bugün

1744 yılında muhammed bin suud tarafından başlatılmış hanedan. arabistan'da sıradan bir kabilenin yönetimindeyken, osmanlı imparatorluğu'na karşı vehhabilerle işbirliği yapmıştır.

20. yüzyılın başında ise bu aileden olan abdülaziz bin abdurrahman, ingiltere ile işbirliği yaparak gücünü arttırmıştır. 1915'te ingiltere ile, ele geçirdiği toprakların yönetiminin tamamen kendisine ait olacağına dair bir antlaşma yapmıştır. 1924'te arabistan topraklarının büyük bir bölümünü ele geçirdiğinde kendini "necd ve hicaz'ın kralı" ilan etmiştir. 1927'de ise necd ve hicaz krallığı, ingiltere tarafından bağımsız bir devlet olarak tanınmıştır. 1932'de ise devletin adı "suudi arabistan krallığı" olarak değişmiştir.

suudi arabistan'ın kralları ise saltanat dönemlerine göre şöyledir:

kral abdülaziz (1932-1953)
kral suud (1953-1964)
kral faysal (1964-1975)
kral halid (1975-1982)
kral fahd (1982-2005)
kral abdullah (2005-...)

kral abdülaziz'den sonraki tüm krallar, kral abdülaziz'in oğullarıdır. veliaht, kral tarafından belirlenirdi. ama yeni bir karara göre artık veliaht, aile üyelerinden oluşan bir konsey tarafından kral'ın gösterdiği adaylar arasından seçilecek.
türk gammazcıları. adi bedeviler. lawrence'nin adamları.
kokuşmuş düzenleriyle peygamberin arap topraklarından çıkmasına neden olan insanlar topluluğu.
yirmi bini aşkın üyesi olan, çok eşlilikten dolayı hayvan gibi genişleyen aile.
bize ihanet eden bu toplumun da sonu umarım filistin halkı gibi olmaz sonuçta din kardeşlerimiz ve en önemlisi insanlar.
ingiliz kraliyet ailesinin kuklası.

