bugün

27 nisan 1891 doğumlu çok büyük bir bestecidir. çağdaş dönem bestecisidir, rustur.
hiç te çağdaş olmayan bir bestecidir. çünkü sovyet rusyası rusya'da yaşayan bestecilerin çağdaş müzik yapmalarına müsade etmemiştir. prokofiev zaten "bach disonansları kullandı yeterince, bizim kullanmamızın gereği yok" demiş ve müziğinin de o dorultuda gideceğini belirtmiştir. yazdığı müzik ise asla kötü değildir, hatta çok güzeldir. ama kesinlikle çağdaş değildir. bir 20 yüzyıl bestecisinden çok, bir post-romantik gibi yazmıştır.
film müziği konusunda bilinen ilk örneklerden birini yapan isimdir aynı zamanda.
(bkz: lieutenant kije)
rusya'nın dünyaya kazandırdıkları başlığı altında da yerbulması gereken klasik müzik bestecisi.
27 Nisan, 1891-5 Mart, 1953) birçok değişik müzik türünü ustalıkla icra edebilen, bu özelliği ilen 20. yüzyılın en önemli yorumcularından sayılan ünlü piyanist.
Prokofiev; Sontsovka, o zamanlar Rusya imparatorluğu'nda şu an ise Donetsk Oblast, Ukrayna'da bulunan bir köyde dünyaya geldi. Annesi bir piyanist babası ise zengin bir ziraat mühendisi idi.
Prokofiev'in olağan dışı müzik yeteneği 5 yaşında ortaya çıktı. Müzik eğitimi, annesinden aldığı piyano dersleriyle başladı. Bir süre sonra, dinleyicilerini aile dostları ve komşuların oluşturduğu konserler vermeye başladı. Üzerine eserler yazmak amacıyla temalarını not aldığı, küçük köpek yavruları adını verdiği bir not defteri tutmaktaydı. Annesi, St. Petersburg da oturan babasını ziyarete gittiğinde, büyük şehrin müzik ortamını görmesi için Sergei i de yanında götürürdü. Bu geziler sayesinde Prokofiev, Rus bestecilerinin büyük çaplı yapıtlarını dinleme fırsatı bulmuştu. 7 yaşında ise satranç oynamayı öğrendi ve bu oyunu zamanındaki şampiyonlarla boy ölçüşebilecek kadar ustaca oynadı. Prokofiev'in hayatı boyunca bu ikili (müzik ve satranç) bir tutku olarak kaldı.
1902 yılında yorum dersleri almadan önce bile birkaç tane yenilikçi eser bestelemişti. ilk zamanlarında ürettiği bir Fa majör eserinde siyah notalara dokunmayı sevmediğinden si bemolü kullanmamıştı. Yeteri kadar teorik alt yapıyı öğrendikten sonra kendi tarzını oluşturacak denemelere başladı. 1910 yılında babasının ölmesi ilen birlikte ekonomik desteği de sonra erdi, ama bu süreye kadar edindiği ünü ile kendi yaşamını geçindirebilecek kadar para kazanabildi.
1918 yılının Mayıs ayında hem Rusya'daki devrimin etkisi ile huzursuz ortamdan kaçmak hem de kendi deneysel müziğini yapabileceği daha rahat bir ortam bulmak için kalıcı bir süreliğine olmak üzere Amerika'ya doğru hareket etti
Müziğinin olgunlaşmasında önemli bir yere sahip olan film müziğine duyduğu ilgiden dolayı film endüstrisinde bulundu. Kendine ve diğer birtakım Rus bestecilerine ait kaydı bulunmayan piyano eserlerinin kayıtlarını yaptı. San Fransisko'ya ulaştıktan sonra hemen diğer ünlü Rus sığınmacılarla karşılaştırıldı. Bundan sonra da New York'ta bir solo konser vermek üzere yolculuğa çıktı. Bunu diğer konserler izledi. Bir opera bestelemek için bir anlaşma imzalamasına rağmen çesitli sorunlardan dolayı bu opera macerası başarıya ulaşamadı ve bu başarısızlık Prokofiev'in Amerika macerasının da sonu oldu. 1920 yılında Rusya'ya başarısız bir şekilde dönmek istemediğinden dolayı Paris'e gitti. Burada kendisinin müziğine daha hazır olan bir ortam bulan Prokofiev yarım bıraktığı işlerine geri döndü ve onları bitirdi. 1930'lu yılların başında Prokofıev'in evine duyduğu özlemin artması ile eserlerinin prömiyerlerini daha sık olarak kendi ülkesinde yapmaya başladı.
1934 yılında Prolofiev kalıcı olarak Sovyetler Birliği'ne geri döndü. Ailesi ise kendinden bir yıl sonra geri dönebildi. Sovyetler Birliği'ndeki değişen politikalar sayesinde kendine daha özgür bir alan bulabildi, yalnız bu politkalar Rus yorumcuların neredeyse tümüyle dışarı ile olan ilişkisini koparıyordu.
1941 yılında geçirdiği ilk kalp krizi ile bozulmaya başlayan sağlığı savaş ve savaş sonrası yıllarda giderek bozularak 5 Mart 1953 günü 62 yaşında iken ölmesine neden oldu.

