bugün

"bosnalılar kelebekleri takip ettiler hep. çünkü kelebekler hep aynı çiçeğin üzerine konuyorlardı ve o çiçek sadece toplu mezarların üzerinde açıyordu."
insanlık ayıbının adı. Allah rahmet eylesin hepsine
silahsız ve savunmasız insanların katledildiği yerleşim birimi.

Ben Avrupa’ya giderken kafam önümde eğik gitmiyorum. Çünkü çocuk, kadın ve ihtiyar öldürmedik. Çünkü hiçbir kutsal yere saldırmadık. Oysa onlar bunların tamamını yaptılar. Hem de Batı’nın gözü önünde; Batı medeniyeti adına." *
görsel
Ratko Mladic sırp kasab 8372 müslümanı katlederken türklerden intikamımızı aldık diyerek malumat veriyor tabiki yurtta sulh cihanda sulh diyerek anadoluya kapanmış kemalist zihniyetin hakim olduğu türkiye gık demiyor tıpkı 1945 boğaltan köprüsünde olduğu gibi 1958 de musulda türkmenlere koministlerin yaptıkları katliam gibi 1974'de kıbrısada dokunmayacaklardıda dünya basınının siyasilerin tepkilerinden utandılarda hucüma geçtiler. imparatorluk varisi bir ülke emperyal olur dünyada bırak türkü müslümanı gayrimüslim birine bile elini uzatır vazifesi o olmalıdır.(demişbaşa-polonyalılara zamanında uzattığımız gibi.)
Boşnak bir çocuğun, “Küçük çocukları küçük kurşunlarla öldürürler değil mi anne?” sorusu yapılan soykırımın ne kadar insanlık dışı olduğunu gözler önüne seriyor. Yıllar geçse de bunu yapan vicdansızlar ve eli kanlı suç ortakları asla unutulmayacak!
Srebrenitsa Katliamı 11 Temmuz 1995 günü yapılmıştır. Avrupa'nın göbeğinde gerçekleşen katliamın boyutları ve vahşeti hala yaşayanların ve tanık olanların kanını dondurmaktadır. Srebrenitsa Katliamı Bosna'da soy ve inanç karşıtı yapılmış en vahşi katliamlardan biridir. Bosna katliamı olarak da anılan katliamda, 8 binden fazla Müslüman Bosnalı kadın, çocuk, yaşlı, genç, erkek demeden Sırplar tarafından hunharca öldürülmüştür. Ölenlere ait günümüzde hala yeni mezarlar çıkan Srebrenitsa'da acı hala devam ediyor. Geçtiğimiz sene anma gününde 18 yaşına girmemiş 18 kişi ile 75 yaşında bir dedenin oğlu ve torunuyla toprağa verilmesi, acının hala devam ettiğini ve yapılan katliamın ne denli büyük olduğunu bir kez daha göstermişti.

BOSNA SREBRENiTSA KATLiAMI NEDiR? KiM YAPMIŞTIR?

Temmuz 1995'de Yugoslavya iç savaşı sırasında Sırp ordusu, "Krivaya 95 Harekatı"nın bir parçası olarak Srebrenitsa'yı işgal etmiştir. Yaşanan bu olay bir işgal olarak kalmamış bir katliama dönüşmüştür. Çünkü Bosna – Hersek'in Srebrenitsa kentinde en az 8.372 kişi "Ratko Miladiç" komutasındaki ağır silahlı Sırp ordusu tarafından öldürülmüştür. Yapılan katliamda genç yaşlı demeden binlerce insan yaşamını yitirmiştir. Yapılan katliama Sırp ordusunun yanı sıra, Bosna-Sırp ordusunun "Akrepler" olarak bilinen özel birlikleri de katılmıştır. Ne Birleşmiş Milletler'in Srebrenitsa'yı güvenli bölge ilan etmesi ne de kentte bulunan 600 Hollanda Barış Gücü askeri katliama mani olamamıştır. Srebrenitsa olayı, II. Dünya Savaşından sonra Avrupa'da yapılan en büyük insan katliamı ve etnik soykırım olarak Dünya tarihine kazınmıştır.