--spoiler--
biritiş petrol bebeğimmmmm
--spoiler--
genellikle haricilerin soyundan geldiği sanılan petrol kulu hanedandır. bunlarla haricileri bir arada tutmak emin olun haricilere haksızlıktır. çünkü haricilerin yaşayan tek kolu ibadiyye daha çok kuzey afrika bölgesindedir. suudlarla bir alakaları yoktur ve kendilerini hiç sevmezler. ayrıca kendileri vahabiliğin lideri Muhammed bin Abdülvahhab'ın da soyundan gelmemektedirler. sadece haricilerin siyasi gücünden faydalanmışlardır ve osmanlı döneminde bile arap yarım adasında sözü geçen bir ailenin mensubudurlar.
kaçınılmaz sonları ise sanırım kaddafi, hüsnü müberek ve esad gibi olacaktır. değişen dünya düzeni bu sistemi kaldırabilir mi? birleşik arap yönetimlerine destek sağlıyor olsa da kendini kurtaramayacaktır.
çünkü suud hanedanlığı iran'ın da yaptığı gibi orta doğu'da türki cumhuriyetlerde afrika'da mezhep ihraç etme kavgası vermektedirler ve suudların bu konuda en başarılı oldukları yerler neresidir bir tahmin edin? azerbaycan... sebebi ise yıllardır süren iran tahakkümü.
Hicretten sonra 851 senesinde ANZA kabilesinin bir kolu olan El Mesalih grubundan bir kaç adam buğday,mısır ve öteki yiyecek ürünleri almak üzere bir kervan kurarak Necid’den Irak’a gitti. Bu kervanın lideri Sehmi Bin Hatlul’du. Kervan Basra’ya gelince,yiyecek almak için durdu. Yiyeceği daha ucuza almak için pazarlık ettikleri sırada Yahudi tüccar Murdakay Bin ibrahim bin Moşe,kervandakilere nereli olduklarını sordu.ANZA kabilesinin El Mesalih kolundan geldiklerini söyleyen kervandakilere Yahudi tüccar Murdakay büyük bir sevinçle sarılarak kendisinin de aslen o kabileden geldiğini fakat babasının aile içi ihtilaflar yüzünden kabileden ayrıldığını ve bu bölgeye yerleştiğini söyledi. Yanında çalışanlara dönen Murdakay,kervandakilerin develerini her çeşit yiyecekle doldurmalarını emretti. Bu durumdan çok duygulanan kervandakiler,Murdakay’ın anlattığı her uydurma hikayeye hiç tereddüt etmeden inandılar. Kervanın yükünü alıp da hareket etmeye baslayacağı an,Yahudi tüccar onlarla Necd’e gelmek istediğini ve ata topraklarını görmek istediğini söyledi. Bu istek kervan üyeleri tarafından memnuniyetle karşılandı.
Kervanla birlikte Necd’e gelen Murdakay, burada kaldığı süre içerisinde burada tanıştığı insanlara çeşitli propagandalar yaptı ve çevresinde bir grup oluşturmaya başladı. Yaptığı propagandalar Yemen,Hicaz ve Necd bölgesinde etkin olan Müslüman din adamı Şeyh Salih Selman Abdullah El Temimi’nin tepkili muhalefetiyle karşılaşmıştı. Şeyh, Murdakay’ın gerçek niyetini çözmüş ve onu bölgeden sürdürmüştü.
El Kasım bölgesine sürülen Murdakay burada ismini değiştirerek Marhan Bin Ibrahim Musa ismini aldı. Bir süre sonra sürgün edildiği bu bölgeden ayrılan Murdakay El-Katif yakınlarındaki Diriye kasabasına yerleşerek burada yeni hikayeler uydurarak propagandalara başlar. Uydurduğu hikayeler arasında en çok bilinenlerden birisi Hz Muhammed’in kalkanının Uhud savaşında putperestler tarafından ele geçirildiği ve kalkanın daha sonra Benu Kaynuka adlı bir Yahudi kabilesine satıldığı,onlarında bu kalkanı eşsiz bir hazine gibi sakladıkları hikayesiydi. Bu hikayelerle ve propagandalarla saygınlık kazanan Murdakay,bu kasabaya tamamen yerleserek burayı kafasında tasarladığı Yahudi krallığının merkezi olarak görüyordu.
Marhan Bin ibrahim Musa (Murdakay), kral olmak için bölgedeki birkaç Bedevi kabilesiyle yakınlaştı ve onların güvenini kazandıktan sonra krallığını ilan etti. Bu bölgede güçlü olan Acaman ve Benu Halid kabilesi birleşerek gerçek kimliğini ve amacını deşifre ettikleri Murdakaya karşı büyük bir saldırı başlattılar. Saldırı anında canını zor kurtaran Murdakay,bugün Riyad olarak bilinen o zamanlar El Arid olarak adlandırılan bölgedeki El Malibid Guseybedeki bir çiftliğe sığındı. Çiftlik sahibi iyi niyetli bir adamdi ve Murdakaya kalması için bir barınak ve yetecek kadar yiyecek verdi. Murdakay burada 1 ay kaldıktan sonra çiftlik sahibini öldürerek mallarına el koydu ve çevredekilere çiftlik sahibinin hırsızlar tarafından öldürüldüğünü söyledi.
Çiftliğe kurulduktan sonra,hemen Madaffa adında bir misafirhane kurarak çevresinde topladığı insanlara kendisinin bir Arap şeyhi olduğunu söyleyerek Şeyh Salih Selman Abdullah El Temimiye karşı düşmanlık uyandıran propagandalara girişti ve bir gün Şeyh Temimi’yi El Zelefi kasabasındaki camide öldürttü. Kendini iyice güvende hisseden Murdakay, birden çok kadınla evlenerek bir sürü çocuk yaptı. Suudi kabilesini kuran Murdakay,gizliden kendi inançlarını tatbik etmeye başladı ve çevrede ekonomik olarak güçlü olan kabilelerin tarlalarını ya parayla satın alarak ya da ayak oyunlarıyla ele geçirdi ve bölgede çok büyük bir güç oldu. Bu şekilde Suudi kabilesi ortaya çıktı. Murdakay’ın oğullarından El Makaran’ın iki oğlu oldu. Bunlardan birisinin adı Muhammed ötekisinin adı da Suud’du. Suudi krallığının ismi buradan gelmektedir.
Amaçları önünde engel gördüklerini ya kadın,ya para ya da güçle susturdular. Suudi ailesinin Arapların en önemli kabilelerinden Rabia, Anza ve El Mesalih kabileleriyle hiçbir ilgisi olmadığını ve Yahudi olduklarını yazmak isteyen biyografi yazarlarını ya parayla ya da korkuyla vazgeçirttiler. Elinde uyduruk bağlantılarla yazdığı bir kitapta Suudi krallarının soyunu Hz Muhammed’e dayandıran Krallık kütüphanesi müdürü Muhammed El Temimi’ye Suudi krallığı tarafından Suudi Arabistan Mısır Konsolosluğu aracılığıyla çok büyük para verildi.
Zamanla çok güçlenen Suudi ailesi Arapların önde gelen ailelerini ve kabilelerini yeteri kadar Müslüman olmamakla ya da dönme olduklarını iddia ederek suçladılar ve Suudi adaleti adıyla birçoğunu katlettiler. ”SUUDI FAMILY” adıyla yayınlanan kitabın 98-101.sayfalarında Suudi hanedanının özellikle Necd bölgesinde yaşayan Müslümanları zındık olarak ilan etmişler ve buradaki Müslümanların kanlarının,paralarının,mallarının ve karılarının kendilerine kapatma olarak helal olduklarını deklare ettikleri yazılmaktadır. Yine kitapta yazılanlara göre Vehhabi çizgisinde olmayan Müslümanların,Müslümanlığının geçerli olmayacağı iddia edilmektedir.
20inci yüzyılın başlarında Arap bölgesini zorla ele geciren Suudi ailesinden Kral Abdul Aziz Osmanlı imparatorluğunun emrine girmek istemiş fakat Osmanlı yöneticileri tarafından zalim,güvenilmez ve vahşi bulunarak reddedilmiştir. Bunun üzerine bölgede güç olmaya başlayan ingilizler’e yaklaşarak bölgede bir çok katliama imza atmıştır.
Suudi hanedaninin Yahudi olduklarina dair tanıklıklar:
* 1960 yilinda Kahire’de yayın yapan “Savt El Arab” radyosu ile Yemen’de yayın yapan Sana’a radyoları Suudi ailesinin gizli Yahudiler olduğunu iddia ettiler. Konuyla ilgili iddiaları yalanlamayan Kral Faysal, 17 Eylül 1969′da Washington Post gazetesine verdiği demeçte “Biz Suudi hanedanı’nın Yahudi akrabaları vardır. Yahudilere karşı husumet besleyen Arap ve islam otoriteleriyle aynı noktada değiliz. Bizim ülkemiz Yahudiliğin ilk kaynağı olup yeryüzüne dağıldığı yerdir. ”demiştir.

