bugün

başlık bayağı bir süzgeçten geçti, karakter sınırı başlığı net yansıtamadı. başlığımız tam olarak "starbucks bardağını reddedip kahveyi bu bardağa koyun diyen adam" olacaktı.

günboyu, son derece önemli işlerle meşgul olan entellektüel insanların, yorgunluklarını atmak için içtikleri kahveyle, cafede yarattıkları muazzam entellektüel havayı; ayılık ederek bozan insandır.
görevlinin dumur olup nerenize koyalım diye sormasıyla sonuçlanır. sonra ayıkla pirincin taşını.
2 tl lik kahveyi starbucks tan 10 tl ye alıp starbucks bardağına koydurmayan ve emperyalizmin çarkının içine girmediğini sanan insanın isteğidir.
kimse farkına varamamış ama aslında bunu diyen; mahalle sütçüsünün, süt bidonundan, ölçüm yaparak tencerelere koyduğu ve buna göre fiyatlandırdığı "küçük" süt kabına, "o fazlasıyla küçük. al sen bu maşrapa'yla süt doldur yavrucum" diyen teyzenin ta kendisidir.
markete file bezle gitmek gibi bir şey.
burjuvalığa karsı cıkmak, ama kalıteden ayrılmamak
starbuckstan aldım bakıııın deme ihtiyacı hissetmeyen adamın sözüdür.

böyle yapınca daha kuuuğul olur.
ihtiyacı olan şeyin starbucks bardağı değilde kahve olduğunu bilen insandır.