Yugoslavya'nın düşmesinin ardından, 1992 yılında Sırplar Yugoslav halklarına katliam uygulamaya başlamışlardır. Olaya müdahil olmak isteyen Birleşmiş Milletler 6 bölgeyi güvenli ilan etmiştir ve bu bölgelerden biri de Srebrenitsa'dır. Savaştan önce 24.000 nüfusu olan bu kent mülteciler ve dışardan kente sığınan insanlarla birlikte 60.000 nüfusa ulaşmıştır. Nüfusun artmasıyla bu kent artık hastalıklarla, açlıkla mücadele etmeye çalışan bir toplama kampına dönüşmüştür. Kenttekilerin kendilerini korumak için edindikleri silahlar da BM (Birleşmiş Milletler) güçleri tarafından güvenlik gerekçesiyle toplanmıştır. Sırp devlet Başkanı Radovan Karadziç'in emriyle, Ratko Mladiç komutasındaki Sırp askerlerinin kente olan tacizleri sıklaşınca kamptaki insanlar silahlarının geri verilmesi için başvuruda bulunmuş; fakat kampın Hollandalı komutanı Thom Karremans bu isteği geri çevirmiştir. BM güçleri ise sadece kent üzerinde iki tane F16 uçurarak tepki vermişlerdir. Hollandalı askerler Bosna'daki BM Barış Gücü Komutanı Fransız generalden aldıkları emirle bir gece yarısı kenti boşaltmış ve bulundukları kampı içindeki 25.000 mülteci ile birlikte Sırplara teslim etmişlerdir. Hollandalı komutan tarafından Sırplara satılan (bu olay video kasetle kanıtlanmıştır) kent bir hafta süren katliamla Sırplara yenik düşmüştür.

KATLiAMI YAPAN HOLLANDALI ASKERLER TEDAVi GÖRDÜ

1995 Temmuzu'nun sonlarına doğru yapılan katliamda, kenti Sırp askerlere teslim eden Hollanda askerlerinin çoğu daha sonra ülkelerine döndüklerinde psikolojik tedavi görmek zorunda kalmıştır. Hollanda hükümeti hiçbir sorumluluk kabul etmezken, kenti bırakarak Sırpların katliamına göz yuman 600 hafif silahlı Hollanda askerinin büyük bir bölümü pişmanlıklarını her fırsatta dile getirmişlerdir. Srebrenitsa kentinde yaşadıkları anları kitaplaştıran askerlerden biri olaydan dolayı yaşadığı pişmanlığı şu sözlerle ifade etmiştir "Ölmek istiyordum, masum insanları koruma sözü verdiğimiz halde bize sığınan insanları koruyamadığımız için kendimi affetmiyorum" işte bu sözler, kentte uygulanan etnik kıyımın en büyük belgesidir. Srebrenitsa kentinde kurulan BM kampında tercümanlık yapan Hasan Nuhanoviç anılarında şunları paylaşmıştır; "Hollandalı askerlerin bulunduğu kampa gelerek, kampa sığınan insanların teslim edilmesini isteyen Sırp komutan, aksi takdirde kampın bombalanacağını açıklamıştır." Hollanda askerlerinin kendi canlarını kurtarmak için insanları tek sıra halinde teslim ettiğini aktaran Hasan Nuhanoviç kamp etrafında boğazlanan insanların çığlıklarını ve yalvarmalarını unutamadığını söylemiştir. Ne acıdır ki kampa sığınan ve Sırp askerlerine teslim edilen insanların arasında Nuhanoviç'in 18 yaşındaki erkek kardeşi Muhammed, annesi ve babası da vardır. Yaşadığı o günleri gözyaşları içinde anlatan Hasan Nuhanoviç katliamcılardan birçoğunu teşhis etmesine rağmen cezalandırılmadıklarını, hatta annesinin katili olan kişinin devlet dairesinde memur olarak görev yapmaya devam ettiğini belirtmiştir. Halen Saraybosna'da yaşamaya devam eden Hasan Nuhanoviç, yaşadığı bu üzücü ve kan donduran anıları 2007 yılında yazdığı " Birleşmiş Milletler Bayrağı Altında-Srebrenitsa Katliamı" adlı kitabında paylaşmıştır.

