyorum,tinerci değilim,uyuşturucum yok,bok gibi para harcamıyorum,sevgilim de yok,alışveriş merkezlerinde de sürtmüyorum,üstüme giyicek kıyafetim bile yok ama yine de alışveriş yapmıyorum,paso dizinin dibindeyim haftada bir veya iki kere arkadaslarimlayim ama yine de yaranamıyorum.
Herseyime karisiyo herseyime arkadaslarima bile.
biz senle uğraşamıyoruz kimsenin çocukları senin gibi değil allah belanı versin diyo.
naapıyorum lan ben suçum ne anlamadım ki.
Düşüncelerim çorba oldu. Tuzu, tadı da yok birde. iyice tuhaflaştım.

ilk itirafını da böyle saçma şekilde yapmış bulunmaktayim.
kadın milletinden hiçbir beklentim kalmadı. Kıza aşık oluyorsun; dürüstlüğünü, imanını takdir ediyorsun, güzelliği de yerinde. "Bundan iyisi, şam'da kayısı" diyerek evlenme teklifi dahi ediyorsun.

Kız, "ben başkasını seviyorum, ondan başkası olmayacak benim hayatımda" diyor. Iki gün sonra bir bakıyorsun tak sana amcanın kızıyla bile selamlaşmana haram diyen kız, elin adamıyla parklarda başbaşa müzik aleti çalıyor.

Bizi de elinden kaçırmamak için "onu gerçekten sevmiş olsaydım, seninle görüşmemiz bu kadar uzun sürmezdi" diyor. (sevişmeden, sevmiş olunmuyor herhalde) bana da eskisine nazaran daha sıcak davranıyor.

Bu şekilde benim işime gelmeyeceği için, yol veriyorum. Sağlık sorunu olduğu için aradan birkaç gün sonra halini hatırını sormak için sosyal platformdan mesaj atıyorum, karşılığında "adam değilsin" gibi bir mesaj alıyorum.

Cepten, "Neden adam değilim?" diye sorunca, "ben değil, yeğenim yazmış; yemin ederim" diyor.

E sen daha önce de "seni takip etmiyorum; yemin ederim" deyip takip eden birisi değil misin?

Velhasıl güzel kardeşlerim; bu kadın milletine güven olmaz. Onun için eş, sevgili seçerken çok dikkatli olun.
pişmanım. kız arkadaşıma daha yakın olabilmek için yeşilliği denizi sahili tertemiz havayı bırakıp da şu çöle geldim okuma adı altında. 1000 lira hatta daha fazlaya patladı bu bize daha buraya gelmeden yerleşmeden. şimdi ayda en az 300 lira bana harcanıyo. babamdan kalan maaşla geçiniyoruz ki 300 lira bizi zora sokmak için gayet yeterli. bide uyku sorunum olduğunu bilmiyomuş gibi kalktım 1.öğretimden seçtim bölümümü haftada 2 gün gidemiyorum okula. yurt hayatı zaten işkence ha bide ben buraya kız için geldim ya eylülden beri sadece bi kere gidebildim yanına. derslere gidemiyorum kızın yanına gidemiyorum geri dönemiyorum. kaldım bu çölde tek başıma. pişmanım. niye anlattın peki bunu sen? diyen olursa diye de şurda bi yerde konuya değineyim : duygularınızla hareket etmeyin benim gibi zor durumda kalmayın diye söylüyorum ki benim kadar salağı da yoktur zaten kime öğüt veriyosam bende.
ne rüyaydı be sözlük. uzun zamandır böyle tatlı tatlı uyanmıyordum.

ha bir de ben o jehan konserine gidecektim oysa niye gitmedim ki?
bir kez bir kızdan hoşlandım, o da platonik. Hiç de sevgilim falan da olmadı hani. Lisedeyken sevmiştim ve söyleyememiştim. Rüyalarıma girmeye başladı artık. Kızın numarasını nasıl bulduysam 2 kez arıyorum açmıyor. Sonra o da beni arıyor bu sefer ben açamıyorum. Bu da niyeyse artık. Hemen aynı vakitlerde kızı sokakta görüyorum, "ben seni sevdim de söyleyemedim" diyorum yanına gidip. O da benim halimin farkındaymışcasına bir tavırda. Hani bir şeyler söyleyeceğimi biliyor gibi o sıra. Her neyse ben bu kelimeleri döktükten sonra o da bana şiir dizelerinden bir şeyler söylemeye başlıyor. Ne dediğini hiç hatırlamıyorum ama bana onun da benden hoşlandığını ima ediyor o sıra. Ben de bir mutluluk, bir mutluluk. Tam da orada rüya sonlanıyor. Gerisi yok, rüyada bile kısıtlanmışım amk.
Ne zaman cesaretimi toplayıp teklif edecek olsam bi işi var.. Zaten bende şans olsa bu amk okuluna gelmezdim
ilk gün, onunla ilgili her an'ı her dakikayı gözümün önünden geçirerek onu unutmamaya, ona tutunmaya çalıştım. Ama diğer yandan, yaptığı şey benim kaldırabileceğim fakat artık kalan gücümü boşa harcayamayacağım bir şeydi. Tükenmenin ne olduğundan bana zamanında bahsetmişti. Evet, bende tükeniyordum. Içimdeki sevgi kor haline gelmiş ve yağmurlu bir gecede sönmek üzere kenarda bırakılmıştı. Onu suçlamak içimden geçse de asıl suçlunun ben olduğunu anlamam gerektiğini farkettim. Kesinlikle bendim, imkanı yok bu yüzden başkasını suçlamama. Ben, saflığımla ve onu kaybetmenin verdiği korkuyla ona birbirine geçmiş demir halkalar gibi tutunmaya çalıştım. Meğerse demir halka sandıklarım yağmurda ufalanan, çamurlaşan kor'dan farksızmış. Tutunamadım, kafamı gömdüm ve sınav kağıdındaki sorulara yönelttim kalbimi.Yaparım sanmıştım, zihnimi kalbimin önünde konumlandırılabilirim sanmıştım. imkansız değildi, illa ki imkansız bir şey ariyorsaydım o da geri dönüştü. Bunun sebebi de yine ondan ögrendiğim bir cevherdi: "asla ezik durumuna düşme, kendini ezdirme" . Bunu da yapamadım, geri dönüp dediklerim için özür dileyemedim, altta kalamadım. Oysa ki çok pişmandım, onun gibi birini kaybetmekten çok pişmandım.

