bugün

Kredi limiti zorlanıp çekilen parayı çatır çatır yemek.
intihar etmek ve duvara bardak fırlatmak (ne alakaysa).
ikinci postaya geçmek.
Para olmadan sikerim bu hayatıda diyemiyoruz neyse elimizdekilerle mutlu olacaz yoksa hayat cekilmez olur.
Helikopterden paraşütle atlamak, bi gün hayattan umudu kesersem yapacağım eylem.
Cam silerken kendimi usulca aşağı bırakmak.
Sakince balkondan atlamak .
Depresyona girmek.
Ya da hali hazırda depresyondaysanız daha da batmak.
Sevgiler.
Ukrayna'ya gitmek.
Ben süpürge tutup paspas yapıyorum.
Her gün ne ile maşgulsem aynen devam edip içten içe sövmek ve canımı daha da sıkan insanlara karşı kinlenmek. Sanki başka yapacak bir şey varmış gibi bir de tavsiye bekleyenler var.
Ev kredisine ya da araba kredisine girmek.
Sigara yakmak.

Lan bir ben mi pasif agresif direniş sergiliyorum bu konuda?
5 vakit namaz.
birazdan izmir'e, yola çıkacağım. kontrol alanım dışına. tam olarak bu motivasyonla karar verdim işleri hızlandırmaya. "sikerim böyle hayatı" dedim. "politika değiştiriyorum, hadi, hızlan." meseleyi yıllara yaymadan dan diye konuya girmek istedim. kişisel tarihim açısından geri dönüşü imkansız bir süreci başlatıyorum. senede sadece yılın sonuna doğru bir defa ve bir hafta kadar ağıran başım çatlayacak kadar ağrıyor stresten. kalbim diyor ki; "biraz daha bekle, biraz daha çalış." ama aklım; "savaşmaya hazırsın" diyor. aklım kazandı.

insanlar burada anonimler. kim kimdir bilmiyoruz. müthiş hayat tecrübelerini paylaşıyoruz. acımız, düşüş kalkışlarımız, yeniden başlamamış, başarılarımız. milyonlarca şey. bir akış var.

ben size, haddim değil ama küçücük bir tavsiye vermek istiyorum; eğer hayatı sikecek eşiğe gelmiş, bıkmış ya da aksine kendinizi müthiş bir azimle tekrardan inşa etme sürecindeyseniz sevmeye çok meyyal, çok şefkatli, çok çocuk olan o kalbiniz sussun. yalnız ve yalnız aklınız çalışsın. kalp yanıltır. kalbinizi değil aklınızı dinleyin. dirilin yani. silkelenin. bir daha deneyin. bikaç saat sonra tamamlanacak meselenin başlangıcı üzerinden sanırım iki yıl geçti. iki koca yıl boyunca beklediğim şu an, kalbim diyor ki; "dur. yavaşla. henüz çok erken." asıl bu kalp durdurulmalı.
bağcılar'a gitmek.
behlül kaçar deyip öteki tarafa kaçmak.
(bkz: Sikerim böyle hayatı deyip hayati sikmek)
Birinci sırada uyumak sonra gezmek.

Tr şartlarında gezmek ultra lüks olsa da zaten hepimiz ayakta uyumaya alıştık.
basip gaza refujden takla atarak ucmak bakin o an (g) kuvveti olur cok zevkli degil mi boyle anlarda vucut kendini soktan dolayi kapatir yasar ama aci cekmezsiniz bir sure.
ama yagmur yagmis olmali yerler islak hava soguk olmali boyle hard bir muzik acik olmali sizi kurtarmaya gelenlerin sesleri arasinda o muzik sesini duymalisiniz ama tepki veremezsiniz bilinciniz acik olur ama kipirdayamazsiniz. cunku artik her sey bitti biraz sonra gozleriniz kapanacaktir cunku kan kaybi ve tansiyon dusmesi isiniz bitti.
en fazla kitapları atabilirim şu an. 5 dk sonra attığım yerden geri alıyorum ama amk yerinde.
klavyede random harflere basmak....
işi gücü bırakıp sabaha kadar boğaz manzaralı bir yerde oturup sadece düşünmek.