bugün

sineği duvarla eti puf paketi arasında hapsetmek geldi aklıma şimdi. telaşa kapılıp pır pır pır bir oraya bir buraya çarpışını, zamanla havasızlıktan aptallaşışını izlemek ve hüzünlenmek bir yana ağızdan salya akıtarak nihahhahaaahha diye gülmek falan..ne eğlenceliydi lan öyle. sapık mıyız neyiz!
en önce o vıZZzz diyen sesine sinir olunur, sonra uyku sersemliği içinde herhangi bir cisimle suyu çıkartılır zavallı sineğin. sonra birden uyku açılır; 'ya aslında ne zararı vardı sadece vızıldıyordu, zaten çok minik bundan çok seste çıkmıyordu, üffff keşke öldürmeseydim' denilir ve birden hüzünlenilir; 'aslında.. ya onunda canı vardı, ne yaptım ben şimdi?'.
Ve sonrasında ağlamak. Pişmanlık.
internetten "sinekkapan bitkisi" alınarak bir nebze "doğanın düzeni böyle hacı" diyerek kurtulmanızın mümkün olduğu tırt hüzünlenmedir.

olum resmen sinek ile besleniyor la bitki. kapanlarını açıp bekliyor, arasından da sinekleri kendine çekecek bizim alamadığımız bir koku salıyor. sinek de "ahaa bok mu lan o?" diye heyecanla içine giriyor, şak diye kapatıyor kendini, içeride sindiriyor. böylece hem sineği öldürmüş oluyorsunuz, hem de vicdan yapmanıza gerek kalmadan "besin zinciri böyle yapacak bir şey yok" diyerek kendinizi avutabiliyorsunuz.