bugün

çok unutkanım. herşeyi unutmaya başladım.iyisi mi 12.12.2012 de evleneyim ben.
çok yalnızım. uzun zamandır bir sevgilim yok. bambaşka bir şehirde bambaşka bir düzen kurmaya çalışıyorum ve korkarım başarılı olamıyorum.
sözlük şu an ev arkadaşımı öldürmek istiyorum. kendisi sakarlığıyla ünlü olmasına rağmen, ben halımı az önce camdan düşürdüm diye, büyük bir zevkle benle dalga geçiyor pis nalet! *
itiraf ediyorum şu an ev arkadaşım benden nefret ediyor. sakarlığımla sürekli dalga geçmesine rağmen az önce camdan halıyı hiç anlam veremediğim bir sakarlıkla düşürmüş bulunmakta kendisi. ve itiraf ediyorum hala dalga geçiyorum. artık dilimden düşmez sözlük. *
itiraf ediyorum
bir sözlüğe girmeyi hiç düşünmüyordum. taa ki uludağ sözlükle karşılaşana kadar..
bi boşvermişlik hakim şu son 5 gündür bana.
edit: ha bi de bütün sevgililerden aşk böcüklerinden falan da nefret ediyorum! ha bi de tüm izmirli kızlardan!
bir melek, bir gün çıkıp, keskin bakışlarının ardında gizli renkli gözleriyle bana masum, anlamlı ve dolu dolu baksa... bir tebessüm etse; dolgun dudaklarının kırmızılığında... hep yanımda olsa, hiç ayrılmasa...
aşık mıyım lan.
Hiç tanımadığım birine aşık oldum. Tamam pat diye olmadı ama gözlerime bakıp şarkı söyledi diyede bokunu çıkarmamak gerek. Ve biraz düşününce fark ettim k ben aşık olmaya aşıkmışım. Ah gençlik....
eski sevgilimin orospu çocuğu olduğunu -annesi hariç- öğrendim sözlük. özlüyordum, merak ediyordum nasıl diye. hatta mesaj bile atmayı düşündüm o derece. kafamı sikmek istiyorum şimdi onu hala düşünebildiğim için. bir şey hissettiğimden değil. sadece merak ettiğimden. ona bile değmezmiş.
bana değer vermeyen herkesle bağımı kopardım işte o zaman kendimi rahat hissetmeye başladım.
sevgilimin bana zarar verdiğini sanması beni üzüyor sözlük. hayır kızın yaptığı hiçbir şey yok. hayatımda olan başka sorunlardan, streslerden dolayı bir kaç haftadır antidepresan tedavisine başladım. tabi doktor tavsiyesiyle. üzülmesin diye haber vermedim doğal olarak ve dün gece ağzımdan kaçırdım. her şey için kendini suçlu tutuyor, sevdiği için ayrılması gerektiğini söylüyor. bu beni daha kötü yapacak haberi yok mu?
edi büdü: itiraf tadında serzeniş yapmaya çalıştım ama olmadı galiba amına koyim. her neyse sorunumu anlattım biraz rahatladım en azından.
ilk receverı aldığımda 1000 küsur kanal felan var demişti satıcı, ben ise kendi kendime ulan benim televizyonda 99 kanal var ben 1000 küsur kanalı nasıl izlicem diye ciddi ciddi düşünmüştüm.
bundan sonra keyif amaçlı planlarımı 3-4 gün öncesinden kurup, hazırlanmıcam. planlar bozulunca yıkılıyorum resmen... *
sıkı bir nesfit yiyicisi olarak bugün aldığım paketteki şifreyi göndererek çekilişe katıldım. haftalardır hürriyetin kitap yarışmasında talihsizliğimi yenmek adına soruları cevaplayıp kazanamayan ben bu çekilişte tatil kazanırsam götüm kesin kalkar.
Bu hayatta en çok keyif aldığım şey insanları izlemek.
türklere gıcık oluyorum.
sosyal paylaşım sitelerinde hemen göze çarpıyolar. geçen youtube'de yine sevdiğim sanatçıların şarkılarını geziyorum. yine abdel kaderi dinledim. dedim tüm sayfalara bakayım. diğer ülkeler methiyeler yağdırırken bizimkileri ''bu şarkıyı söyleyenler tam apaçi, dans bak kekolar'', ''mersi şöför abi mersi'' filan yazmışlar.
khaled'in didi şarkısını tarkan'ın kimdi şarkısından çalıntı olduğunu sanıyolar. bilmiyolar ki didi kaç yapımlı. la main dans la main şarkısının altına hemen ''enee mustafanın arabası değil mi lan bu, nasıl çalmış hemen'' filan yazmışlar. bi de mustafa sandal win, faudel lose filan yazmışlar.
biz hakikaten saçma bi memleketiz. ülkemizdeki sanatçılara bok atmayı biliriz ama iş uluslararası boyuta gelince hemen savunmaya geçeriz. tek bildiğimiz şakşakçılık. ülkemizden çok az elle tutulur, saygı duyulur sanatçı çıkıyo. çoğuda eskilerden, yenilerden adam gibi yetenek yetiştirdiğimiz yok. insan farklı ülkelerin sanatçılarını dinledikçe kıskanıyo. zaten yabancı şarkı dinleyince insan türkçe ye bakmıyor bile, sonradan ''neden batılılaşma var''
onların divası britney spears, bizim ki bülent ersoy.

