bugün

casual day.

tahmin edileceği üzere bir amerikan "geleneği". şirket ve çalışma hayatı ile ilgili yazılmış bütün el kitaplarında, formülize edilmiş bütün "success in business" yöntem eğitimlerinde üzerinde ısrarla durdukları kelime "commitment"tır. Çalışanlarının şirkete bağlı (bağımlı) olmasını ister paranoyak abd'li patronlar. Bunu sağlamanın yolunu da "takım ruhu" oluşturmakta bulurlar.

şirket adet/gelenekleri oluşturarak çalışanlarında aidiyet duygusu yaratırlar. aile piknikleri düzenlerler, occassional partiler yaparlar, akşam beşten sonra "happy hours" yaparlar, birbilerinin evlerinde yemekler verirler. Patronuyla karşılıklı kağıt bardakta bira veya cam çay fincanında bol içen adam/kadın kendisine önem verildiğini, o olmazsa şirketin dönmeyeceğini düşünmeye başlar. (bu yöntemleri geliştirenler aynı kitapların "management version"larında (idareciler için baskı) bu durumu "prooving commitment" (bağlılık yaratma) başlığında anlatır.

cuma günlerinde işe kot/gömlek gelebilmek bu çalışanlarda "allahım ne kadar özgür bir ortamda çalışıyorum, patronlarım ne kadar insan adamlar" duygusu da yaratır.

Bu şirketlerin Türkiye (ama en çok istanbul; ankaralı birine şart koşsan kotla işe gitmez) bürolarında da büyük bir nimetmiş gibi uygulanır. Ama canı istemeden kimseye bağlanmayan* akıllı ve pragmatik türk genci bu tuzaklara düşmez. Cuma günleri işe serbest kıyafetle gelmek konusu onu sadece bir şekilde ilgilendirir. Cuma akşamı, alemlere akmadan önce istanbul trafiğinin en can çekiştiği saatlerde eve gidip, üst-baş değiştirmekten kurtarır onu, o kadar!
(bkz: free friday)
insana cuma günlerini daha da çok sevdiren uygulama thank god it's friday
iyi bir şey değildir. kıyafeti serbest olan öğrenciler giderek lakayıtlaşır, görev bilincini kaybeder zamanla.
Salı pazarından giyinen çocukla dolge & gabbana giyen çocuğun yanyana gelmesiyle okul çağında çocuklar arasındaki sınıf farkınında ayyuka çıkacağı,
Birinin bakışlarının tavanda,
Diğerinin yerlerde olacağı saçma uygulamadır..
gerçekten güzel bir uygulamadır da, eğitim sektöründe olmayanların kaçırdığı bir nokta vardır. derse türbanlı girenlerin yolu açılmıştır, açılmalıdır da. kızların etek boyuna karışan ve "o yakanız çok açık yalnız, bi şal falan takın" diyen yobaz müdürler türemiştir.
(bkz: kime neye serbestlik)
Birkaç yıl içinde vazgeçilecek uygulamadır.
Bir uygulamaya geçiyor isen araştıracaksın, deneyeceksin, gözlem yapacaksın, hocalara ayrı talebelere ayrı anket yaptıracaksın. Eğer bunları yapmadan sırf başörtüsünü meb okullarına nasıl sokabiliriz diye bu uygulamaya geçersen okullarda disiplini bitirirsin.
He bu arada aslında bu uygulama denenmişti. Ben o zamanlar 7. Sınıftayım. Valilik bizim okulun pilot okul olmasına karar vermiş. 2 çarşamba üst üste serbest kıyafetle gitmiştik. 3. Çarşamba daha fazla denenmemişti. Nedeni komik: bazı kızlar okula sevgililerini getirmişlerdi.