bugün

efendim ikisi de, birbirinden dünya ile venüs ya a jüpiter kadar farkları olan iki adet olgudur. bir kere, kıraathaneye, allah'ın selamı ile girdikten sonra, -özellikle sabah girildiyse- üzerinde, sizden bir önce oturanın kahvaltı yaptığını belli eden susamların olduğu masaya oturur,

- ismail abi, açık bi çay koysana bana, bugünün gastaları gelmedi mi daha yahu?! gibilerinden bir diyalog yaşayabilirsiniz.
halbuki starbucks'da bu tarz bir diyaloğun yaşanması sizin, ''kıro'' olarak fişlenmenize sebebiyet verebilir. sanki oraya gidenlerin anaları, babaları da zamanında starbucks'larda takıldılar, oralarda oyun oynadılar, hiç aile çay bahçesi'nde takılmadılar, bankların üzerinde oturup, annelerimiz başlarını babalarının omuzlarına koymadı, herkesin annesi babası, ''özenle hazırlanmış starbaks kofisi'' içerken aşklarını itiraf etti, ya da evlenme tekliflerini söylediler, de annelerini babalarını geldiği yerleri bilmeyen yurdum gençliği, bu tarz muhabbetleri pek bir banal bulur, bu tarz muhabbetlerin yerini, yapay marka muhabbetleri, ya da
- sen arabaya hangi parçayı taktırdın hacı; geçen gün bi hatun gördüm var ya, karı süt süt $erefsizim.. gibi aktivitelerin içinde bulunduğu geyikler alır.

kıraathanede ise, her türlü kafa adam bulabilirsiniz, hacı dayı da gelir, çayını içer, muhabbetini yapar, ayşe teyze'den dert yanar, siz de gelir, mahallenin ama abileri, ama delikanlıları ile
- ne olcak bu milletin hali yahu? işler çok kesat geçim sıkıntısı çekmeyen adam yok? gibilerinden konuşmaların içerisine girersiniz.

starbucks'ta ise, bu dertlerin yerini kişisel dertler yer almıştır. ''vah zavallım vah, yarın sinemaya gidicekmişmiş de tikigül ile, hangi lacoste'sini giyseymiş daha yakışırmışmış, ya da yeni bi tane alsaymış, kartı olan var mıymış, kendi kartının limiti dolalı 20 gün olmuş''... oha lan sizin fezada, aylar 45 gün herhalde.. aynı şekilde, starbucks tarzı yerlerde çalışanlarda da, bir yapay zorlama naziklik vardır ki sormayın gitsin; bunun aksine kıraathane'de, eğer samimi iseniz ''staff ya da boss'' ile, kokpite girebilir, çayınızı kendiniz alabilirsiniz, böyle zorlama olaylar yoktur, konuşmalar da pek bir doğaldır, pek tasvip etmesek de küfürlü konuşmalar, geyikler gırla gider...
zenginin malı vs zügürdün çenesi.
- biri sosyete yeridir, diğeri anadolu insanının yeridir.
- kıraathanede kahvenin yanında adam gibi su verirler, bu starbucks'ta tarçınlı mıdır nedir artık boktan şeker verirler..
- adam gibi kahve kıraathanede 50 ykr iken starbucks'ta 10-15 ytl'dir

edit: al işte soysuzlarda hemen kötülemiş...
abd ile türkiye arasındaki farka eşdeğer bir farktır.
starbucks'takiler kendi yarattıkları sözde sıcak dünyalarında servetlerini yudumlarken, kıraathanelerdekiler gündelik problemlerini unutup ısınmak için alın terlerini yudumlar.
starbuck / kıraathane = kahve *. kalan = cepte bir şey kalmaması.
Starbucks kazıktır kalitedir. Kiraathane ucuzdur kalite normaldir.
starbucks: zengin bebelerinin uğrak yeri.

kıraathane: fakir bebelerinin uğrak yeri.

bunlar hep sınıf farklılığının eseri.
starbucks'ta (bkz: ülke ekonomisinde kritik iniş çıkışlar sözkonusu) dur, kıraathanede (bkz: ehonomi çoh eyi) dir.
Kıraathane harbi samimi ortamdır.

Starbucks yapmacık ortamdır.