diyceklerim bu kadar hakim bey.
sana bakarken sağ gözümün soldakini...
sol gözümün sağdakini kıskanmasıydı aşk.
yada sana yakın olan taraftan,
diğer tarafın şikayetçi olması.
bir tarafım yakınken,
diğer tarafım biraz daha uzak,
biraz daha isyankar...
maltada 3 hafta bulunup da sürüyle arkadaş edindim. unutmayacağım diye söz verdim kendime. aklıma bile tek tük geliyorlar. daha önemli işlerim mi var?
"isiklardan saga döneceksin"
bu lafi bi ben diyemedim sözlük. diyeni de anlayamiyorum. bir sürü isik var, yani ben hic hesap etmem hangi sik nerde falan. o yuzden de isikli tariflerden hic anlamiyorum. bana deseniz ki isiktan sola döneceksin falan, ben kaybolurum. adam gibi tükkan adi falan versinler sözlük.
ev arkadaşı arıyorum ulan. ben ki zengin ve tek başına yaşamakla gururlanan şahsiyet ev arkadaşı arıyorum. buna inanamıyorum gençler. bayan erkek farketmez. yeter ki gay olmasın. önceden uyarı: bayan arkadaşlara sesleniyorum. aşık olabilirsiniz. böylelikle daha mutlu yaşarız. "yakışıklı değilim, sempatikim."
buraya neler yazıldığını deli gibi merak edip, sayfa sayısını görünce okumaktan vazgeçtim. itiraf ediyorum tembelim.
bana incelik yapıp kibar davranan tek kisi dominos pizza sözlük.
evet trajik bir vaziyet.
onu çok sevmeme rağmen, sırf nefes aldığım ve varlığımı bildiği sürece zor durumda kalıp acı çekiyor diye gittim. her şeyimle beraber. hiçbir şeyimi yanıma alarak.
başkalarının mutluluklarından mutlu olabiliyorum. bu benim mutlu olmayışımdan ötürü değil. mutluyum zaten ben kendi içimde. ama ne bileyim.. bir arkadaşımın veya hiç tanımadığım birinin bile facebook'ta ilişkileri olduğunu görünce acayip mutlu oluyorum lan. "ay ayrılmayın, maşallah", "nazar değmesin lan kıçımı çimdikliyim" gibi şeyler söylüyorum kendi kendime. bunların üstüne o çiftin fotoğrafı da varsa zıpladığım oluyor.. bana neyse artık. aman neyse mutlu olsunlar da gerisi boş..

ankara'ya geldiğim günden beri istisnasız her gece rüya gördüm. ama son 1 haftadır rüyalarımda vampirleri görüyorum. ya ben vampir oluyorum ve ava çıkmadan önce vampir olan erkek arkadaşımla hazırlık yapıyoruz ya da vampire diaries vampirleri stefan ve damon salvatore'u gitmemeleri için ikna etmeye çalışıyorum. deli gibi damon'ın kişiliğine aşık olmamdan, hergün vampire diares izleyip okumamdan kaynaklandığını düşünmüyorum. tanrıdan bir işaret olabilir.***

babamı özledim. 3 haftadır onun annesiyle başbaşayım ve en acilinden eve gitmeye can atıyorum. adama yemek yapmam lazım; aç kaldı ya. zaten zayıf, iş yeri sıcak.. istanbul zaten genel olarak sıcak. sevgilisiyle işler yolunda mı onu da bilmiyorum. çok geri kaldım gündemden yaa..

kitap okumaktan duyduğum zevki başka bir şeyden alamıyorum. elime aldığım kitap 5 saat içinde bitiyor, sonrasında saatlerce o kitapta olan her şeyi kafamda canlandırıyorum. ama bu kadar çabuk bitirmek canımı sıkıyor. her seferinde yavaşlamaya ertesi güne bırakmaya falan çalışıyorum ama dayanamıyorum. belki birgün olur diye umut ediyorum..

bazen bir insandan nefret etmenin ne kadar kolay olduğunu anlıyorum. 5 saniye yeterli oluyor. çünkü o 5 saniyenin içine 22 kelime sığdırabilen, bu kelimelerden sadece 5 ya da 6'sının anlaşıldığı ve bütün bu kelimeler sonunda sevgi kelimesi olarak "acçikito" diyen bir kadına karşı nasıl sempati besleyebileceğimi bilmiyorum. kadını boğmak, uzuvlarını evrenin farklı köşelerine fırlatmak istiyorum. hatta kadını kan kaybından ölürken izleyerek mutlu olabilirim. hakkımda ne düşünürsünüz bilmiyorum ama şu an bunu ona yapmak istiyorum.

aman neyse işte genel olarak olay böyle. bir dahaki itirafımda görüşmek üzere sözlük. koydum göte.