SREBRENiTSA SOYKIRIMINI YAPAN KARACiÇ YAKALANDI

Srebrenitsa Katliam'nın baş sorumlusu olan Karaciç yakalandıktan sonra yargılandı.ikinci Dünya Savaşı'ndan sonra görülen en önemli savaş suçları yargılamalarından biri olarak görülen davada mahkeme, Karaciç'in Srebrenitsa'daki Boşnak erkeklerin yok edilmesini istediğine hükmetti.

Mahkeme ayrıca, Radovan Karaciç'i, Bosna savaşı sırasında 'insanlığa karşı suç işlemekten' de suçlu buldu ve toplamda 40 yıl hapis cezasına çarptırdı.

Dava, ikinci Dünya Savaşı'ndan bu yana savaş suçlarının yargılandığı en önemli dava olarak görülüyor.

11 suçtan yargılanan Karaciç, 10 suçlamada suçlu bulundu, birinden aklandı.

70 yaşındaki Sırp liderin suçlu bulunmadığı iddia, Bosna'da işlendiği öne sürülen bir başka soykırım suçlamasını içeriyor.

Karaciç'in avukatı, kararı temyize götüreceklerini söyledi. Temyiz sürecinin de yıllar sürebileceği belirtiliyor.

Bosna-Hersek'te 1992-1995 yılları arasında yaşanan ve 100 binden fazla insanın öldüğü iç savaşın en önemli isimlerinden olan Sırp lider Radovan Karaciç, 21 yıl sonra cezalandırılmış oluyor.

BM'nin soykırım olarak nitelediği 1995'teki Srebrenitsa katliamı sırasında aralarında çocukların da bulunduğu sekiz bin Boşnak erkek, Bosnalı Sırp gruplar tarafından öldürülmüştü.

SREBRENiTSA SOYKIRIMINI YAPAN KARACiÇ 13 YIL KAÇTI

Bosna-Hersek'teki iç savaş nedeniyle uluslararası mahkeme tarafından hakkında arama kararı çıkartılan Karaciç, uzun süre saklandı.

Sırp lider, 13 yıl sonra, 2008 yılında Belgrad'da bir otobüste yakalandı ve Lahey'de eski Yugoslavya için kurulan Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde yargılanmak üzere Hollanda'ya gönderildi.

SOYKIRIMI YAPAN RADOVAN KARACiÇ KiMDiR?

Karadağ'a bağlı bir köyde, 1945 yılında bir ayakkabıcının oğlu olarak dünyaya gelen Karaciç, üniversite eğitiminin ardından psikiyatrist olarak çalışmaya başladı.

Aynı zamanda şiirle de ilgilenen Karaciç'in bir kaç şiir kitabı yayımlandı. Şiir yarışmalarında ödül aldı.

1980'lerin sonlarından itibaren aktif olarak politika ile ilgilenen Radovan Karaciç, Sırp Demokrat Partisi'nde hızla yükseldi.

Nisan 1992'de Bosna-Hersek'teki Sırp Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı seçilen Karaciç, Sırbistan ile yakın bağları korumak için çabaladı.

Bu çabaların sonucu olarak da, iç savaşta Boşnaklara yönelik bir etnik temizlik başladı.

Sırp topraklarında yaşayan Boşnak ve Hırvatlar bölgeyi terk etmek zorunda kaldı.

Cinayet, sürgün, tecavüz ve rehin alma gibi çok sayıda saldırıyla birlikte yürütülen etnik temizlik sonucu, on binlerce insan hayatını kaybetti.