Soğumuş kor'um ufalanmaya devam ediyordu, kara gecenin her düşen yağmur damlasında benim korlaşan kalbim ufalanmaya devam ediyordu. Etrafımda ne beni tokatlayıp "kendine gel" diyecek birisi ne de kor'dan saçılan çamur parçalarını toplayacak birisi vardı. Saçılıyordum ve yağmur hızlanıyordu; nefes almakta çektiğim zorluk tıpkı yanmak isteyen bir ateşin elde edemediği oksijen gibiydi.Yanamazdı bugün yanamazdı, cünkü bugün zaten mavi devin ağladiği, 9.05te tekrar ve tekrar canlandiği gündü.

Ilk gün ben ailemin yüzüne bakamadım, kaldırmaya çalıştığım yüzüm sürekli düşüyordu. içimdeki burukluk kafamı kaldırmamam için cok fazlaydı. Her bir değişken bunu yapmamam için kusursuzca ayarlanmıstı.

Ilk gün ben ölmeyi diledim; mavi günlerin, sarı günlerin hatta ve hatta kara günlerin bile önüne çökmeyi diledim. Hızlı hızlı yanımdan geçen arabalar bile beni öldüremedi, zaten ölü olanı bir daha kim öldürebilirdi ki?

ilk gün unutmayı denedim; kedilerin, köpeklerin bile önünde duramadım. Onlara baktıkca bile onun şefkat sesini duyup daha çok hatırlar oldum.ilk günü bitirmeyi denedim; uyunurmuydu, uyumayı bile onun sesini dinlemeden denemedim. Sesini dinledim, dinledim ve uyku beni sel'de surüklenen bir bot gibi çekti götürdü.

Ilk gün bitti; bununla birlikte biten her sey, her tatlı an gibi, onun sesini özleyeceğim her saniye gibi..

ve kor tükendi, bir daha hiç dönemeyeceği gibi..
Hâlâ vurduruyorum sözlük. Evet.
Bi bakış uzağımda ve elimden hiçbi şey gelmiyo... Çok kötü bi şey be sözlük
Biliyorum, takıntılarım var.

Uzun saçlı erkek mesela.
Bu takıntının sebebini açıklayacağım şimdi ilk kez.
Takıntımın sebebi, saçı uzun olan müzisyenleri dinleyerek büyümem.
Kendimi güvende hissediyorum.
Kendimi ciddi manada güvende hissediyorum.
Çocukluk dönemi önemli biliyorsunuz.
Bazı objeler de bize güveni, sevgiyi anlatır.
Müzik her an yanımda olan benim. her şeyim gibi.
O adamlar hele...
Bazıları ailemden, arkadaşlarımdan bile çok yanımda oldu benim.
Arkadaşlarım zaten ailemden daha çok benimle yaşadı ya, neyse.
Sebebi bu işte.
dün akşam muhteşemdi sözlük. Tess gerritsen ile yemek yedik, sohbet ettik. çok mutluyum çok.
günün birinde yanılır, şaşar, hormonlarımın esiri olup da çocuk doğurursam eğer o varlığı kardeş denilen zararlı organizmadan korumak adına özel bir çaba harcayacağım. kardeş, aynı rahmi paylaştığın bir baş belasıdır. başka bir şey değil.
ilk kez bi sınava çalışmadan gircem.

son üç saatimi dizi izleyerek geçircem.

kahrol patoloji!
Ben bu gerizekalıya para mal mülk veren feleğe ne diyeyim bilemedim. Vallahi ağlıycam şimdi. Hem angut hem paralı. Allahım bunun sırrı nerdeeee
ilk defa korkuyu içimde hissediyorum sözlük. önümde zorlu bir süreç var. babam riskli bir ameliyat sürecine girmek üzere ve korkuyorum amk. insanlar babalarının hiç gitmeyeceğini hiç birakmayacagini düşünür ve gerçeği inkâr eder hep. çok zor amk cok zor. ve bunu paylasacagim konusacagim hiç kimse yok.
işte benim olayım bu kadar basit. işler ne zaman rayına girse hemen geri çekilir kendimi boşluğa atarım. bir şeylerin iyi gitmesine tahammül edemiyorum.
140.000. Entryi bekleyenlerden biriyim. Evet.
güncel Önemli Başlıklar