http://tr.wikipedia.org/w...y_Sergevi%C3%A7_Prokofyev
tam adı Sergei Sergeyevich Prokofiev'dir.
çağdaş besteciden kasıt, kendisinin yirminci yüzyıl klasik bestecisi olmasıdır. yirminci yüzyıldaki en iyi klasik müzik bestecisi de şahsi fikrimce kendisidir. zaten çağdaşlaşma ya da aydınlanma klasik müzikte nereye kadar yaşanabilir, bu sorulmalı. adı klasik olan bir müzikte yaratıcılık ve gelenekleri koruma esasken, bu yenilenme sorgulanmalıdır. george gerswhin'in caza klasik müzik libası giydirip smokinli insanlara dinlettirmesi klasik müziğin yozlaşması mı yoksa yenilenmesi midir, çok da basit olmayan bir tartışma konusu bu. ki klasik müziğe yenilenme gerekli mi gerçekten? adı müsait değil bir kere.
prokofiev cok büyük bir bestecidir. tabii, cagdas bir bestecidir. günümüzdeki bestecilerin helikopter (stockhausen), elektrikli süpürge (penderecki) icin "eserler" yazdiklari gözönüne alinirsa, klasik baglamdaki enstrumanlarla calinan eserler yazanlarin en sondakilerindendir.

bence prokofiev, sostakovic´ten daha büyük bir bestecidir. fikirleri cok daha epsri ve güzellik doludur. prokofiev´in her alanda bir sürü eseri vardir. keman piyano sonatlari bile, hem cok zor ve virtüoz olmanin disinda, cok güzellerdir.

prokofiev inanilmaz seviyede bir piyanistti. piyano koncertolari calinir gibi degildir. keman piyano, cello piyano icin yazdigi eserlerde de eslik partisi olmasina ragmen piyano partisi, cok zordur, neredeyse solo partiden güctür.

senfonileri son derece melodik bir görünüs icermelerine ragmen oldukca karmasiktirlar. ben bu entry´yi yazarken fonda 5.senfoni caliyor.cok güzel cok.

klasik senfoni- kacincisi oldugunu bilmiyorum, gecmise dogru bir dönüstür.

calinamaz seviyede zor olup, hic ünlü olmayan bir cello koncertosu, cello icin senfoni koncertant, 2 keman koncertosu,7 senfoni, 10-15 solo piyano sonati(ki cok enterasan ve calinmasi güctürler onlarda) eserleri arasinda sayilabilir.
prokofiev - romeo & juliet - juliet's funeral and death parçası dinlenilesi rus müzisyen.
nur içinde yatsın.

dinyeper üzerinden aksın gitsin.

http://www.youtube.com/watch?v=Ybi6NMlYDHY
romeo&juliet operasının, montagues and capulets kısmı süperdir.
Dance of the darth vader pek güzeldir.
Besteci olmasa öykücü olurmuş rahat rahat. Müzik formunu dramatik yapıya en çok yaklaştıran, dinlerken an an sahne ya da sekans ritmi izliyormuş gibi hissettiren güzel bir insandır.
(bkz: battle on the ice)