HOLLANDALI ASKERLERiN DENETiMiNDE SOYKIRIM

BM, 11 Temmuz 1995'de BM tarafından güvenli bölge ilan edilen ve Hollandalı askerlerin denetimine verilen Srebrenitsa kentinde işlenen katliamı 'soykırım' olarak niteliyor.

Savaş ve insanlığa karşı suçun yanı sıra soykırımla da suçlanan Karadziç'in davası 8 yıl sürdü.

Karaciç bu sürede, "dünyanın en insancıl hapishanesi" olarak bilinen Lahey yakınlarındaki Scheveningen gözaltı merkezinde kaldı.

Kaynak : http://m.sabah.com.tr/dun...rebrenitsa-katliami-nedir
bosna savaşına tanıklık etmiş bir gazeteci olarak bu acıyı en iyi şekilde anlayacaklardan biridir ali kılıç. insanlık umarım bir #srebrenica daha yaşamaz.
görsel
Acımızdır.

1800'lü yıllarda, ardımızdaki eşe dosta bir mektupta adres bırakarak Osmanlı'ya göçmüştük. 1995 yılında, katliam sırasında sadece bu mektuptaki adrese tutunarak bosna'dan 30 dostumuz evimize sığınmıştır. Br ailenin erkek çocuğu bir hafta sonra gelecekti. Gazeteci tanıdıklarından kardeşlerinin orada katledildiğini öğrendiler.
Türkçe öğrenip işe girdiler. Buraya aşık oldular. Hayata tutunmaya çalıştılar. Ama beş sene sonra memleket özlemi ve cenazelere sahip çıkma isteği ile geri döndüler.
Üzerinden 22 sene geçmesine karşın acımız tazedir. Kin ve nefretten uzak; unutma, unutturma.

görsel
ne moi zaboraviti srebrenica!
acımızdır. yaklaşık 8 bin boşnak soykırıma uğramıştır.
şırp faşizminin gerçek yüzüdür.
Utanın diyeceğim ama yürek lazım utanmak için, yüreksiz orospu çocukları.
ak partinin desteklediği cihadcıların destek verdiği katliamdır. yine cihadcılar önce srebrenica halkının arkasına saklanarak sırpları kışkırtmış, ardından şehri terk ederek sırpların önünü açmıştır. sırplar da oradaki sivilleri, bugün akp'nin desteklediği cihadcılar zannederek katletmiştir.

bir kobani, bir musul, ya da bir halep katliamlarıyla benzer şekilde gerçekleşmişlerdir. ankara'da 106 eylemciyi "bunlar terörist" diyerek katledenler kimse, srebrenica'daki insanları "bunlar terörist" diyerek katleden, aynı zihniyettir.

hem katledenler onlardır, hem de hep mağdurdurlar.
Birleşmiş milletlerin bütün bu olanlar karşısında yalnızca üç maymunu oynaması ile tarihin en cani katliamlarından birinin gerçekleştiği yüz karası tarihtir. Öylesine acıdır ki bir sigara paketi için 30 çentik piçinin bir Boşnak kızına tecavüz takası yaşanmış, sırf onlara olan kinlerinden "bizlerin çocuklarına hamile kalacaksınız" diyerek bir çok kadını hamile bırakmış ve daha yaşı küçük olan olmayan çocuklara, kadınlara tecavüz edilmiştir. Zevkine radyo programında kestikleri biçtikleri boşnakların feryatlarını bütün dünyaya dinletiyorlardı. Tabi bütün dünya görmezden geliyordu. Bu vahşet ve cani sırp köpekleri asla unutulmayacak.
Batı nın kalleş,sinsi,çirkef,kara yüzüdür srebrenica.unutulmayacak nefretle anılacak tıpkı kıbrıs gibi batı nın tek dişi kalmış canavar hali.
https://m.uludagsozluk.com/e/37172752/

Sabahta soyledim simdi de soyluyorum;

