bugün

"milenyum milenyum" diye heyecanla dolaştığımızı hatırlıyorum. öss geyiği vardır ya "olm bu sene soruları tübitak hazırlıyomuş" diye, o dönem de öyle bi şey vardı. "2000 yılının ilk günü dünyadaki tüm bilgisayar sistemi çökecek" familyası korku salıyordu.

2000'e girdik. yeni bi yüzyıla adım atmıştık. yaş 16 falan, "olm 2000'li yıllarda yaşıycam lan piyuuu fena havalı. ayhh bakalım hayat nelere gebe" diye salak salak dolanırdım ortada. oysa burası türkiyeydi; tekel 2000 diye bi sigara vardı bu ülkede ve baya baya da tutulan bi sigaraydı. oysa yalnızlık yüzyılıydı bu yüzyıl; çok geçmeden onu da anlayacaktık.

büyük bi şehre gittim okumaya, kendi götünü riske atıp benim götümü kurtaran adamlar yoktu orada. yadırgadım.

ben iyi davrandıkça değil, çok hatun ayıkladıkça, çok ezdikçe, daha iyi ve havalı tükettikçe kıymetimi bilen adamlar vardı. yadırgadım.

"ben de oynayabilir miyim" diye oyuna girip 2 günde can arkadaş olduğumuz çocukluk yılları da geride kalmıştı. insanlar bilgisayar başında dostluklar kuruyordu, olm ne dostluğu bilgisayar karşısında birbirini dikiz edip kendiyle oynayan insanlar aldı yürüdü. artık yadırgamıyordum.

varsa yoksa kariyer, para, hava deyip çalıştıkça çalışır oldum. artık bırak yadırgamayı sorgulamıyordum bile.

artık sigara molasında tanışır olduk birbirimizle, dostluklar falan da yalan. merak etme sosyal mesaja bağlamıcam. böylesi daha iyi belki de zira yadırgamayı bırakalı çok oldu.

edit: imla, diksiyon, selektör, kutu efes falan. onexe uyarısından ötürü teşekkürler.