siyasal'da, dtcf'de, okmeydanı'nda, kızılay'da, taksim'de ve bilumum yerlerde dayak yiyen sağcıların uydurmasıdır.
Bazı devlet kurumlarının tarafsızlıkla ve özgürlüklere saygıyla pek alakası olmadığının göstergesi olabilir.
allahın solcuları dayak yemek için yaratması durumudur. onlarda zevk alıyorlar yani yalan olmasın.
Çok şahit olduğum bir olaydır. internette türlü türlü yazarlar ama gerçek hayatta yanında kız kaçıran patlasa kaçacak yer ararlar.
müthiş bi doğa olayı. hayreti mucip. eved.
neyse ki sadece dayak yerler. okul basarken bıçak yemezler.
faşistlere dert olmuştur.
acaba sıkıntı dayak yiyende midir sorusunu akıllara getirir.
Karşı tarafın sözle kendini savunacak kadar gelişmediğini gösterebilir.
(bkz: sağcıların sürekli dayak atması)
dayak yemeyi, düdüklenmeye yeğlemelerinden dolayıdır. dayak yemiyorum deyu sevinip de, kazığa oturtulanlar düşünsün gerisini.
genelde hepsinin maddi ve manevi yönden ezik ve güçsüz olmalarından kaynaklanan durumdur. manevi yönden kastım çoğunun dinsiz olması. sadece bunların dağ keçisi cinsinden olanları zerdüşttür.
kendileri yaklaşık 200 kişi olup, sadece 8 kişi olan ülkücülerden dayak yemeleri ile ünlüdürler.

http://www.youtube.com/watch?v=Q0t0B5o0ZxY
şaşkınlık sebebidir. evet.
Her sol görüşlü öğrencinin kesinlikle en az bir kere tattığı bir olaydır. Solcuların başındakiler bir çoğuna bilerek dayak yedirtir düşmanlığı artsın diye.
Kuyruk acısı çeken ülkücü faşistlerin uydurdukları büyük bir yalan.klavye delikanlılığı bunu burada söyleyip sonra solcu gördümü çanak yalama moduna geçmektir.sen bizim köylerden geç hele hele...
ülkücülerin çok dayak yedikleri 12 eylül'den sonra değiştikleri, cici çocuklar oldukları iddialarıni yalanlayan ülkücü hödösü.
Yeri gelince akrebin icinden polis cikartip dover bunlar yeri gelince aaa bunlar bizi dovuyo pis fasistler derler. Boyle de karaktersiz insanlardir. Ayrica gercek hayat da klavye basindaki hayata benzemedigi icin bol bol şamar yer bu kardeslerimiz.

Ayrica 100 kisiydiler 500 kisiydiler muhabbetide tutmuyor artik solcu kardesim organize olan goturuyo işi biliyonmu.
linç kültürünün ne denli içimize işlediğinin göstergesidir. evde kadınlar, sokakta işçi ve memurlar, okulda solcular... dayak yiyen yiyene. bazılarının hoşuna gidiyor. ama bir gün onlar da isyana gelir, bir haksızlığa uğrarlar ise sanmasınlar ki aynı muamele onlara yapılmaz.
insanlar hoşlarına gitmeyen bir şey söyleyeni durdurmak isterler, hiç işlerine gelmeyen bir şey söyleyeni ise durdurmak için kaba kuvvete dahi başvurabilirler. demek ki kimsenin sesini çıkarmadığı ve saklı kalması gereken şeyleri dile getirenler şiddete maruz kalmaktadır diyebiliriz. ayrıca bu büyük demokrasi ülkesinde güç kimin elindeyse muhalif taraf eziyet çeker. baskın tarafın kendini zorla kabul ettirme, benim dediğim olacak sen kimsin deme biçimidir. haklılık veya haksızlıkla bağdaştırmak da doğru değildir. yalnızca güçler dengesi.
fikir savunmayı dayak atmak veya dayak yemek olarak değerlendiren kişilerin olduğu sürece olmasının çokta önemi olmayan durum.
bir genelleme daha. solculardan daha çok insanın dayak yemesi şeklinde söylense belki doğru olabilirdi.**
gerçi zaten ben çok yanlış gelmişim. (bkz: solucanların sürekli dayak yemesi). valla böyle okudum ve tıkladıktan başlık açılasaya kadar geçen o bir saniyeden kısa sürede de aklımdan "çocukken bahçe de oynarken falan biz bu solucanlarla çok uğraşırdık ikiye bölerdik enee yaşıyo deyip yine bölerdik falan galiba onu diyolar. " bunlar geçmiştir. neyse uzaklaşıyorum ben buradan.
siyaseti dayak atmak-dayak yemek olarak gören sağcı gerici zihniyet açısından dalga konusu olabilir.
ama karşısına türkiye egemen ideolojisini, en başta sermaye düzenini ve beraberinde milliyetçi, dinci faşizmi alan bir ideoloji olarak sosyalist sol elbette egemen düzenin bekçi köpekleri tarafından hoş karşılanmaz. tarih boyunca da böyle olmadı mı zaten?
türkiye'de kapitalizm var oldukça, para babaları var oldukça faşizm de var olacaktır. solcular açısından bu 2 kere 2 kadar nettir.
işleri konuşarak halletmek istemelerinden olabilir .
Ülkücüler mesela türkleri kardeş olarak görürken en çok haksızlık ettiklerinin başında yine kendi milleti gelir .
sonuçta türkün yapısı bu agresif . ilk önce kavga sonra konuşup kardeş olmak . "adam iyi kavga etti bak hiç geri yapmıyor" gibisinden . . .
gündemi yarım yamalak takip edenlerin tesadüfi gözlemleri sonucu çıkaracağı sonuç. çünkü sivil polisi akrebin içinden çıkarıp hastanelik edene kadar dövdüklerini de biliyoruz, şahidim hatta. son on yılın bir mayısları, imf'leri, yükselleri de cabası. on tane solcuyu elli kişi dövüp övünen elli kişilik ekip kendileri gibi beşyüz kişi daha bulup bir de çeviğin karşısına çıksınlar da yedi saat sekiz saat takılsınlar bakalım, gözlemleyelim biz de.