Birlesmis milletlerde degil tum suc.
ratko miladiç dünyanın en alçak canavarlarından birisidir. önce kimseye zarar verilmeyecek diye söz veriyor ve bm nezaretinde silahları topluyor. ancak 11 temmuz 1995 gününe gelindiğinde türklerden intikam alma zamanı diyordu. sonrasında 8372 cana acımasızca kıyıldı.

oradaki insanlar türklerden intikam için, müslüman olduğu için katledildi. biz türkler güçlü olmak zorundayız bu coğrafyada. çünkü ruslar, yunanlılar, sırplar, ermeniler bizi bir kaşık suda boğmak istiyor/isteyecek.

hocalı, srebrenica ve kıbrıs'ta birçok yerde bizi boğazladılar. ayakta kalmak zorundayız.
Bugün soykırım gerçekleşeli tam 22 yıl oldu.
Sesi mi kısıldı insanlığın da kimse duymadı, görmedi ve bilmedi bu vahşeti...
Türkiye ye gelince kükreyen Avrupa ve Amerika bu ayıbı unutma.
görsel
geldi mi yine 11 temmuz?
nasıl bir tarih ki bu. nasıl dindirmeli insan acısını? ne zaman gelse 11 temmuz, o gece uyuyamam. bütün gece gökyüzüne bakarım. eş, dost bilir beni bugün, kimse ellemez bana, konuşmaz benimle. bugün geldiğinde ben günümüzde yaşamam. 11 yaşıma dönerim. tüm her şey canlanır gözümde. zenica'daki evim canlanır, boşnakça konuşmalar kulağımda yankılanır, öyle bir yankılanır ki başımı ellerimin arasına alırım sık sık. çiçekler, böcekler, bulutlar canlanır gözümde. arkadaşlarım bir belirir bir kaybolurlar. mezardan sesler duyarım annem, babam, ablam tek tek bana bir şeyler söyler. silah sesleri, bomba sesleri, uçak sesleri hayallerimde canlananları da mahveder, ülkemi mahvettiği gibi. srebrenica katliamı yaşandığında ben 11 yaşında bir çocuktum. çok bir şey bilmiyordum, o zamanlar savaş benim için her gün ''evimiz sarajevo'ya çok yakın, sürekli gidip dururduk babamla gezerdik, şimdi neden gitmiyoruz oraya?'' diye sormak kadardı. sarajevo'ya yakın olduğumuz kadar srebrenica'ya da uzaktık aslında, haberi biraz geç almış olsak gerek. babamın o anki yüz ifadesini hatırlıyorum, tüm o çizgileri, çizgilerdeki hüzünleri. hatta ağladığını hatırlıyorum, tüm gece ağladı yüzünü gizleyerek, tüm gece feryat etti. Evin bir köşesine çömeldi ve belki de hayatında ilk kez içi yana yana sabaha kadar ağladı. O acıyı tarif edecek kelimem yok. ölen insanları tanımıyordu bile, sadece insandı işte, ülkesi için ağladı, ülkesinin her köşesi mahvedilmişti ve aynı dili konuşup aynı soydan gelen, kapı komşusu olan insanlar tarafından sadece aynı tanrıya farklı yollardan inanıyorlar diye onun insanları katlediliyordu. o da katledilen insanlar için ağlıyordu. benim büyüdüğüm tarih bu sanırım. o gün babam bosna'yı terk etmeye karar verdi. ne olursa olsun geri dönmemek üzere. tam olarak gitmemiz baya sürdü, neden bilmiyorum belki kabul edecek ülke bulamadığından, belki paramız olmadığından. bilemiyorum işte. sonunda biz terk ettik o toprakları. hiç yaşamamış gibi terk ettik, bıraktık insanlarımızı. savaş da bitmesine bitti, biz dönmedik. doğru dürüst bosna'yı anmadık bile, kimseyi arayıp sormadık, dilimizi konuşmadık. hala yaptıklarımız için utanç duyuyorum. sanki doğma büyüme izmirliymişiz gibi davrandık, sanki tüm çocukluğum kordon'da gezerek geçmiş gibi öyle doğal. kaç yıl geçmiş izmir'de siz hesaplayın işte. 11 temmuz ne zaman gelse ben srebrenica'daki insanları hatırlıyorum, cesetler hatırlıyorum, babamın gözyaşlarını hatırlıyorum, gidişimizi hatırlıyorum, ülkemi. hayatımda kimseye de anlatmadım bunları, anlatmayacağım da. nedeni yok, bazı şeyler insanın içinde özel kalmalı. bir gün birileri benim bu içimden gelerek yazdığım şeyleri okur mu bilmem ama, okuyan varsa bir şey diyeyim mi size, o kadar çok zaman geçti ki üstünden, bazen bunları yaşadım mı acaba diye tereddüt ediyorum. anılar siliniyor yavaş yavaş. silinmeyen tek şey de srebrenica'daki insanların yaşadığı acılar oluyor. o acılar insanların kalbinde, tarihin sayfasında, bosna'da bir yerlerde duruyor. kendi kendime mıraldanıyorum ''ni rodbina, ni sudbina''. çok merak ediyorum, soruyorum sık sık ''Jel Sarajevo gdje je nekad bilo? Jel Miljacka voda presusila?'' sarajevo çocukluğumdaki gibi mi hala? miljacka nehri'ne ne oldu? sonra ağlamaya başlıyorum. 11 temmuz'lar geçiyor, 12 temmuz'da güle oynaya hayatıma devam ediyorum..
insan oğlunun insanlığın öldüğü şehir...

