bugün

ülkemiz sayısalcılarının içinde bulunduğu gaflet ve dalalet durumudur. matematik yapıyorsan zekisin yapamıyorsan değilsin. zeka bu kadar az boyutlu mudur? matematik yapmak zekanın sadece bir göstergesidir. daha pek çok göstergesi vardır. başlığa daha sonra eklemeler yapılacaktır.
Hocam rica ediyorum bunları umursamayın. Mühendislik fakültelerinde akıl hastanesinden kaçmış tipte insanlar var. Umursamayın pek neyi istiyorsanız ona yoğunlaşın.
sayısalcılara zeki yaftası yapıştıran milletin eseri.
sayısalcılar kendi halinde mutlu insanlardır. uysaldır. dost canlısıdır. çevresindeki kalabalıklar onlara şöylesin böylesin der, sınıflara ayırırlar. yüklenirler.
üzmeyin sayısalcıları.
s*zelcilerin aksini iddia edemeyeceği olgu. kafanız mat'a basmadığı için amele değil misiniz ?
Bu adam bile göstergesidir diyor artık sözelcilerden pek umudum kalmadı.
öyle bir sanrımız yok bizim. siz gözünüzde bizi büyüttüğünüzden olsa gerek. yoksa ben bir fizik sorusunu çözemezsem mal gibi hissediyorum.
(bkz: kime göre neye göre) ula yurtdışına burslu üniversiteye giden arkadaşım vardı mihendis oldu. Çocuk akıllıydı tamam ama beden eğitimi dersinde koşamıyordu. Ula ben daha koşamazken o zekayı ne yapayım.
mesleğim icabı sayısal yeteneği hayli fazla olan insanlarla muhattabım sürekli, hepsi olmasa da kayda değer bir çoğunluğu sosyal ilişkilerde sıkıntılı bu tiplerin. evet adamı laboratuvara soksan atomu parçalayacak belki ama bir kızla karşılıklı oturup konuşamıyor mesela, ya da bir topluluk önüne çıktığında meramını anlatamıyor, kek kek kük kük tekleyen pancar motoru gibi.

yukarıda da bahsettiğim gibi tüm sayısalcılar böyle değil ama büyük kısmında bir sosyalleşme, konuşma, yazma, düşündüğünü ifade edebilme sıkıntısı var gibi.

o yüzden siz siz olun eşit ağırlıktan ayrılmayın. her şeyin dengeli olanı makbuldür.
ülkemizin kokuşmuş eğitim sisteminin bir yansıması olan düşünce biçimidir. lisede sınıfta kalanları ya da ortalaması düşük olanları hep sözel sınıflara atarlardı. sonra böyle bir algı oluştu. halbuki zekanın okuduğunuz bölümle bir ilgisi yok. zeka zekadır. deli gibi okursunuz sonra mal geri zekalı bir müdürün altında çalışırsınız. hayvanlar gibi yabancı dil çalışırsınız hayatınızın on yılını falan yabancı dile verirsiniz, sonra zerre ingilizce bilmeyen bir IK müdürü ile muhatap olursunuz. okuduğunuz bölüm size bir şey katmaz. size bir şeyler katacak olan şey, gene kendinizdir.
(bkz: sözelci kız seksapalitesi)
okul da başarılı olmanin hayatın tamamında başarılı olacak inancı nedeniyle oluşan düşüncedir.
Hayatın siradaligi ve sosyal ilişkilerinden daha zor olan dersleri gördükleri için gayet doğaldır (bkz: aşk açısı da neymiş sen hata kuramını 3 kez aldın mi hic) ama şunu da burada belirtmek lazım zeka farklı kategorilerre göre de değerlendirilir sözel muziksel bedensel görsel gibi burada sayisalcilar zekidir algisi sayisal dersleri hallettikten sonra diğer sorunlar daha kolay çözülür anlamında kullanıldığı için oluşmuş olabilir.
Zeki ama kime göre, neye göre??
zekayı çok boyutlu/faktörlü açıklayan başlıca uzmanlar: sperman, thorndike, thurstone, guilford, cattel, stenberg, gardner.
howard gardner'dan bahsedelim kısaca.
gardner'ın çoklu zeka kuramı vardır. zekanın tek bir boyutu olmadığını aksine her birey çeşitli derecelerde farklı zeka bölümlerine sahip olduğunu söylemiştir. (sosyal, sözel, sayısal, doğasal, kinestetik, müziksel, içsel, uzamsal olmak üzre 8 bölüm.)
gardner'a göre bütün çocuklar bu zeka alanlarına sahip doğar ama sonradan bazılarına fazla eğilimleri olabilir. son yıllarda kabul gören kuramlardan biridir. (entry kısaltıldı.)

