bugün

Yolda yürürken insanları sınıflandırıyorum. Bunun böyle hayatı vardır, karısı/kocası kesin aldatmıştır, aylık şu kadar kazanıyordur, bi tane daha çakma çanta takan kız mı... On bin tane şey geçiyor kafamdan, ilerde böyle yapsak, bir dahaki fırsat ne zaman, okulu neden önemsemeye çalışıyorum,
sabah diş fırçalarken her seferinde mutfak camına gidip dışarıya bakarım hava nasıl diye. devam ederim bu arada diş fırçalamaya.
Biri burnunu kaşıdığında otomatikman benim de kaşımam mesela.
tek başımayken aklımdan geçenleri iyi veya kötü sesli yorumlamak...
her bulduğum şeyi yakmaya çalışırım.

Gittim, Kocaman küllük aldım. Artık etrafa Ateş sıçramıyor.
Sabah alarmımı her gün yeniden ayarlamam gerekiyor. Bir alarmı hafta içi her gün için çoğaltıp telefonun tepesinde saat simgesini görmek bana sabah uyanacağımı hatırlatıp sinirimi bozuyor çünkü.
evde çorabı ayağımın yarısına kadar giyiyorum, topuklar açıkta, çocukluğumdan beri.
ben çok üşengecim, bence bu garip degil ama benim tek huyum bu üşengeç olmak.
Araçların plakalarina bakıp hangi galeriden aldığına bakmak. Çok saçma biliyorum. Sigara gibi bağımlılık yapıyor. Bir turlu birakamiyorum.
Araba plakalarından en az sayıda harf ekleyerek kelime bulmak.
Mesela bir pilav yapıldı diyelim onu taze taze yedik sonra soğudu dolaba koyuldu. Onu çıkarıp yiyemem hiç. Bekleyen yemeğe karşı önyargım var. Yemek bozuk değil ama yiyemiyorum.
Yazdığım mesajı ilk olarak sesli düşünür sonra yazıya dökerim. Kulaklarım kaşındığı zaman dilimle damağımı kaşırım. Yatağımın tek tarafı duvara bakıyor ve ben hep duvarıma başımı değdirip uyurum.
çok zor şarkı severim ama sevdiğim bir şarkıyı üst üste 5 6 kez sıkılmadan dinlerim.
yaya yolunda aynı renkteki taşlara basmaya çalışırım. farklı renkteki bir taşa basarsam tekrar basıp normal bastığım taşa dönerim.
portakal ve mandalina yerken ağzımı büzerim.
Uyuduğum odanın kapısına götümü dönmeden uyuyamıyorum.
Eve oğlancı bir hırsız girse direkt hazır malzeme.

Bir oyunu torrent üzerinden indirip bitiriyorum. Sonra steamden aynı oyunu satin alıyorum. Ama Steamdeki duruyor öyle. Kurmuyorum. Şirketin hakkını yemiş gibi hissediyorum böyle yapmazsam. Vicdan azabı çekiyorum bildiğin.
Bir kadınla sevişirken onu tatmin etmeden tatmin olamıyorum.

Her bir santimetrekaresinde dilimle gezinmeden duramıyorum.
Biri yutkunmaya hazırlık yaptığı an yada balgam çıkaracağı an bende onunla beraber Beklerim ve o yutkundugu an bende yutkunurum. Ister istemez böyle bir durumda buluyorum kendimi. Eğer bağlamıni çıkarıp dışarı atmaz ise yere tükürürüm. Atsada tükürürüm gerçi. Igrenc bişey fakat her zaman dikkatimi kendisine çekiyor. Onu izlemekten alikoyamiyorum kendimi.
Garip bir huyum olmamasına rağmen anormal bir insan olmayı başarabiliyorum.
Aklıma kötü bir anı geldiğinde derin bi iç çekerim. Sıkıldım sanılır bulunduğum ortamda. Fakat aslında sıkan şey geçmişin yükü, geleceğin belirsizliğidir.
Kendi kendime konuşmak. Sanırım çevremde beni anlayacak kimse olmadığı için yapıyorum bunu.
yalnız kaldığımda almanca pratik yaparım. sesli. bu dili de öğrenirsem ayıptır söylemesi 3 dil biliyor olacağım. seydi.
Uykuya direnmek.. zorum neyse.
müzik slow veya klasik olsa bile, sevilen bölümü gelince hafif kafa sallamak.
Bacak sallamak ve rahatlık.
Biri bana baktığında karşısındaki gözünü çekene kadar gözlerimi asla ayırmam.
Klozete başkalarının götleri değiyor diye oturmayıp squat pozisyonunda işemek.