Sözde bm iki taraf arasında ateşkes ilan etti. tarafsız bölge yaptı.sonrada hollanda askerleride barış gücü (!) yaptılar.

sonra Sırp kasabi hollanda askerlerini hiçe sayarak bölgeye girdi ve canlı canlı kadın erkek çocuk dinlemeden binlerce kişiyi öldürdü....
Hesabı hiçbir zaman sorulamayacaktır. Kendinizi boşuna kandırmayın. 22 yıldır hesap soracaklar...
Bogdanovic siker len amq.
Üzücü fakat kimse hakkettiği cezayı almayacak, bir önceki yazara katılıyorum. Tarihin en acımasız en nefret dolu caniliğinden biridir srebrenica.
ziyarete gittiğimde gördüğüm toplu mezarları, toplu çocuk mezarlarını ve yol kenarlarında bile bulunan mezarları olan, kimsenin bir ceza almayacağı katliamların yapıldığı, insanların fabrikalarda tavandan ipler ile bağlanıp kurşuna dizildiği yer.
her gidişimde gördüklerimden dolayı artan üzüntüleri bana veren bosna hersek bölgesi.
Girdugüm kadarıyla bazı geri zekalilar BOŞ NAKLARIN ASLINDA MÜSLÜMAN SIRP OLDUGUNU BILMEZ
BAK KARDESIM
BOSNAK DIYE IRK VEYE ETNIK KÖKEN YOKTUR.
MÜSLUMAN SIRP VARDIR BUNU ÖGREN ÖYLE GEL
AYRICA BOSNAKCA DENILEN DIL SIRPCANIN BI DEGISIK VERSIYONUDUR BIZLE
AZERICE ARASINDAKI FARK GiBi
HE GEL GELGELIM
BU YASANILAN TRAJEDININ SORUMLARRI HALA CEZALARINI BULAMADI BU DA VICDANLARi
YARALAYAN KÖTÜ Bi
OLAY NE YAZIKi
Sırplar tarafından Boşnak Müslümanlar üzerinde yapılan ve 2. Dünya Savaşı’ndan sonra insanlık tarihinin en kanlı olayı olarak kayıtlara geçen katliamdır. Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin de desteğiyle önümüzdeki yıldan itibaren çok yönlü bir şekilde dünya ülkelerine tanıtılacak.