Not: Murdakay Bin ibrahim bin Moşe, venedik kaynaklarında avrupaya altın ve değerli taş getiren yahudi \"murdoch\" ( mördak ) ailesinin bir ferdi ve siyon tarikatının bölgesel destekçisi olarak lanse edilir. murdoch ailesi haçlı seferlerinden hemen sonra iskoçyaya yerleşmiş zengin yahudi asilzadelerdi.( protestanlığın baş destekçilerinden oldukları söylenir.) Avustralya kolonilerininikinci nesil kurucuları oldukları bilinir.
meşhur murdoch ailesinin yakın tarih ünlüleri ;

Muireadhach I, Earl of Menteith, Scottish nobleman
Muireadhach II, Earl of Menteith, Scottish nobleman
Muireadhach III, Earl of Menteith, Scottish nobleman
Murdoch Stewart, Duke of Albany, Scottish nobleman
Murdoch Macdonald

avustralya bağlantılı yerler;
Murdoch, Western Australia, a suburb of Perth
Electoral district of Murdoch
Murdoch University
islam dünyasının yüz karası ailedir.

Bunların bu vurdumduymaz ve sırf kutsal topraklar kendi yönetimleri Altında diye yaptıkları şımarıklıklar artık cidden yetti. Bu amerikan köpeği ve petrolün getirdiği paranın kölesi olan topluluk, çevresine lüks binalar diktiği Kabe'nin uhrevi havasını mahvettiği yetmezmiş gibi bir de ihmalleri ve gevşek önlemleri yüzünden 1000 kişiye yakın sayıda insanın ölmesine neden oldu.

Ekonominin kuralı budur arkadaş: eğer bir mal veya hizmet sadece bir kişi tarafından veriliyorsa o kişi istediği yaptırımı uygular ve kafasına göre hareket edip hiç sorumluluk üstlenmez. Bu adamların durumu da bu. Sırf başka Kâbe olmadığı ve her yıl milyonlarca müslümanın oraya gitmek istediğini bildikleri için böyle yayılıp hz. Peygamber'in yaşadığı mübarek topraklarda istedikleri gibi at koşturuyorlar.

Tek duam şu ki allah islam Dünyasını bu vahhabi sapkınların elinden kurtarsın.
osmanlıya karşı yaptıkları hainlikle bilinirler şimdi müslümanlık ayağına kardeşlik saçmalıkları konuşurlar (müslümanım elhamdulillah).
türk askerini arkadan vurmuş, arabistanlı lawrence yalağı emperyalist oluşumu hanedandır. müslüman halkların baş ve can düşmanıdır.
ahmet hakan'ın krallarından özür dilediği hanedan. bugünkü yazısında "birkaç gündür çok salladım size, ancak mekke belediye başkanını, hac bakanını ve emniyet müdürünü görevden aldınız. bizim madenlerde 300 kişi öldü bir tek görevden alınan olmadı, o yüzden özür dilerim" dedi. haklı valla bizim hanedan suudi bedeviler kadar bile olamadı gerçekten.
Gönlümün en kıymetlisi Şeyh Saud bin ibrahim eş-Şureym için,
Kalbini kalbimde hissetmekten onur duyduğum Abdurrahman Es Sudeys için
Ve canım ciğerim Salah Al Bedir için ebeden müteşekkir olacağım bize kabe imamlarını armağan eden hanedandır.
yüzlerce hacının öldüğü faciadan sonra "kaderden kaçılmaz" tarzı açıklamalar yapabilen, kendilerinin ülkeyi yönettiği ve bütün olan bitenden sorumlu oldukları gerçeğinden uzak, dini tam bir ticaret aracına çevirmiş vahhabi mezhebine mensup petrol şımarıkları. sevmiyom lan sizi.
halihazırdaki kralı kral selman 49 milyar serveti ile dünyanın en zengin ikinci hanedanı ve arap/islam dünyasının en zenginidir.
Müslüman toplumların can ve mal düşmanı hanedan

Milleti kendi ülkesinde kapattırıp paris,londra da götünü acarak gezerler.
14 trilyon dolar servete sahip yobaz,gerici, kukla hanedan.
Amerikanın köpekliğini yapan obur hanedanı.