bugün

türkiye'nin dış politikasının saplandığı bataklıktır.

http://www.odatv.com/n.ph...once-cizmistik-1306141200

cumhuriyet tarihinin gelmiş geçmiş en beceriksiz dışişleri bakanı olan davudoğlu ve onu adamdan sayan rte'nin eseridir. "stratejik derinlik" dediler stratejik bataklığa saplandık.

işte kerkük peşmergenin eline geçti, musul tarihin kaydettiği en kanlı terör örgütlerinden birinin eline... hani kerkük ve musul kırmızı çizgiydi!

suriye'de, ırak'da, mısır'da dökülen müslüman kanının haddi hesabı yok. 1 milyon mültecimiz oldu...

mısır elçileri darbeden bir gün önce "ordu darbe yapmayacak" dedi inandılar. sisi'ye firavun dediler sonra tebrik ettiler.

musul'da bir terör örgütünün lafına kanarak konsolosluğu boşaltmadılar, yaşananlar ortada..

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/26603108.asp

sonra? "sabrımızı test etmesinler"!... ört ki ölem...

hani eski politikamız monşer politikasıydı? hani bunlar en iyisini biliyorlardı? bugüne kadar yüzümüzü ağartacak tek bir icraatları oldu mu?

o beğenmedikleri "monşer politikası" her zaman türkiye'nin çıkarlarını korudu. kıbrıs harekatı, kardak olayı, s300 krizi, teröristbaşı'nın suriye'den kovulması söz konusu politikanın yüz akı başarılarındandır. daha eskiye hiç gitmiyorum...

bunların ne başarısı var? ne yaptılar da ne çıkar elde ettik? hiç!... koca bir hiç!...

sorun şu: eskiden cehalet utanılacak bir durumdu. cahiller hiç değilse bilgili olanlara saygı duymayı bilirlerdi. bunların sayesinde cehalet marifetten sayılır oldu memleketimizde... ne laftan anlıyorlar ne küften... (bkz: musul rezaleti vs soma katliamı).