bugün

şathiye;
-Yergiye, alaya, şakaya yer veren manzum eser.
-Tasavvuf konularını mizahlı bir biçimde işleyen, coşku hâlinde söylenen bir şiir türü.
çıktım erik dalına

çıktım erik dalına,anda yedim üzümü
bostan issı kakıyıp,der ne yersin kozumu

uğruluk yaptı bana.bühtan eyledim ona
çerçide geldi aydur,hani aldın gözünü

kerpiç koydum kazana,poyraz ile kaynattım
nedir diye sorana, bandım verdim özsümü

iplik verdim cullaha,sarip yumak etmemiş
becid becid ismarlar,gelsin alsın bezini

bir serçenin kanadın,kırk katıra yüklettim
çift dahi çekemedi,şöyle kaldı kazını

bir sinek bir kartalı,salladı vurdu yere
yalan değildir gerçektir, bende gördüm tozunu

bir küt ile güreştim, elsiz ayağım aldı
güreşip başamadım,gövündürdü özümü

kafdağından bir taşı,şöyle attılar bana
öylelik yola düştü,bozayazdı yüzümü

balık kavağa çıkmış,zift turşusun yemeğe
leylek kodok doğurmuş,baka şunun sözünü

gözsüze fısıldadım,sağır sözüm işitmiş
dilsiz çağırıp söyler,dilimdeki sözümü

bir öküz boğazladım,kakladım sere kodum
öküz issı geldi der,boğazladın kazımı

bundan da kurtulmadım, niğdeyim bilemedim
bir çerçi de geldi der,kani oldum gözgümü

tosbağaya sataştım,gözsüz sepek yoldaşı
sordum sefer nereye,kayseriye azami

yunus bir söz söylemiş,hiçbir söze benzemez
münafıklar elinden,örter mana yüzünü

(yunus emre)
bektaşilerce geliştirilmiş bir şiir türüdür.
tanrı ile şaka yollu konuşur gibi yazılan şiirlere denir.anlamca saçma görülen gerçeküstü imgelerle kurulur.
tanrıyı kişileştirme(teşhis) yoluna giderek onunla konuşma, ona sataşma şeklinde gelişen tasavvuf edebiyatı nazım biçimidir.
allah'ın celal sıfatı değil cemal sıfatı ön planda tutulur. küfür gibi algılansa da asla ve kata o şekilde yorumlanmamalıdır. bu şiirler rindane tarzda ele alınır. en güzel örneklerine kaygusuz abdal'da rastlanır.
kişisel olarak en sevdiğim örneği ise pentagram'ın da etkisiyle bu alemi gören sensindir.
mizahi manzumelere denir.
dini ve tasavvufi halk şiirindeki mizahi manzum eserlerdir.

Yücelerden yüce gördüm erbabsın sen koca Tanrı
Alim okur kelam ile sen okursun hece Tanrı

Erliği ile anılır filan oğlu filan deyü
Anan yoktur atan yoktur sen benzersin piçe Tanrı

Kıldan köprü yaratmışsın gelsin kulum geçsün deyü
Hele biz şöyle duralım yiğit isen geç e Tanrı

Garib kulun yaratmışsın derde mihnete katmışsın
Anı aleme atmışsın sen çıkmışsın uca Tanrı

Kaygusuz Abdal yaradan gel içegör şu cür`adan
Kaldır perdeyi aradan gezelim bilece Tanrı

(bkz: kaygusuz abdal)
bu alemi gören sensin

yok gözünde perde senin

haksıza yol veren sensin

yok mu suçun bunda senin

bu alemi gören sensin

kainatı sen yarattın

herşeyi yoktan var ettin

beni çıplak dışar' attın

cömertliğin nerde senin

bu alemi gören sensin

adem'i sürdün, bakmadın

cennette de bırakmadın

şeytanı niçin yakmadın

cehennemin var da senin

bu alemi gören sensin

veysel neden aklın ermez

uzun kısa dilin durmaz

eller tutmaz gözler görmez

bu acayip sır da senin

bu alemi gören sensin
Şathiye, Tekke-Tasavvuf Dönemi Türk Edebiyatı'nda Allah'la dalga geçiyor gibi görünüp aslında amacı dini anlatmak olan şiir türüdür.
divan edebiyatı hakkında en ufak fikri olmayan kişilerin kesinlikle okumaması gereken bir tür. okunursa, olay çıkar orada yemin ediyorum.
çok şairin başını yakan bir edebi türdür. aklı ermeyen ilk okuyuşunda kızar, celallenir.
"Bir gece Meryem'de misafir kaldık, biz isa'nın öz babasıyız

, diyen şair acaba ne demek istemektedir? Bu ana gelinceye kadar anadan üç kez doğdum, babamdan hamile kaldım, anamı dört kez doğurdum, ne demektir? Kurbağanın leylekten kız alıp düğün etmesi, angıt kuşunun imam, toyun müezzin olup nikah kıymaya gelmesi, tavşancılın tambur, domuzun davul, ayının zurna çalması, karganın eteklik giymesi, susığırı, kedi ve sıçanın raksedip oynaması, neyi anlatmaktadır?"

kaynak: vikipedi

"Bir gece Meryem'de misafir kaldık, biz isa'nın öz babasıyız" tebessüm ettirmiştir * * *
ne olduğunu bilmeyenlerin bugün, fazıl say'a saldırıp, ömer hayyam'a küfür etmelerin sebebi edebi tür.