bugün

cihan imparatorluğu, babamız ağabeyimiz, herşeyimiz amerika birleşik devletleri ile olan ilişkimiz.. ne mutlu bize ki böyle bir güçle dostuz, müttefiğiz..

(bkz: bizim ayılar amerikalıları çok sever)
başbakanın hala ve hala, akıl almaz bir biçimde abd ile aramızda bulunduğunu düşündüğü ilişkidir. ne stratejisi kardeşim, ne ortaklığı, ne ilişkisi?
şener şen'in ilyas salman ile yaptığı ortaklığı andıran, abd ile olan müttefiklik durumumuz.
(bkz: banker bilo)
(bkz: yaptim ama hele bir sor niye yaptim)
anlamadığım, anlayamayacağım kavramlardan biri. mesela türkiye... abd ile stratejik ortak değil mi? evet... çıkarları örtüşüyor, en azından kesişiyor olması gerekmiyor mu? evet.. peki abd ırağa girdiğinden beri ne kazandık ortak olarak? terör kazandık, bölgesel kürt yönetimi kazandık, parçalanmış bir ırak kazandık. "işadamlarımız, müteahhitlerimiz ırak'ı tekrar yapılandırıyor" gibi aptalca bir söylerseniz size küfretme hakkım doğar hoş kibar bir insan olduğumdan bu hakkımı saklı tutarım ama gene de bu aptallığı yapmayın. ne diyorduk? ortaklık. abd ne kazandı peki? petrol rezervi, büyük ortadoğu projesi için uygun bir karargah, devamlı silah satılabilecek bir kaos-çatışma ortamı. yazdıkça zihnim açıldı anlamaya başlıyorum. bizim ortaklığımız, kamyoncuyla orospunun stratejik ortaklığı. kamyoncu ucuza, her türlü muameleli bir sikiş kazanırken, orospu üç-beş kuruş alıyor, sikildiğiyle kalıyor. nasıl anlamış mıyım?
(bkz: mutualist yaşam)
güncel Önemli Başlıklar