bugün

kelimelerin size : '' beni rahat bırak.''dediği anlardır.yutkunamazsınız bir de...
caniniz kadar cok sevdiginizi kaybettiginiz andir.
karşınızdakinin siz ne derseniz diyin ya da ne şekilde anlatırsanız anlatın sabit fikrinden öteye geçemeyeceğinizi ve ezberlediği doğrularla yoluna devam edeceğini bildiğiniz anlardır.
sözler ölümlerde anlamsızlaşır bir de ölümsüz sevdalarda. ölümlerde anlamsızlaşır çünkü ne söylerseniz söyleyin hiç ama hiçbir etki yaratmaz üstünüzde. ölümsüz sevdalarda anlamsızlaşır çünkü dile gelen aşk anlamsızlaşır aşkı ifade eden sözü kimse bulamaz buldum dese de söylediği hem sözünü hem aşkı anlamsızlaştırır.
sizi hiç kimsenin anlayamıyacağından emin olduğunuz anlardır. o dakikadan sonra ne anlatsanız nafiledir.
kelimelerin yetmediği çoğunlukla çaresizlik anlarıdır.
sevişmeden önceki 10 ila 20 saniye arası.
gözlerin konuşmaya başladığı anlardır.
Duyma organının yitirildiği andır.
güvenin yerini yalanların aldığı gözyaşlarıyla dolu pişmanlıklar sayfası.
azrail ile karşılaştığın an hiçbir sözün yardımı olmayacaktır. sözler orada anlamsızdır. ameller anlam bulacaktır.
giden sevgilinin ardından seni seviyorum demek ve sevdiceğin geri dönmemesi en büyük örnetir.
Ne yalan söyliyeyim, başıma gelmesini istemediğim andır
birinin çok özlenildiği anlar.
çok aşık olunan anlar.
sevginizin büyüklüğünü anlatmaya çalıştığınız anlar.
sevdiklerimizin ölümü karşısında, çaresizlik içinde kaldığımız anlar.
dersin ya da konferansın son dakikalarıdır. sözler anlamını kaybeder. uğultu olarak duyulmaya başlanır.
pastaneden çıkacak olan dünyalar güzeli bi kıza jest yapabilmek için yaptığın mükemmel zamanlamayla, kapıyı hanım kız için tutmaya çalışırken, kapının ağırlığıyla ayağının altındaki paspasın ıslak fayansın üzerinde kayması; kızın üzerine doğru american soldiersın ilk devirdiği saddam heykeli gibi uzanmak, yetmedi uzanırken sevimli yüz ifadesi oluşturmaya çalışarak "kayıyorum" diye bişeyler osurmak, kızın "hihihihhhi"(içinden: huhahaaaa salak yaaa) diye karşılık vermesi. mesela burası sözün bittiği yer, kayıyorum nedir lan öküz, artık hangi karizmayı kurtarabilirsin, derdin ne evlat he? geldi başına bi bok bari akışına bırak, zevk al olaydan, üstüne yığıl kızın, ehuehuehuee diye hayvan gibi anır, rezaletin dibine vur; hem pis pis de güldü cins karı, oh olurdu.
birisinin üzerine kusulduğu andır. ne kusan, ne kusulan için söylenecek hiçbir sözün anlamı yoktur.
kopya cekerken hoca ile goz goze geldigin andir.
(bkz: savaş)
her ne kadar savaş devam edecek olsa da, savaşı durdurmak için en azından bir çift söz söylemek sanatçının görevidir.

bu sözlerin anlamı bombaların altında kaybolacaktır. ta ki halk sanatçının yetiştirdiği sözü bomba tortusunun arasından fark edene kadar.
ölüm anı
ayrılık anı
ilk aşk...
gozlerden dokulen sozlerin anlam kazandığı zamandır. hala sevdiğiniz eski sevgilinizi yolda gorduğunuz an şu şeyler yaşanabilir. agızdan çıkan sözlerle gözlerden çıkan sözler bambaşkadır.

-selam naber gormeyeli nasılsın (seni çok özledim)
+iyidir senden naber ( bende seni hemde çok)
-herşey yolunda mı ( eskisi gibi olabilir miyiz)
+evet sen de ? ( sana çok kırgınım)
-eh işte ( biliyorum beni affetmeyeceksin)
+ozaman ben gidiyim ( gitme de ne olur)
-peki ben seni tutmayım ozaman ( belki bir gün yeniden sevgilim)
+gorusuruz ( kader bizi hiç ayırmasın)
-gorusuruz ( evet herzaman benimlesin)
+kendine iyi bak ( seni çok seviyorum kalp atışım aldığım nefesim)
+sende ( bende seni bebeğim çook seviyorum hemde)
toplum arasinda yüksek sesle yellenmek *, **
reha muhtar'ın ya da m.ali birand'ın konuştuğu anlardır.
dönüşü olmayacak tüm gidişler...