şuradaki soruları yanıtlayıp kendi zeka bölümleriniz hakkında az çok fikir edinebilirsiniz: http://cokluzeka.com/test.asp
Zekilik derslerle matematikle fizikle ölçülebilcek bi kavram değildir. Okul notlarına göre kendimizi akıllı ya da aptal olarak değerlendiremeyiz. Ne dersleri mükemmel insanlar tanıyorum ama karşına otursa iki çift laf edip güzel muhabbet kuramaz.
asıl zeki adam felsefi anlamda düşünebilendir. iki fizik formülü ezberleyip soruyu çözen değil.
Tytde çıkacak olan doğal sayılar konusundan bir mantık sorusunu 2 dakika düşünerek çözdüm lan, benden pek umut yok siz yolunuza devam edin.
Çalışkan olup, günde 15-16 saat ders çalışıp o matematik, fizik, kimya, biyoloji öğrenilebilir. Eğer eşek değilseniz.

Ama günde değil 16 saat, 24 saat zeki olmak için çabalasanız eğer kanınızda yoksa zeki olamazsınız.

Nice çalışkan arkadaşlarım oldu, doğum tarihini mail şifresi yapan.
Bi de sayısalcılara zeki demiyorlar mı beni bir gülme tutuyor. Bunlar mı zeki? Güçlü kuvvetli bir hafızaya bile sahip değilken, tüm alanları matematik ve türevleri iken, soruları 3-5 formül ile çözüyorlarken bunlar mı zeki allah aşkına ya. En fazla uzaylı Zekiye olurlar.
Kasım kasım kasılmaları, tepeden bakmalar falan. işte bakın bunlar hep mallık alameti.

Oysa sözelciler öyle mi? Kültürlü olmalarının yanı sıra güçlü hafızaya sahip oluşlarından haliyle de zekalarında artış olur. Kolay mı anam savaşların antlaşmaların tarihlerini, neden ve sonuçlarını akıllarında tutmak?
Tüm medeniyetleri, imparatorlukları, birlikleri öğrenmek?
Hangi denizin nereye döküldüğünü bilmek, iklimleri incelemek, bitki örtüleri ile yetiştirilen ürünlerin uyumlarını incelemek?
Felsefede kafa patlatmak, dil ve anlatımda yazım kurallarına, noktalamalarına, baglaclara dikkat edip edebiyatta tüm yazarları, dönemleri, şiirleri yalayıp yutmak?
Hadi şimdi yallah. Sözelciler candır.
zeki değil ama ayrıcalıklıdır. bi kere sosyal hayatta pratik insanlardır bu durum onları öne geçirir.
Zeka farkli bisey surekli calisip ezberlemek baska biseydir.
Aradaki farki anlayamayip birbirine saplamak bu durumdan daha acinasidir.
sayısalcılarin olayı formülü ezbere bilip soruyu formülle çözmek değildir. formülü kafası olan herkes ezberleyebilir.

sayısalciların olayı kafasını o formülün çıkış noktasını anlayabilecek hatta ispatlayabilecek kadar çalıştırabilmeleridir.

ayrıca bizim için kıytırık birkaç antlaşma maddesi yahut savaş tarihi ya da yazar eser ezberlemek öğrendiğimiz formüllerle işlem yapmaktan çok daha kolay.
Bölümle zeka ölçülmez hala bunu anlayamadık. Hangi bölüm olursa olsun fark etmez hepsi belirli düzeyde yetenek ister. Tabi bizde sözelden mezun olunca iş bulamıyor gözüyle bakıldığı ve eğitim sistemi matematik bilmeyene gelecek vadetmediği için oluyor hepsi.
Öyle zaten. Şimdi eğri oturup doğru konuşmak lazım. Ben de sözelciyim amma velakin çok da bi mahareti yok bunun bana kalırsa.Zira öyle papağan gibi ezberlemek kolay.
benim bir sözelciye taş çıkaracak kadar tarih, edebiyat, coğrafya, hukuk bilgisi edinmem, 1 günde yazacağım yapay zekanın önemli anlaşma, eser, makaleleri tespit edip, derleyip, bana pdf olarak renklendirilmis şekilde sunmasi sayesinde maksimum 1 haftami alır.

bir eşit ağırlıkci / sözelci benim yazdığım algoritmayi bırak herhangi bir dilde yazmayı, anlaması için en az birkaç sene gerekir.

aglamaniz ya da üstün görünmek için değil, aradaki farkı daha net idrak edersiniz diye yazdım.